Geçtiğimiz hafta şirin ilçemiz Tire’nin geleceği açısından birçok konu kamuoyunda tartışılır hale geldi. Tartışma da öyle sizin algıladığınız gibi muhataplarının bir yer oturup da enine boyuna gerekçelerini, taleplerini masaya yatırması şekliyle olmadı. Bizim daha o aşamaya gelebilmemiz için kaç fırın ekmek yememiz lazım belli değil. Geçtiğimiz hafta başlayan ve bu hafta da tartışmalarının devam edeceğini tahmin ettiğimiz iki konu var. İkisi de birbirinden önemli. Biri eczane yerlerinin satışı ile ilgili mahkeme kararı sonrası belediye yönetiminin hatta yönetimi de değil Tayfur Çiçek’in ne yapacağı. Diğeri ise eski hal binasındaki kiracıların tahliyesi için gönderilen encümen tutanağı. Belediye Başkanı Tayfur Çiçek’in iki yıldan beri sürekli eleştirdiğim, açıkça yazdığım, çoğu zaman da soluğu mahkemede alan avukatlarının boş uğraşlarıyla biten bir anlayışı var. Nedir bu anlayış?
Proje babası oluşu. Tayfur Çiçek, hepimizin malumu, radyoya çıktı açık açık ‘Ben proje babasıyım’ dedi. Gelin de bunu yorumlayın. Şimdi bana da yetki verseler, deseler ki bu kademenin bir hafta sorumlusu sensin. Bakın bir neler olacak. Ben de proje babasıyım diyerekten memleketin bir ucundan dalarsam, elde avuçta ne varsa tüketip, ‘Para bitti. Oteli satalım’ desem, ne derler?
O makamda oturan bir insanın ‘Desinleeeeer’ deme lüksü olamaz. Belediyeler bir kurumdur. Kurumlar, kurumsal kararlar alırlar. Balımsultan yolunan harcananların beşte biri kadar bile tutmayacak bir maliyetle SGM’ye Halk Bankası binası tahsis edemeyen bir yönetim anlayışının proje babalığıyla ilgisi olamaz. Ortada hiçbir plan ve proje olmaksızın, giderleriyle ilgili hiçbir fizibilite yapmadan, bütçesi için meclisten onay almadan dağ bayır yardırmanın adı proje babalığı. Neyse…
Şimdi ise, bizim proje babamız, kalktı, eski hal binasıyla ilgili depreme dayanıklılık testi yaptırdı. Yeni deprem yasasına göre de 1950lerle yapılmış binaların sağlam çıkmasını beklemek zaten abesle iştigal olurdu. Buradan proje babamıza bir hatırlatmada bulunayım. Tapu dairesinin olduğu belediye taşınmazına, halk bankasına ya da eski belediye binasına da aynı testleri bir uygulasanız diyorum, acaba nasıl bir sonuç çıkar? Bunu bir yana bırakırsak, önce şunu ortaya koyalım.
Eski hal binasının yıkılarak yerine kentin ihtiyaçları doğrultusunda otoparkıyla, kafesiyle, lokantasıyla, dükkanlarıyla kapsamlı bir tesis yapılması ihtiyaç mı değil mi? Elbette ki ihtiyaç. İşin ilginç tarafı herkesin bu yönde de bir beklentisi var. Üstelik bu yerdeki bazı mekanların işletilişi esnasında yaşanan kavga ve gürültüler de mekan sahiplerini bile bezdirmiş durumda. Herkes ekmek derdinde olmasına rağmen buraya modern bir tesis yapılmasına kimsenin itirazı yok. Ben birçok esnafı ziyaret ettim, herkes diyor ki ‘illa ki buraya güzel bir tesis yapılsın, ihtiyaç var’. Tabi ki hal böyle olunca insanın aklına şu soru geliyor ‘Herkes yıkılsın, yenisi yapılsın diyorsa feryatlar niye’.
Cevabı çok basit. Bu alan koruma amaçlı imar planı içerisinde kalıyor. Burayla ilgili yapılacak olan proje için ruhsatı ilgili kurul verecek. Kurulun da böyle bir ruhsatı, her şey kitaba uygun olduğunda incelemelerini tamamlayıp vermesi, en erken iki yıl. Şimdi Tayfur Çiçek’e soruyorum: ‘Başkan bey, burayla ilgili olarak hazırladığınız bir planınız var mı?’. ‘Proje için meclisten onay aldınız mı?’, ‘Bütçesi için onay aldınız mı?’, “Kat karşılığı verilecekse, hangi katların verileceği için meclis onayı var mı?”,”Anıtlar kurulu ruhsat için onay verdi mi?”… Daha da onlarca soru sorabiliriz ama bu sorular, bir karar verebilmemiz için yeterli. Burası için hiçbir çalışma yok. Yok iken onlarca mekan sahibine bir karar tebliğ ediliyor “Ay sonuna kadar içerisinde boşaltın”.
Yirmi günde insanlar ev değiştiremez iken, işletmeyi nasıl değiştirirler? Kendinize acaba ‘Proje Babası’ sıfatını yakıştırırken çok merak ediyorum ‘Buradaki birahaneler nereye dükkan açacak’ ona da bir çözüm ürettiniz mi? Malum açık ve net yazıyorum buraya; zira radyodan kendi ifadeniz ‘Her şey kafamda’ demiştiniz. Şimdi acaba, o kafanızda alkol lekesi olmayan bir yerde, alkollü mekan açamayacağı malum onlarca mekan sahibinin nereye gideceğiyle ilgili bir açıklama var mı? Emniyet müdürlüğü başta olmak üzere, diğer yetkili kurumlarla bir araya gelerek, yapılması muhtemel değişiklikler üzerinden yeni bir alkol haritası çalışması yaptınız mı? Yoksa o kendi verilerinize göre emniyete gönderdiğiz, sonrasında da onaylanmayan alkol lekeleri gibi bunlar da var kafanızda var ama havada mı kalacak? Cek, Cak, Cuk…
Başkan bey, 2011’li yıllarda artık bireysel çalışmaların hükmü yok. Bizlerin karşısına ilk çıktığınızda ortaya koyduğunuz, seçim meydanlarında haykırdığınız “Mahalle toplantıları yapacağız, esnaf toplantıları yapacağız” laflarına ne oldu? Topu topu 50 kişilik esnaf grubu ile bir araya gelip, proje tartışamıyorsunuz. Sonra insanlar isyan edince haksız oluyor. Böyle bir şeyin hükmü yok.
Tahliye Kararı Kime Ait?
Sevgili Tireliler, bugüne kadar her zaman gerçekleri ortaya koydum. Şimdi size bir başka gerçekliği daha ortaya koymak istiyorum. Tayfur Çiçek’in yönetim anlayışını daha iyi anlayabilesiniz diye. Yer Belediye, Encümen Toplantısı. Karar ‘Deprem yönetmeliğine uygun olmadığı raporu, kiracılara tebliği edilsin’. Peki, soruyorum şimdi esnafa, size gelen kararda ne yazıyor? “Kiracılık sıfatlarının sonlandırılmasına” diyor mu? Ben buradan açıkça yazıyorum. ENCÜMENDE TAHLİYE KARARI ALINMADI, BU İFADE SONRADAN BELEDİYENİN AVUKATININ İSTEĞİ ÜZERİNE İLAVE EDİLDİ. Üstelik encümen kararı encümen üyelerine imzalatılmadan tebliği edildi. Zira kararda İlhan Ağat’ın imzası yok. Olmadığı halde de varmış gibi gösteriliyor. Eğer ki dağıtılmadan imzalatılmak istense, İlhan Ağat tahliye kararına itiraz edecek. Ben olayı aynen anlattım. Aksini iddia eden varsa yüzleşmeye de hazırım, hazırız. Kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Belediye avukatının öngörüsü kapı önüne konmak istenen esnaftan daha önemli herhalde.
Önce bir yer göster, alternatif göster. Sonra da istediğin projeyi yap. Bu yaklaşımla bir tek çivi çakamazsınız başkan bey. Dağda yol açarken karşınızda duran var mı bilmem ama buradakiler baba. Aile babası. Çoluğuna çocuğuna ekmek götüren baba. Büyük projeler tek başına yapılmaz başkan bey. Oradan çıkardığınız 50 esnafa 10 dükkan gösteremezsiniz. Gösteremezseniz, iktidarıyla muhalefetiyle, esnafıyla bir araya gelerek ortak bir çözüm üretmek zorundasınız. Başkanlığınızın gereği budur.
Hayırlısı olsun ama Tire’ye ve Tireliye yazık olmasın.