Geçtiğimiz hafta sonu ülke gündemine paşaların emeklilik istemi bomba gibi düştü. Her ne hikmetse, paşalarımız birbiri ardına emekliliklerini istediler. Ekranlara önce ‘İstifa’ şeklinde yansıdı olay. Elbette ki söz konusu ‘Onurlu’ eylemlerini gerçekleştirirken bireysel özlük haklarından mahrum kalmamaları olunca bir anda ‘Emekliliğe’ dönüştü.
Türkçesi, bunca yıl kendilerini milletin tepesinde, milli egemenliğin zirvesinde gördükten, adları değil, benzetmeleri gibi de ‘Paşa Paşa’ yaşadıkları için bir anda beş parasız kalmayı içlerine sindiremediler. Yani, yemedi.
Hal böyle olunca, Allah’ın emri namazı evlerinde kıldıkları için ordudan ‘İrticacı’ etiketiyle kapı önüne konan, üstelik beş parasız, güvencesiz orta yerde bırakılan ordu mensuplarımız geldi. Tek derdi vatanını savunmak, bunu yaparken de Allah’a kulluk görevini ihmal etmemek olan şerefli subaylarımız birer birer insanlık dışı sebeplerle ‘Peygamber Ocağı’ diye anılan ordumuzdan ihraç edilirken, onuru aklına getirmeyen paşalarımız bir anda dürüstlük timsali kesildiler. Neymiş, bir sürü asker tutukluymuş da mahiyetini savunamamış. Bre paşam, mahiyetinin neden tutuklu olduğunu da bir hatırlasan olmaz mı?
Karakol baskınlarında bir sürü şehit verirken utanmadınız, çelik yelekleri olmadığı için şehit verdik utanmadınız, bu ülkenin bütçesinin yıllardır aslan payını alıp bir arpa boyu terörle mücadele edemediniz utanmadınız, sizin gibiler üç kere darbe yaptı bu ülkede utanmadınız, insanları astınız darbelerde utanmadınız, dördüncü darbenin planlarını yaparken yakalandınız utanmadınız, JİTEM’i kurdunuz, Eşref Bitlisleri yok ettiniz utanmadınız, patronunuz olan milletin vekilleri planladığınız darbelerin hesabını sormaya kalkınca mı utandınız? Onurunuz aniden zedeleniverdi öyle mi?
Boş verin paşam!
Kendi menfaatleriniz için istifayı bile göze alamadınız. Üstelik ordunun tepesindeki bir avuç paşa, isyankar bir vaziyette bu istifayı planladı ise, bu daha büyük bir ayıptır ki, patronun siz değil de size maaş veren bu millet olduğunu içinize bir türlü sindiremediniz.
Siner paşam sineeeer.
Biz nelerinizi sindirdik içimize yıllarca. Fırsat buldukça millete posta koyan postallarınızı, sivil iradeyi aşağılayan beyanatlarınızı, buram buram siyaset kokan açıklamalarınızı, milleti salak yerine koyan beceriksiz mücadelelerinizi ve ötesinde darbelerinizi… Daha nicelerini…
Bugün yeni bir dönem başlamıştır. Asil ordumuz, kendisine önderlik edecek nice komutanları kendi içerisinden çıkaracaktır. Kimsenin şüphesi olmasın. Terörle mücadelede yıllardır basiretsizliğini her fırsatta ortaya koyan komuta kademesinin zihniyeti, kendi kendini tasfiye etmiştir. Artık basiretsiz değil, onurlu, şerefli ve mücadeleci, kendini her daim yenileyen bir ordu için buna uygun komuta kademesi şekillenecektir. Ordu, milletin ordusu olacaktır.
Derdi oğluna, gelinine Aselsan’da orda burada iş bulmak olan paşalarımız artık ayaklarına conversleri giyip, yıllarca tepeledikleri halkın arasına girecekler.
Gelin paşam, bekleriz. Ama yüzünüzdeki rengi değiştirin de öyle gelin aramıza…
Neden soldu rengi, N’oldu Paşam?