Bir dönem Türk siyasetine damgasını vurmuş bir büyüğümüz(!)  “Dün, dündür; bugün, bugündür.” felsefesi ile adından sık sık söz ettirmişti. Sonraki siyasetçilerimiz de “ Değiştim, geliştim.” anlayışını hakim kıldılar,siyasetimize.
   Bugünlerde de bir “IRKÇI” lafı ağızlarda sakız olmuş gidiyor... Kim kime neden ırkçı diyor, kim kendisini nasıl ırkçı olmadığını savunuyor belli bile değil.Sadece “ağızlarda sakız olunmuş bir kelime çiğnenip duruyor” o kadar...
   Gelin sizinle bir “siyasi nostalji” yapalım isterseniz.
  Bir dönem Türk devletinin semalarına “orak-çekiçli” bayrağı dikmek için yırtınanlar ile; mitinglerinde İstiklâl marşımızı paltoları omuzlarında ve “kelime—tevhid (aslında Suudi bayrağını)” taşıyanlar ağız birliği etmişçesine “ırkçı” tartışmasına soyundular. O siyasetçilerimiz ki ceket yakalarında Türk bayrağı rozetini taşıyanları yıllarca “faşist,ırkçı,kafatasçı” diye suçlamadılar mı? İstiklal Marşımız yerine “Enternasyonel Marşı”nı okuma acizliğine  düşmediler mi? “Türk’üm diyeni suçlayıp “kardeşçe” (!)  cephe lamadılar mı?
  Şimdi bakıyoruz da bir dönem suçladıkları hatta hatta birilerine hedef gösterdikleri insanlardan daha “milliyetçi” söylem içinde kıvranıp duruyorlar.Yakalarından bir dönem takmaya “AR” ettikleri Türk bayrağının rozetini sımsıkı takıyorlar.  Hele hele adı ne olursa olsun seçimler yaklaştıkça bu söylemler daha da artacağa benziyor.Yerel seçimlerde gösterecekleri adayların  “biz de eski.........”  laflarını sıkça duyacağız gibi...
    Ancak bir türlü cevabı verilemeyen bir soru var hafızalarda...
   Bu siyasetçiler dün birilerine hakaret ederken bugün o hakaret edenlerin “dizlerinin diplerinde oturma” merakı neden sık sık nüksediyor ki? Yoksa  HSYK  kızının atamasına engel olmasın ya da oğullarının bir yerlerde işe girmesinde sıkıntı olmasın diye mi bu diz dibinde oturuştan vazgeçemiyorlar?
   Hep dedik ya Türkiye, “Gariplikler Ülkesi”  diye...
   Biz  “Kızım sana söylüyorumi gelinim sen anla.” misali yerel seçimler yaklaştıkça zaman zaman bu “TİP” leri sizlerle tanıştıracağız. Dün iktidara ya da bazı siyasi anlayışa “bibleyenleri” sizlerle karşı karşıya getireceğiz ki kimi seçtiğimizi,kimlerle yandaş olduğumuzu,kimlerin  midelerinin geniş olduğunu kamuoyu bilsin diye...
   Darılmak,gücenmek,kırılmak yok!...
  Siyaset  ERMEYDANI değil mi?
  Biz de diyoruz ki HODRİ MEYDAN...