Siz şimdi bu başlığa bakarak, geçtiğimiz hafta yaptığım ihbar neticesinde memleketin ayaklandığını, fırtına koptuğunu zannedersiniz. Ben de bu nedenle hemen uyarayım da beklentilerinizi sıfıra çekeyim istedim ilk satırda. Öyle hemen kolay olmuyor, kimi seçim derdinde, kimi geçim derdinde, kimisinin de derdini bilemiyorum. Yazımda anlattığım olayın yasalardaki karşılığının Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmak olduğunu sadece söylemekle yetinebilirim şimdilik. Konunun takipçisi olduğumu ve bu işi de burada bırakmayacağımı hatırlatarak gündemime dönmek istiyorum.
Yine aslına bakarsanız bu da gecikmiş bir gündem. Ödemiş ilçesinde yakından tanıdığım bir arkadaşımın yaşadıklarıyla ilgili birkaç düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben her zaman şunu iddia etmişimdir siyaseten. Şu andaki partilerin tabelalarını sökün, gelmiş, geçmiş tüm liderleri bir müddet için yok sayın ve insanlara deyin ki, “Fikrinize uyan insanlarla biraraya gelerek yeni siyasi oluşumlar gerçekleştirin.” İnanıyorum ki birçok farklı partiden insan biraraya gelecek ve yeni siyasi oluşumlarda birçok beyaz fikirli, modern düşünceli, art niyetsiz, kişisel çıkarlarını menfaat ağlarından arındırmayı başarmış insan bir arada büyük kitleleri peşinden koşturacaktır.
İşte bu noktada CHP çatısı altında nasıl barınabildiğini bir türlü anlayamadığım, fikirlerine her daim saygı duyduğum Mustafa Ali Fırtına kardeşimden ve yaşadıklarından söz etmek istiyorum. M. Ali Fırtına ile siyasi oylarımız referandum sürecinde ayrılmasına rağmen aslında o da bizimle farkında olmadan aynı mücadelenin içerisindeydi. Bir farkla, biz parti kimliğimizden sıyrıldık, DP yönetiminin tabana danışmadan salt AK Parti’ye muhalefet etme noktasında aldığı karara biat etmedik, vesayet sistemini kırmak istedik. Bu vesayet sisteminin içerisinde en başta askeri vesayetle birlikte, yargı vesayeti, liderlik sultasının vesayeti gibi vesayetleri kaldırmak için evet dedik.
Biz DP’de bunun adımlarını attık ve partiden dışlandık, genel başkanımız Süleyman Soylu ve GİK üyesi Gökçe Ok gibi iki önemli demokrasi neferimiz partiden tedbirli ihraç edildi. Gelinen noktada neler yaşandığını zaten görüyorsunuz ayrıca yazmayacağım.
Fırtına arkadaşımızla çok zaman sohbet ettik. Yenilikçi, modern, demokrat düşüncelerini CHP’deki vesayet sisteminin kaldıramayacağını ben çok yakından biliyordum. İnsanlar için yıllarca inandığı davada ve üstlendiği misyonda bunu yakından görmesi pek mümkün olmuyor. Fırtına arkadaşımız liderlik sultasının en önemli yapı taşlarından olan milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecinde müthiş bir çıkış yaptı. Dedi ki ‘Ön seçim istiyorum.’ Gazetede okuduğumda yürekten alkışladım bu çıkışını.Adı üstünde Fırtına işte.Bununla kalmadı ki Fırtına, partisinin adaylık belirleme süreci, belediye başkanının davasına ve üstlendiği misyonla bağdaştıramadığı davranışlarına karşı isyan bayrağını açtı, eleştirilerini sıraladı durdu.
Ne yazık ki benim koltuğuna yakıştıramadığım, daha ilk tanıdığım gün ‘Beklentilerin yüzde 10’unu karşılayamaz’ dediğim Tacettin Bayır’ın Keskin dolduruşlu akıl almaz ithamlarına mazhar oldu bu çıkışlarıyla. İşte bizim karşısında durduğumuz siyasal vesayet sistemi de bu. Parti tabelası ne olursa olsun insanlar artık demokrat bir yönetim tarzı istiyor. Belki eskiden de istiyordu ama bu defa dile getiriyor. Dillendiriyor, aksine davrananlar cayır cayır eleştirilip, kamuoyuna deşifre ediliyor.
CHP’nin anlayamadığı bir gerçek ise listelerinin Çıra(y) gibi yandığıdır. 5.sıradaki adayları mı daha çok oy getirecektir CHP’ye yoksa bir kaşık suda bile Fırtına kopartma kabiliyetine sahip cengaverler mi bunu hep birlikte göreceğiz.
Ama Fırtına kopmuştur bir kere. Bu fırtına çok ağacı yerinden sökecek güce sahiptir. İradesi, kuvveti, kişisel bilgi birikimi ve beceresi, davası uğruna adanmışlığı yeni sorgulamaları ve iç hesaplaşmaları da ardından getirecektir. Hiç endişeniz olmasın.
Ben hep derim, Tire’de İlhan Ağat, Ödemiş’te Mustafa Ali Fırtına.
Dik durun beyler, duruşunuzu bozmayın. Bugün sizi yok sayıp görmezden gelenler, kopardığınız fırtınanın ardından köklerinden kopup gideceklerdir.
Partiniz, adresiniz neresi olursa olsun, dik durun.
Partiniz, adresiniz neresi olursa olsun, dik durun.
Sadece Hayyam’ın dediğini unutmayın:‘Bozuk düzende sağlam çarık neye yarar’
Belki bir işe yaramaz ama ışıl ışıl parlar ilerisi için, çocuklarımız için.
Selam ve muhabbetle.