Yerel Güç Gazetesi’nin güzide okuyucuları bugün İstanbul’un fethinin 558. sini kutlamaktayız. Peygamberin methine mazhar olan İstanbul, fethi, 29 Mayıs 1453'te, şehri günlerdir kuşatan Osmanlı ordusunun, şimdi İstanbul olarak bilinen, o zamanki adıyla Konstantinopolis (Constantinople) şehrini Sultan II. Mehmed Han'ın komutanlığında fethedilmiştir.
Bu fetihten sonra Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan II. Mehmed, fatih unvanını da alarak Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başlanmıştır. Tarihteki en önemli devletlerden olan Doğu Roma İmparatorluğu böylelikle sona ermiştir.
Bu fetihten sonra Osmanlı Devleti İmparatorluk olmuş, henüz 21 yaşında olan Sultan II. Mehmed, fatih unvanını da alarak Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başlanmıştır. Tarihteki en önemli devletlerden olan Doğu Roma İmparatorluğu böylelikle sona ermiştir.
İstanbul Fetih edildikten sonra Orta Çağ kapanmış ve 1789 Fransız ihtilali'ne kadar sürecek olan Yeni Çağ başlamıştır.
Tarih: 2 Nisan - 29 Mayıs 1453
Yer: İstanbul (Bizans dönemi ismi: Constantinople)
Sonuç: Osmanlı'lar İstanbul'u ele geçirdi, Bizans İmparatorluğu yıkıldı. II. Mehmed, Fatih (fetheden) ilan edildi.
Bizans İmparatorluğu kumandanı: XI Konstantin
Osmanlı kumandanı: Fatih Sultan Mehmed (İkinci Mehmet)
Tarih: 2 Nisan - 29 Mayıs 1453
Yer: İstanbul (Bizans dönemi ismi: Constantinople)
Sonuç: Osmanlı'lar İstanbul'u ele geçirdi, Bizans İmparatorluğu yıkıldı. II. Mehmed, Fatih (fetheden) ilan edildi.
Bizans İmparatorluğu kumandanı: XI Konstantin
Osmanlı kumandanı: Fatih Sultan Mehmed (İkinci Mehmet)
FATİH VE FETİH
Bin dört yüz otuz iki Edirne’de dünyaya
Habib’in cennetle müjdelediği buya
Daha yaşı on iki bir vilayette vali
O kadar hoşnut mutlu bir sorsanız ahali
Molla Gürani ona ilim irfan öğreten
Yirmisinde Sultan’dı o dünyayı titreten.
Çağ açıp çağ kapatan hükümdar derler ona
Cihan İmparatoru İstanbul teslim ona
Ne söylesem az kalır çağ kapatan fethine
İlk topu o kullandı dünya hayran ilmine.
Papa bile elaman etti Bizans zulmüne
İstanbul kucak açtı Türk-İslam askerine.
Yönetimde çok sertti en önde savaş etti
Habib’in cennetle müjdelediği buya
Daha yaşı on iki bir vilayette vali
O kadar hoşnut mutlu bir sorsanız ahali
Molla Gürani ona ilim irfan öğreten
Yirmisinde Sultan’dı o dünyayı titreten.
Çağ açıp çağ kapatan hükümdar derler ona
Cihan İmparatoru İstanbul teslim ona
Ne söylesem az kalır çağ kapatan fethine
İlk topu o kullandı dünya hayran ilmine.
Papa bile elaman etti Bizans zulmüne
İstanbul kucak açtı Türk-İslam askerine.
Yönetimde çok sertti en önde savaş etti
Onu gören askeri sancak ellinde gitti
Her savaşta düşmanı kırdı perişan etti
Adı Sultan Mehmed’ti bir de Fatih ekletti
Ak Şemsettin hocası her dem onun yanında
İstanbul’a girince Mehmed Sultan önünde
O gün Mayıs’ın üçü bin dört yüz seksen birde
İstanbul Maltepe de kabri şimdi Fatih de
Kayaturan tüm dünya o Sultan’a hayrandı
Yılar geçse de millet hayır duayla andı.
(29.05.2008-Saat: 09.34)
Ak Şemsettin hocası her dem onun yanında
İstanbul’a girince Mehmed Sultan önünde
O gün Mayıs’ın üçü bin dört yüz seksen birde
İstanbul Maltepe de kabri şimdi Fatih de
Kayaturan tüm dünya o Sultan’a hayrandı
Yılar geçse de millet hayır duayla andı.
(29.05.2008-Saat: 09.34)
Şevki KAYATURAN
KİMDİR FATİH
Hacı Bayram Veli vermiş adını
Akşemsettin Hoca bulmuş Han'ını
Asil bir milletin Nur Sancagını
Bizansın kalbine dikendir Fatih
Manisa ya vali şehzade Mehmet
Manisa ya vali şehzade Mehmet
Tez zamanda edildi tahta davet
Peygamber övüncü ne güzel haslet
Dagdan gemileri sürendir Fatih
Murat Han'ım erdi Hak'ka yürüdü
Murat Han'ım erdi Hak'ka yürüdü
O vakit Mehmedim toydu büyüdü
Hisarlar örüldü toplar döküldü
İstanbul bir Murat erendir Fatih
Adaletle şanla hükmü otuz yıl
Adaletle şanla hükmü otuz yıl
Yaptıgı işlere yetmezdi akıl
Kirletme ismini dur biraz sıkıl
Hak yolunda nefer Veli dir Fatih
Burçlar tozla duman hücum pek yaman
Ulubatlıdır bu kahraman Hasan
Yetmişiki millet sizedir aman
Gönülleri fetih edendir Fatih
Tuğrul'um Atamın yoluna kurban
Yoldan çıkmam geçse boynuma urgan
Yahudi dönmesidir Han'a kıyan
Ertuğrul ÇİTİL
Arif Nihat ASYA'nın Fetih Marşı, Yıldırım GÜRSES tarafından bestelenmiştir.
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır!..
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!..
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan....
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır!..
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!..
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan....
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..
Arif Nihat ASYA
İSTANBUL
Yedi tepe üstüne bu şehiri kurmuşlar
Yıl bin dört yüz elli üç Türk mührünü vurmuşlar
Osmanlı’yı Fatih’i dünyaya duyurmuşlar
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Çağ açıp çağ kapatan bir milletin bağrında
Tarihin izleri var her karış toprağında
Kutsal emanetleri Topkapı Sarayı’nda
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Ulubatlı Hasan’ın burca diktiği sancak
İnmeyecek yurdumda en son sönmeden ocak
İlelebet al bayrak gökte dalgalanacak
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Minareden yükselir beş vakit ezan sesi
Ülkemin göz bebeği cezbedensin herkesi
Sanayinin beşiği sermayenin merkezi
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Eyub el Ensari ki kalkıp fethine geldi
Şahadet şerbetini içerek burda öldü
Peygamberin methine mahzar olunan ildi
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Cami, havra, kilise, bir arada yan yana
İslamiyet hoş görü anlatırsın cihana
Boğaz köprülerinle diyecek yok havana
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Süleymaniye cami Mimar Sinan eseri
Eserini görenler tutuluyor dilleri
Üniversitesiyle ilimde hep ileri
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Atanın son mekânı Dolmabahçe Saray’ı
Ziyaret ettirmeli her bir ferde burayı
Eksik etmez bu millet ecdadına duayı
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Kimler hizmet etiyse elliyle ve diliyle
Baki olan dünyada Resul’e komşu eyle
Dünya onu tanıyor lalesiyle gülüyle
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Vapura eşlik eder gökyüzünde martılar
Vapur sanki akıncı martılarsa atlılar
Boğazda nispet eder karşılıklı hisarlar
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Hazerfenden bu yana atlayan yok kulenden
Kız kulesi manidar dinlemeli bilenden
Sultan şehri saraylar şifahane ilminden
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Bazen dalgalanırken denizin fırtınayla
Köpüren dalgaların dövüşüyor karayla
Gezebilsem ölmeden adaları sırayla
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
Kayaturan mutlaka gezilip görülmeli
Metro ile yeraltı raylarla örülmeli
Asya’dan Avrupa’ya tüp geçitten geçmeli
Dünya Kültür Merkezi, bir efsane İstanbul.
(13.03.2010 Saat: 20.13)
Şevki KAYATURAN
NOT : Küçük Menderes Havzası içerisindeki şairlerimiz kısa olmak koşuluyla özgeçmişleri ve şiirlerini [email protected] gönderirlerse onları burada “ŞİİRİN DİLİ” köşesine konuk edip tanıtmaya çalışacağım.