Demokrat Parti Genel Merkezi’nin anayasa değişikliği referandumunda “hayır” oyu kullanma kararının ardından Demokratlar Platformu tarafından düzenlenen Evet Sohbetleri kapsamında 50 ilde yapılması düşünülen panellerin ilki Tire’de gerçekleşti.
Demokrat Parti eski Genel Başkanı Süleyman Soylu Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğundan yola çıkarak, Demokrat Parti Genel Merkezi’nin aksine demokratların referandumda evet oyu kullanacağını ifade ederek başlattığı evet sohbetlerinin startı Tire Seha Gidel Kültür ve Sanat Salonu’nda verildi.
Tireli demokratların alkışları arasında salona giren DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu beraberindeki heyetle birlikte vatandaşları selamladı. Tireliler’in yoğun ilgi gösterdiği panele Demokrat Parti Genel Başkan eski Yardımcıları Harun Akın, Doç.Dr. Sabri Erdil, Nevzat Ceylan, Muğla eski milletvekili İrfettin Akar, Denizli Belediyesi eski Başkanı Ali Aygören, DP GİK üyeleri Prof. D. Emine Gürsoy Naskali, Doç.Dr. Vedat Demir, Mesut Cesur, Onur Gözen katıldılar.
BEKİR KESELİ, “TÜRKİYE DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERECEK”
Panelin açılış konuşmasını yapan DP eski İlçe Başkanı Beki Keseli, önümüzdeki referandumda Türkiye’nin bir demokrasi mücadelesi vereceğini belirterek, “Bu mücadele birçok kez olduğu gibi yine Tire’den başlayacak. Tire yine Türkiye’ye yol gösterecek. Demokratlar olarak biz inanıyoruz ki, hayır da değil evet de hayır vardır” dedi.
Daha sonra akademisyen Gökçe Ok’un başkanlığında başlatılan Evet Sohbetleri panelinde Celal Bayar’ın torunu Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, anayasa hukukçusu Doç.Dr. Faruk Bilir ve Demokrat Parti eski Genel Başkanı Süleyman Soylu, niçin evet dedikleri yönündeki konuşmaları ile katılımcılara hitap ettiler.
NASKALİ, “BU REFERANDUMA PARTİLER ÜSTÜ BİR NOKTADAN BAKALIM VE EVET DİYEREK TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇALIM”
Panelde ilk konuşmayı yapan Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, milli mücadele yıllarını anlatarak başladığı konuşmasında, üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın milli mücadele örgütlenmeleri kapsamında Küçük Menderes Havzası’na gelerek nasıl Galip Hoca olarak anılmaya başladığını anlattı.
Naskali, referanduma “Bu AKP’nin anayasasıdır. Bu nedenle hayır diyeceğiz” diyenlerin bulunduğunu ancak bunun CHP, MHP ve BDP koalisyonu ile birlikte olmak anlamına geldiğini vurguladı. Anayasa değişiklik paketinin bazı eksiklikleri de içerdiğini dile getiren Naskali, ancak bu eksikliklere rağmen bu haliyle bile Türkiye’nin demokrasi adımlarında önemli bir yeri olduğunu dile getirdi.
DOÇ. DR. FARUK BİLİR, “BU DEĞİŞİKLİKLER VESAYETİ ORTADAN KALDIRIYOR”
Anayasa değişiklik paketinin 26 maddeden oluştuğunu dile getiren Doç. Dr. Faruk Bilir de, “Bu anayasa paketi üç açıdan önemlidir. Bunlar da demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarıdır. Tük toplumunun 1921 Anayasası haricinde millet iradesi ile yaptığı başka bir anayasasının bulunmadığını biliyoruz. Bu açıdan sivil anayasa çalışmalarının önünü açmak gerekmektedir” dedi.
Konuşmasında anayasa değişiklik maddelerinin vesayeti ortadan kaldırdığını ve bu değişiklik maddeleri ile kısmen de olsa ilk kez anayasanın ruhuna dokunulduğunu dile getiren Doç. Dr. Faruk Bilir, “Bugün HSYK açmış olduğu bir dava nedeniyle bir hâkimin işine son verse, hâkimin yapacağı hiçbir şey yok, memura kınama cezası veriliyor, yargı yolu kapalı. İşte bu anayasa değişiklikleri bunları ortadan kaldırıyor” dedi.
Pakette yer alan değişiklikler kapsamında askeri yargının görev alanlarının düzenlendiğini de hatırlatan Bilir, “Dünyanın hiçbir yerinde bir sivilin bir askeri mahkemede yargılanması mümkün değildir. Yargı hakkında yapılan düzenlemeler bu çarpıklığı da ortadan kaldırmaktadır. Hâkimler kendilerini HSYK’da kendilerini temsil edebilmelidir. Öte yandan bu değişiklik paketiyle birlikte anayasa mahkemesine bireyler artık bireysel başvuruda bulunabilecekler. Bir anayasa hukukçusu olarak şunu açıklıkla belirtebilirim ki bu değişiklikler HSYK’yı hiçbir şekilde siyasallaştırmaz” şeklinde konuştu.
SÜLEYMAN SOYLU, “BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ BİZE TEK BİR ŞEY SORUYOR, VATANDAŞ MI OLACAKSIN KAPI KULU MU?”
Tire Seha Gidel Kültür ve Sanat Salonu’ndaki Evet Sohbetleri panelinde, dünyada çok büyük gelişim ve değişimlerin olduğunu hatırlatan Süleyman Soylu, “Dün Amerika’da öteki olarak tanımlanan Obama, bugün ABD’nin başkanı oldu. Yine Almanya’da öteki sıfatıyla anılan Merkel bugün neredeyse Avrupa Birliği’ni yönetiyor. Keza Macar Yahudisi olaraktan bilinen Sarkozi bugün Fransa’nın devlet başkanı. 5-6 yıl önce kim bilebilirdi ki Talabani Irak’ta başbakan olacak. Bunların hepsi de dünyanın öteki olarak tanımladığı kişilerdi. Peki Türkiye bu değişikliklerin neresinde? Büyük pencereden baktığımızda enerji bu bölgede. Ancak Türkiye’nin etrafında güvenli bir ülke yok. Bölgemizde tek güvenli ülke Türkiye. Bu açıdan Türkiye Avrupa’ya ve dünyaya mavi akım projesi ile birlikte Mevlana’yı ve Yunus’u taşıyacak tek ülke” dedi.
TÜRKİYE’NİN TEMEL SIKINTISI İHTİLAFLARININ ÇOK OLMASIDIR
Türkiye’nin 1960 ihtilalinden bu yana bir ara rejimle yönetildiğini vurgulayan Süleyman Soylu, “Bugün Türkiye’nin temel sıkıntısı ihtilaflarının çok olmasıdır. Buna rağmen kör topal yürüyen bir demokrasiyle Türkiye ilerlemesini devam ettirmeye çalışıyor. Ancak dar çerçeveden bakıldığında ise Türkiye’nin en önemli zamanında Uğur Mumcu katledildi. Öte yandan bir ülkenin genelkurmay başkanı karargâhına sefer tası ile gidiyor. Bu ülkede başbakana suikastlar düzenleniyor ve hiçbir şey yapılamıyor. Bir taraftan da balyoz, sarıkız, ay ışığı devam ediyor. İşte bunları görünce diyoruz ki dünyanın kullandığı tek dil demokrasidir ve biz de bu dili kullanmak istiyoruz” ifadelerinde bulundu.
BU ÜLKEYİ KİMSE BÖLEMEZ
60 ihtilali ile birlikte anayasaya ve bu ülkenin gündemine üç şey sokulduğunu hatırlatan Soylu, “Bunlar irtica, istila ve bölünme korkusu politikalarıydı. Ama biz biliyoruz ki bu ülkede herkes BDP’ye oy verse bile bu ülke bölünemez. Bizden, biz bu işlerden anlamıyoruz. Ne olursunuz siz bizi idare edin dememizi istiyorlar. Oysa bu ülkenin insanları okuma yazma bilmeseler bile hak ve adalet rızası için en doğru kararı vermesini çok iyi bilirler” şeklinde konuştu.
28 Şubat’ın Türkiye’de yolsuzluk üzerine bina edilmiş bir darbe olduğunu iddia eden Soylu, “Bu darbeyle birlikte sadece bankaların içinin boşaltılması ile Türkiye 55 milyar dolar zarara uğratılmıştır. 60 ve 82 anayasaları topluma sorunlu bakmaktadır. 60 anayasası ile birlikte anayasaya sokulan vesayet sistemini kaldırmanın zamanı gelmiştir. Ancak tüm bunları yapanlar ve aynı zihniyet bu gün de vardır ve aynı şekilde devam etmektedirler. Diyorlar ki bana ey Süleyman Soylu bunları bil ama konuşma. Ama Allah şahidim olsun ki bu ülkede tek kişi bile kalsam demokrasinin Türkiye’ye zenginlik ve huzur getireceğini haykıracağım” dedi.
Editör: Haber Merkezi