Türkülere de konu oldu, filmlere de. Bir başkadır herhalde memleket sevdası. Gurbette yaşayanlar, yaşadığı yeri gurbet sayanlar. Bunun bir başka türü de, kalkınmış, ileri demokrasiye geçmiş, toplumun gelir düzeyi milli gelir seviyesinin üzerine çıkmış, asgari ücret yoksulluk sınırının üzerine tırmanmış, köylü hobileriyle uğraşmaya başlamış, traktörler işi bittikten sonra tarlaların kenarında bırakılmış, köylümüz binek araçlarla asfalttan köydeki evine ulaşmış, köyler şirin kasabalar haline gelmiş, veresiye ortadan kalkmış, herkes nakit alışveriş yapmaya başlamış, devlet dairesindeki memurlar vatandaşı ağzında çikletle değil küçük bir tebessümle karşılar hale gelmiş, kapısını kilitlemeden evinden çıkanlar güvenlikten endişe etmezmiş…

Aklıma Doğan Cüceloğlu’nun ‘Mış gibi yaşamlar’ kitabında ele aldıkları geldi. Biz aslında meğer her şeyi ‘Mış’ gibi yapıyormuşuz. Yani, yapıyormuşçasına. Aslında biz memleketimizi seviyoruz diyoruz da seviyor gibi yapıyormuşuz. Memur mış gibi, politikacı mış gibi, doktor mış gibi, öğretmen mış gibi… Niyet, bilgi, beceri ve eylem kararlılıklarının ortaya çıkan icraatlarla ilgisi yok. Bu kitabı baştan sona anlatacak değilim. Her bir şey böylesine ironi doluyken ilk paragrafta hayal ettiğim memleket, özlemini, sevdasını duyduğum memleket hikaye olmuyor mu?

İşte tam da bu noktada bir başka memleket sevdasının var olduğunu öğreniyoruz. Kimden mi? Elbette memleket sevdalılarından. Çocukluktan beri görmediği topraklardan milletvekilliği için destek isteyen memleket sevdalısı politikacılar.

Benim sevdamla onların sevdası örtüşürse, bu memleket dünyanın incisi, her alanda örnek gösterilen birincisi olur. Yoksa hepimiz ‘Mış’ gibi yaşar gideriz. Benim gelip de Tire’den ya da Küçük Menderes’ten oy isteyen aday adaylarına şimdilik sözüm yok. Hele bir adaylar belli olsun, herkes onları tanıma ve tanıtma derdinde. Biz de basın olarak aynı dertle hemhal oluyoruz elbette. Ama emin olun, bu memleketi kimin ne kadar sevdiğini öğrenmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu satırlardan, manşetlerden sizlerle paylaşacağız.

Yereldeki memleket sevdalılarını hepimiz görüyor öğreniyoruz zaten. Onların bu memleketi sevdikleri için yaptıkları icraatları yakından takip ediyor ve kendilerine olan şükran duygularımızı da her daim paylaşıyoruz.

Yerel Güç gazetesi olarak biz önümüzdeki seçim sürecinde yine havzanın tarafsız sesi olmaya devam edeceğiz. Gazetemizin kapıları her siyasi partiye ve her adaya açıktır. Bizim üzerimize düşenin anlatılmak istenenleri halka en iyi şekilde anlatmak olduğunun bilincinde hareket ettik ve edeceğiz. Kararı kadirşinas halkımız verir.

Bizim de memleket sevdamız için en iyi yaptığımız iş bu.

Anlatmak…

Anlatacağız da…