Geçtiğimiz hafta yaşadığım her an nefes aldığım süreler boyunca unutamayacağım anılarla bezendi hafızama. Bir yanda hak ve özgürlükler mücadelesi adına arkadaşlarımızla el ele gerçekleştirdiğimiz Demokrasi Buluşmaları Paneli, diğer yanda salon dolmasın; rezil olsunlar diyerekten insanları kandırarak göndermemeye çalışan biçare demokrat cüceler, öte yanda Türkiye’nin meselelerini halletmenin gururu içerisinde Amerika’da yaşayan cemaat büyüklerini paralamaya çalışan köşem yazarları.
Hepsinin arasında Seha Gidel salonunu dolduran, doldurmakla kalmayıp dışarıdan getirttiğimiz 100 tane sandalyeyi de kullanmamıza sebep olan demokrasi kahramanları. Ve fikirleriyle tüm salonu ayağa kaldıran Soylu bir demokrat.
Böylesine önemli bir adımı Kentin Sesi olma söylemiyle çıktığı yolda Kendi Sesi olmaktan öteye gidemeyecek manşetler atan 5 oklu gazeteler. . (6.ok nerde tam bilemedim). .
Hani bir söz var, “Rüzgar eden, fırtına biçer”. Ben de muhataplarına soruyorum “Fırtına eken ne biçer?”
Evet ya da Hayır tartışmaları arasında elle tutulur somut önerileri, fikirleri olmayanların bizlere “Artık AK Parti’ye geçiverin” dedikleri bugünlerde bir arkadaşımın kendilerine “O zaman siz de CHP’ye geçiverin.” dediği zaman yüzlerinin aldığı renk gerçekten görülmeye değer.
Ben bugünkü köşemde öncelikle evet ya da hayır tartışmalarının yapılma şeklinin, üslubunun, endazesinin kaçtığı konusuna değinmek istiyorum. Daha sonraki günlerde Demokrasi Buluşması ile ilgili sizlerle paylaşacağım çok ilginç anekdotlar olacak. Geçtiğimiz hafta bir yazar arkadaşımız ısrarla HAYIR derken, Türkiye’deki meseleleri halletti ve Amerika’ya kadar uzanan eleştiri girdabına girdi.
Bu arkadaşımız Bayındır temsilcimiz Sayın Serdar Ulusoy ve eleştirdiği kişi de bir cemaate mal olmuş, arkasında ya da fikirlerinin yanında duran binlerce insanın lider olarak gördüğü Fethullah Gülen Hocaefendi. Ben bu ironi dolu yazı hakkında sadece birkaç fikir beyan etmek istiyorum.
Birincisi; Fethullah Gülen bir imamdır, hocadır, İslami konularda gerçekten bilgi ve birikim sahibi olan, kitlelerin gönül verdiği bir cemaat lideridir. Ne yapmıştır, neden yapmıştır, nasıl yapmıştır tartışmalarına asla giremem. Çünkü muhatabı ben değilim. Sadece şunun bilinmesini isterim. Benim Türkiye’de liderlik yapan, ancak; samimi bulmadığım, ülkeye (bana göre) hiçbir faydası olmadığını düşündüğüm birçok lider ya da siyasetçi var. Ben satırlarımdan bu insanlara eleştiri yöneltirken, o liderlere gönül veren, seven, hassasiyet gösteren insanlar olduğunu unutmamak için elimden geleni yapıyor ve ona göre davranıyorum. Serdar arkadaşımdan da aynı hassasiyeti göstermesini beklerdim; göstermemiş canı sağolsun. Gazetemiz editörleri bundan sonra eminim bu arkadaşımızın fikirlerini dile getiriş biçimi konusunda daha hassas davranacaklardır.
İkincisi; Fethullah Gülen Hoca’nın Kırık Testi isimli kitabında ifade ettiği “Kemerbeste-i Ubudiyet” yani el pençe divan Allah’a kulluk eder gibi anlamı taşıyan ifadesi ve bu zatın her daim bu şekilde yaşadığı, her kendini Allah’ın huzurunda hissederek “Günahlarım başımı dik tutmamı engelliyor” diyerek boynunu bükmesini Papa’ya biat olarak anlayan zihniyet bu anlayışı ile Fethullah Gülen Hoca’nın şahsına elbette saygısızlık yapmaktadır. Her şeyden öte Yeni Cami imamının karşısında ellerini cebinden çıkartarak “Hocam” diyerek duran bir arkadaşımızın kendini İslami hizmetlere vakfetmiş bir insana “Sen nesin?” ifadesiyle yaklaşması küçük düşünceli bir yaklaşımdır.
Üçüncüsü; seversiniz ya da sevmezsiniz bugün dünyanın dört bir yanında Fethullah Gülen’in yüzünü dahi görmemiş binlerce gencin samimiyetle yapılan davet ve yönlendirme neticesinde açtığı okullar sayesinde “Allah” kelimesini bilmeyen binlerce Gayri-Müslim bugün Allah’ı ve devamında Türkiye’yi tanımakta, Türkiye adı geçtiğinde gözleri yaşarmakta, emin ol Serdar kardeşim senin İstiklal Marşı okurken rutinleşen ve körelen hislerinin aksine oradaki birçok çocuk büyük heyecan duymaktadır.
Şimdi bir grup çıkar beni Fethullah “ÇI” ilan eder. Bizim “Cİ” “CI” takıları almaya ihtiyacımız olmadığını öğrendiğiniz gün bu ülke bir yerlere gelmiş demektir. Fethullah Gülen her şeyden öteye bir insandır. İnsanlar idareten, siyaseten, insaniyeten elbette hata yapacaklardır. Ancak kusura bakmayın bu Türkiye’nin bir gerçeği olan cemaatleri, cemaatlerin liderlerini eleştirmek de herkesin harcı değildir. Abdestsiz adını ağzınıza bile almanızın Allah katında sizleri büyük sıkıntıya sokacağına inandığım insanlara dil uzatırken bundan sonra umarım daha dikkatli olursunuz. Yoksa savunmak benim ne haddim, ne de görevim. Açıklama sebebim de okurlarımın hassasiyetine verdiğim önemdendir. Sevin ya da sevmeyin, bu ülkede Laz da ver Çerkez de, Kürt de var Türk de, cemaatler de var satanistler de. Ama bu bize birbirimize hakaret etme hakkını vermez.
Gerçekleri yok sayanların bence sadece aklı tutulmuştur.