24, 25, 26 ve 27. Dönem CHP ve İYİ Parti’den Milletvekili olan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in başdanışmanlığını yapan Dr. Aytun Çıray, SONSÖZ TV’de yaptığı açıklamada, İYİ Parti’nin önümüzdeki yerel seçimlerde Türkiye’nin her yerinde kendi adaylarıyla seçime gitmesi gerektiğini söyledi. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Çıray, “İYİ Parti partileşmek istiyorsa, her yerde kendi adayıyla yarışmalı. Tabanın genişlemesi için buna mecbursunuz” ifadelerini kullandı.

DOĞRU YOL PARTİSİ’Nİ ÖRNEK GÖSTERDİ

İYİ Parti’nin önümüzdeki yerel seçimlerde Türkiye’nin her yerinde kendi adayıyla yarışması gerektiği düşüncesini anlatırken, geçmişten Doğru Yol Partisi’ni örnek gösteren Aytun Çıray, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Doğru Yol Partisi kurulma aşamasındaydı! Ben de yeni üniversiteyi bitirdim, hekim oldum, DYP’de siyaset yapıyorum. Öyle imkansızlıklar var ki, Hüsamettin Cindoruk genel başkan İzmir’e geliyor, davuz zurnacıyla beraber karşılayan 15 kişiyiz. Ondan önce Yıldırım Avcı vardı, genel başkan, rahmetli. Süleyman Demirel de yasaklıydı. Askeri darbenin etkileri sürüyor, Özal tek başına iktidar! Böyle bir konjonktürde  Doğru Yol Partisi seçimlere girdi ve yüzde 10’un üzerinde oy aldı. Bunları neden söylüyorum? İYİ Parti, bugüne kadar ittifakla seçimlere girdi, doğru da yaptı. Çünkü bu yeni sistem, yeni rejim, ne yazık ki koalisyonlardan Türkiye’yi kurtaracak denilen bu sistem, seçimden önce koalisyonlara mahkum etti. Üstelik oy oranlarının kaç olduğu belli olmayan partilerin koalisyonu! Buna bir lafım yok. Şu anda bana göre, parti nasıl bir karar verecek bilmiyorum. Ancak İYİ Parti, partileşmek istiyorsa, Türkiye’nin her yerinde kendi adaylarıyla seçime girmeli. Tabanın genişlemesini sağlamak için buna mecbursunuz.  Bunu yapmazsanız, nasıl bir sonuç olur, onu söylemek kolay değil. Onu zaman ve şartlar gösterir.”

İŞBİRLİĞİ YAPILACAKSA, O SÖZLER, İŞBİRLİĞİNİ ÖLDÜRÜCÜ BİR EYLEMDİR

İttifak yapılması gerekmesi durumunda nasıl tavır sergilenmesi konusunda Aytun Çıray, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Eğer ittifak yapmak gerekirse, o zaman, her şeyden önce, kazanacak aday sürecinde yaşananlar tekrarlanmamalı. Eğer bir işbirliği yapılacaksa, işbirliği yapmadan önce, sizi yıpratmamalıyım, hakkınızda kötü konuşmamalıyım. Bu eleştirilerim duygusal karşılanmasın, ben hiçbir partide değilim; olaya makro boyutta bakıyorum. Ben seninle işbirliği yapacaksam, ben sana niye bağırıp çağırıyorum? Önce yıpratırsam, bu işbirliğinin ne faydası olacak? İnandırıcılığı ne olur? Fikirlere saygım var. Sayın Akşener’in, 15 milletvekili almasından dolayı pişmanım demesine saygı duyarım. Bir özeleştiri olarak kabul ederim.  Ama işbirliği yapacaksam, bu söz, işbirliğini öldürücü bir eylemdir. Özellikle 26 Ağustos’ta Afyon’u seçip yapılması gereken yüksek konuşması yerine, yine iç siyasete yönelik belediye başkanlıkları pazarlığıyla ili eli güçlendirmeye yönelik konuşma yapıldı.  Ne yapmak isterse istesin, sonuç olumlu olmalı. Toplumun sağduyusu var. Toplum zaten öfkeli, kızgın, morali bozuk. İhtiyacı olan yeni bir moral, yeni bir ufuktur. İYİ Parti ideolojik olarak neyi tarif ediyor, diye sorsam, pek çok kişi tarif edemez. Çünkü İYİ parti hala kendini tanımlayamamıştır, gri alandadır. Önce partinin rengini belli etmesi gerekiyor. Merkez siyaset olmak isteyen, Türkiye’yi yönetmeye talip bir partinin listesinde bir tane büyükelçi yoksa, o zaman Türkiye’yi yönetme talebi yok demektir”

Editör: Tutku İç