Kulluğun en önemli aşamalarından biri; kendini bilmek ve kendini bilerek Rabbini bilmektir. Kendini bilen kul, önce yaradılışındaki sevgi eserini fark eder. Sevgi; varoluşun sebebidir ve bu duyguyla sevilene yönelip, ona değer vermek demektir. Seven, sevdiğini düşünür, ona saygı duyar, onu korur ve kaybetmekten korkar.
Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in peygamberliğine inanan bir Müslüman için sevgi duygusuna sahip olmak, güzel bir haslettir. Sevgi; önce inanmaktır, inandığı gibi yaşamaktır. Sevgi duygusu olmadan, mutlu olmak, iyi ve yararlı bir insan olmak, sabır, şükür, hoşgörü, fedakarlık gibi diğer güzel duyguları üretmek mümkün değildir. Bu manada sevgi, emektir, paylaşmaktır, sevdiğini olduğu gibi kabullenmek ve onun hoşnutluğunu kazanmaktır. Yüce Allah sevgi dolu bir mümin için şöyle buyurur: “İman edip de, iyi davranışlarda bulunanlar için çok merhametli olan Allah, gönüllerde bir sevgi yaratacaktır.” Sevgi, insanın yaratılışında var olan ve insanların birbirine iyi davranmasını sağlayan duygudur. Böylece mutlu olur ve başkalarını da mutlu ederiz. İslam’ın amacı da, insanı hem dünyada, hem ahirette mutlu kılmaktır.
Sevgi duygusuna önem veren dinimizde, sevgi, imanla bağlantılı görülmüş, kalpte bu iki duygunun birbirini beslediği vurgulanmıştır. Resulullah (s.a.v.) de; "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırınız!” buyurmuş, aramızdaki sevgiyi ifade etme yollarına böyle bir örnek vermiştir. Gönülden gelen ve güler yüzle alınıp verilen selamın sevgileri arttırdığına ve yaydığına şüphe yoktur.
Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden biri de kullarını seven ve sevilmeye en çok layık olan anlamına gelen el-Vedud’tur. Vedud olan Rabbimiz, seven ve sevilendir. Sevginin asıl kaynağı bizzat Rabbimizin kendisidir. Ancak sevgi, karşılıklı olduğu zaman anlamlıdır, değerlidir. Bu yüzden Allah için sevginin olduğu yerde, kin, nefret, öfke, kıskançlık ve ayrılık duygularına yer yoktur. Bu duygu sayesinde, kendimizi, ailemizi, çocuklarımızı, komşu, dost ve akrabalarımızı sever, onlarla bir arada yaşamaktan mutlu oluruz. Tüm iyilik ve güzelliklerin ortaya çıkması için, kalplerde sevgi alışverişinin olması, bunun konuşmalara sevgi sözcükleri olarak yansıması ve davranışlarda görülmesi gerekir. Sevgiyi duymaya, hissetmeye ve yaşamaya hepimizin ihtiyacı var. Sevgi bekliyorsak önce sevmeli, sevgi dermek istiyorsak sevgi ekmeliyiz. Sohbetimi Yunus’un şu dizeleriyle tamamlıyorum:
 
Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz