Kıyıdan Köşeden Hikayeler Başlıyor.

Eskiyen Kalaycılık Mesleğinin Eskimeyen Ustası, Kalaycı Mustafa Bağımlı

Değerli yerel güç okuyucuları, bölgemiz Küçük Menderes Havzasında eskileri bir nebze hatırlatmak, o günlerin anılarını; güzelliklerini ve değerlerini sizlere paylaşmak için gazetemiz “Yerel Güç” olarak yeni bir bölümü sizlerle buluşturuyoruz. Bundan sonra haftada 2 gün “Kıyıdan Köşeden Hikayeler” adlı yeni oluşturduğumuz sayfamızda eski toprakları, eski meslekleri, eski günleri sizlerle buluşturmaya hazırlanıyoruz. Bu hafta köşemizin giriş sayfasında ilk olarak yıllarını kalaycılığa adamış, 40 derece sıcaklıkta mesleğinin inceliklerini bizimle paylaşan 54 yaşındaki Mustafa Bağımlı amcamız ile yaptığımız sohbeti sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kalaycılık işini hala Ödemiş’te sürdüren teknolojiye karşı direnerek hala ben buradayım ve varım diyen bir amcamız. Ödemiş Peynir Pazarında bu işi sürdüren ve 40 derece sıcaklıkta çalışan Kalay Ustası Mustafa Bağımlı ile Kalaycılığı konuştuk. Günümüzde tüm el işçiliklerinde olduğu gibi teknolojinin getirdiklerine karşı direndiğini belirten Mustafa Bağımlı, “ Baba mesleğim olan bu işi hala Ödemiş’te peynir pazarında bulunan dükkanım da sürdürmeye çalışıyorum. Bu işi 12 yaşında babamın yanında başladım. Kalaycılık gençlik yıllarımda tutulan saygı gören değerli bir meslekti fakat teknolojinin getirdiği yeniliklerle birlikte kalaycılık işi de tüm emek işlerinde olduğu gibi büyük değer kaybetti.  İnsanlar bakır eşyaları bırakarak yeni çıkan çelik ürünleri yeni model işleri tercih etmeye başladı. Bizler de bu durum karşısında hala baba mesleğimiz olan bu işi zor da olsa direne direne buralara getirdik. Teknolojinin karşısında yenilmedik. Bu işin son ustaları olarak hala kalaycılığı devam ediyor. Ödemiş’te sürdürmeye çalışıyoruz. Bu iş aslında hem sağlık açısından, hem de hijyen açısından çok önemli bir iş çünkü bakır kapların mutfaklarda kullanılmaya başlaması ile birlikte toplumda ciddi derece zehirlenmeler görülmeye başlamıştır. Bakır kaplar kalayla kaplanmadan tek başına mutfak eşyası olarak kullanıldıklarında çabuk oksitleniyor ve bakır zehirlenmeleri nedeniyle ölümlere neden olabiliyor. Bu sebeplerden dolayı bakırcılık önem kazanmış, o yüzden bakır kaplar kalay yapılarak kullanılmaya başlanmıştır. Bakırcılıkla önem kazanan bu iş tekrar bakır’ın hayatımızdan uzaklaşmasıyla değer kaybetmiştir.” Şeklinde konuşan Mustafa Amcamız sorularımızı şöyle yanıtladı.

Günümüzde bu işi gelecek kuşaklara nasıl taşıyabiliriz?
Bu işte büyük sıkıntılardan biriside çırak yetişmemesi, kimse kalaycılıkla ilgilenmiyor. Çünkü kalaycılık emek gerektiren, sabır isteyen bir iştir. Bu mesleğin gelecek kuşaklara taşınması için yeni çırakların yetişmesi gerekiyor.

Bu işin yoğun olduğu bir dönem var mıdır?
Kalaycılık işi kurban dönemin de yoğun olan bir iş, en fazla iş talebi bu dönemde alıyoruz. Çünkü insanlar gelinim gelecek, damadım gelecek kalaylı çanakta kurban kavurması yiyecek (Kalaycı Mustafa Bağımlı gülerek) diye bakır kaplarını kalaylatır.

Bu iş yerinde yaşadığınız önemli bir hikayeniz var mıdır?
Benim burada olmamı sağlayan önemli bir anım var 12 yaşında rahmetli babamın yanında arada dükkana gelir babama yardım ederdim. Bir gün kalay yaptırmak için birisi dükkana değerli bir tepsi getirdi. İnce bakırdan yapılan tepsinin kalayını yapmakta zor iştir. Dükkanda da babam yok kahvede arkadaşlarıyla tavla oynuyor. Babam tavla oynarken de çok sinirli olurdu babam bana kızar diye gidip babamı çağırmadım ve ilk kez o ince bakırdan yapılan tepsinin kalayını yapmaya başladım. Tam onu kalaylarken babam geldi bana bir tokat attı. Sen böyle değerli bir tepsiyi benden izinsiz nasıl kalaylarsın… Sonra da pişman oldu yaptığım kalayı beğendi. Daha sonra bu işi iyice bana öğretti ve 12 yaşında kalaycı oldum.

Bu hafta ilk yazımızda Kıyıdan Köşeden Hikayeler olarak Kalaycı Mustafa Bağımlı amcamızla kalemimizin yettiği kadar mesleğini konuştuk. Yeni bir hikaye de görüşmek üzere…