REFERANDUMA DOĞRU – 7
  
Halk oylaması yaklaştıkça sertleşen SİYASİ SÖYLEMLER siyasilerin gerçek niyetlerini göstermeye başladı. Ben daha önceki yazılarımda bir olayı değerlendirirken olayı gerçekleştirenlerin üstünü kapatıp sadece olaylara bakmak gerektiğini; bunun da sağlıklı sonuçlar vereceğini anlatmaya çalışmıştım.
 
Halk oylamasının siyasallaştırılmaması gerektiğini, yapılması gerekenlerin enine boyuna tartışılarak toplumun menfaatine ise EVET denilmesi, değilse de samimiyetle HAYIR denilebileceğini anlatmıştım. Şimdi öylesine bir kutuplaşma ortamı oluşturuldu ki birçok insanın “AK Parti yapıyorsa kesin karşıyım, HAYIR diyeceğim” dediğini duyuyorum.
 
Biz halk oylamasının yaklaştığı şu günlerde tam olarak 3.sınıf dünya vatandaşı gibi davranıyor, halk oylamasına takım tutar gibi bakıyoruz. Biz böyle baktıkça da bu ülkede ne vesayet rejimi kaldırılır ne de birileri halk yararına bir şey yapar. Bunun daha da ötesi; ‘AK Parti yapıyorsa yanlıştır’ düşüncesinin daha da kötüsü birilerinin sırf ‘AK Parti gitsin de gerekirse ordu götürsün’ fikridir. Bir yandan içten içe bunu düşüneceksiniz, bir yandan da gerek ekonomik, gerekse sosyal hak ve özgürlükleri kazanmayı bekleyeceksiniz.
 
9 günlük bayram tatilinin ekonomiye zararı 13 Milyar Dolar iken, sonucunda elle tutulur hiçbir delil ve somut netice elde edilemeyen kapatma davasının ülke ekonomisine verdiği zarar 20 Milyar Dolar. Ne için peki? Birileri aba altından sopa gösterecek, AK Parti karşıtları ‘acaba’, ‘hadi be’ diyerekten bıyık altı gülecekler, zararı yine vatandaş Hasan Efendi çekecek.
 
Kenan Evren “Evet çıkarsa intihar ederim”
 
İşte 12 Eylül halk oylaması bu memlekette bazı önemli adımların atılması, tam sivil bir anayasa hazırlanabilmesinin önünün açılması anlamına geliyor. Eğer halk bu anayasa paketini onaylarsa Türkiye’de bundan sonra darbeler sadece bir tarih sayfası olarak kalacaktır. Bu pakete benim şahsen EVET demem için yeterli bir tek açıklama geçtiğimiz günlerde Kenan Evren’den geldi. Halk oylamasından EVET çıkar da beni hakim önüne çıkarmaya kalkarlarsa buna gerek kalmaz diyen Kenan Evren ‘İntihar ederim’ dedi. 12 Eylül’ü yaşayan herkesin sadece bu açıklama için bile ‘Evet’ demesi bir insanlık görevidir. Çünkü darbe döneminde darbeyi gerçekleştiren kuvvet komutanları yetki ve görev sınırlarını aşmış; yaptıkları uygulamalarla İNSANLIK SUÇU işlemişlerdir. İnsanlık suçlarında da zaman aşımı olmaz. Yıllardır Marmaris’in cennet köşesi Armutalan’da sahte bir hayat yaşayan Kenan Paşa eğer bir parça onuru varsa intihar etmez. Çıkar hakim karşısına, aslanlar gibi yaptıklarının arkasında durur; kendini savunur.
 
AK Parti yapıyorsa ‘HAYIR’ diyeceğim diyenlere ben de basit bir yaklaşımla cevap vermek istiyorum: Kenan Evren HAYIR diyorsa ben de EVET diyeceğim. .
 
Madem basit düşünüyoruz, çıkış noktamız da basit olsun. Siyasilerin ve halk oylamasında siyasal bir sebep arayarak AK Parti’yi iktidardan indirme gayretleri içerisine girenlerin tavırları son derece yanlıştır. Ben Demokrat Partiliyim. Ancak, halk oylamasında EVET vereceğim. Her ne kadar ilçe başkanı çıkıp da “O’nun ki kişisel fikri, bunun ki kişisel fikri” diye diye genel merkez gözünde prim yapma gayretine girse de bu konularda ehliyeti olmadığı için fikirlerini geçerli görmüyorum.
 
Çünkü ısrarla söylüyorum; AK Parti’yi sandığa gömeyim derken, sandığa gömüleceksiniz. AK Parti’yi sandığa gömmenin yolu, daha demokrat olmak, daha çağdaş olmak ve olduğunuza halkınızı inandırmaktan geçer.
 
Benim ilçe başkanım, istifanın eşiğinden dönen il başkanım ve genel başkanım tüm bu sıfatlardan ve tabanın beklentilerini karşılamaktan uzaksa ancak ve ancak kendiniz o sandığa gömüleceksiniz.
 
Son sözüm de lafın esas sahibi Kılıçdaroğlu’na. Ben Sayın Baykal’ın gidişinin ardından sizin gelişinizle sol adına sevinmiştim. Oysaki bir yandan anayasa paketine hayır derken komik bir şekilde ‘Bakın demokratikleşme adımı atıyorum, 35. maddeyi değiştirelim’ demenize inanın yürekten güldüm. Biz sağcılar biraz daha safız; ama sizin seçmeninizin gözü açılırsa çamlar altı derken baraj altında kalıp gömülmeyin. Hatırlayın; mecliste ‘askerin askeri suçlar kapsamı dışında olan eylemleri için sivil yargılama yapılması’ yönünde bir kanun çıkarılmıştı. CHP mecliste buna EVET dedi. Ertesi gün komutanlar CHP’yi ziyaret etti ve ardından yine aynı CHP soluğu Anayasa Mahkemesi’nde aldı, kanun iptal edildi. Şimdi de aynı CHP ‘35. Madde kaldırılsın’ diyor. Çok ilginç Kılıçdaroğlu, baya bir ilginç. Hangisinde samimisiniz önce bana sonra da halka bir anlatabilir misiniz? Yani hak ve özgürlükten yana iseniz kaldırılsın, tamam. İyi de sonra Anayasa Mahkemesi’ne gidip iptal ettirmeyeceğinizi nerden bilelim. Biraz samimi olun; omurganız sağlam olsun. Bu halk hiç birini unutmaz, unutmayın.
 
Bunca zaman mecliste EVET deyip Anayasa mahkemesine koşturanlardan olmaya devam ettiniz. Şimdi o mahkeme de halkın önüne geliyor. İptal ettirdiğiniz katsayı uygulamalarından mağdur olan binlerce genç halk oylamasında EVET diyecektir. Yine mecliste EVET dediğiniz ve soluğu anayasa mahkemesinde aldığınız Başörtüsü meselesinin mağdurları da bu halk oylamasında EVET diyecektir. Yani sözün özü insanlar AK Partili olmayabilirler, ancak; hak ve özgürlüklerden yana kim ne sıkıntı yaşadıysa sandıkta onu sormaya gidiyor.
 
Siz halk oylamasına nasıl bakarsınız bilmem ama, Türk halkı böyle bakıyor.
Gömeceğim derken; helvanızı yemeyelim. .