Küçük Menderes Havzası üzerine çok fazla konuşma yapıldı. Bu konuşmalara o kadar çok zaman harcandı ama sonuca baktığımızda elimizdekinin koca bir hiç olduğunu gördük. Kimileri “Havzamız için yola çıkıyoruz” , kimileri “Bu havza için” kimileri “Bu havzanın insanı için” cümlelerini kullandı.
Bu havza için birçok panel, söyleşi, toplantı, kurultay, çalıştay ve daha niceleri yapıldı… Peki, sonuç ne? Bana göre koca bir hiç. Konuşmaya ayırdığımız zamanımızı uygulamaya ayırmış olsaydık bugün “Küçük Menderes Havzası’nın kaderi bu” söylemlerinde bulunmazdık. Herkes konuşuyor, çözüm önerisi sunuyor, projeler öne sürüyor. Yeter artık konuştuğumuz, bunları ezberledik biliyoruz. Çenemiz dursun elimiz işlesin. Aynı şeyleri tekrarlayarak elimize hiçbir şey geçmiyor.
Bu havzayı temsil edecek bir adayımız olmazsa havza için büyük bir kayıp olacaktır. Bunun için de bir birliktelik göremiyorum. Bu mücadelenin içerisindeki bir nefer olarak gönüllerdeki adayları, kimlerin milletvekili olarak görmek istenildiğini, kimlerin istenilmediğini, kimlerin pohpohlandığı kimlerin yüzlerine, ‘olmalısın’ denilip ardından laf edildiğini vb. Bunların hepsini bilen biri olarak, bu havza siz ve sizin gibiler yüzünden artık kaderine terk edilmiş bir havza olmayacak. Boş söylemlerle bu havza kaderine terk edilmeyecek. Üzerinizdeki ölü toprağını silkeleyin, güzel ülkemin, güzel havzamın, fedakâr, cefakâr, üretken yaşayanları. Bu kader değildir, bu durum bu havzanın kaderi olamaz! Bu, sizlerin ellerini, kollarını bağlayan işe yaramazların uydurduğu bir söylemdir. 
Havzamızın geçim kaynaklarının neler olduğunu, neler yapılması gerektiğini; benim Ayşe teyzemin bir ineğinden sağladığı sütle evvel zamanda geçinirken, rahmetli dedem her ürün kalktığında traktör, ev, tarla alırken, çocuklarını evlendirirken şimdi neden Ayşe teyzemin neden bir ineğinin bile olmadığını, rahmetli dedem gibi çiftçilikle uğraşan amcalarımın şu an bankalarda ipotekli tarla ve evlerinin olduğunu biz biliyoruz. Olan olmuş bunun üzerine yıllarca konuşmanın bir anlamı yok. Bu insanların çözümlere ihtiyacı var.
Havzamız için faydalı olacağına inandığım kişilerin bu havza için birçok şey yapacağını biliyorum. Bunlardan biri de bu havzaya milletvekili olmasa da ağabeylik yapacak biri olarak gördüğüm Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük’tür. O, oturduğu koltuğun sallanmasından korku duymadığı için bulunduğu konumu üretici için kullanmıştır. Yapabileceklerini yapmış ve yapmak istedikleri için de zamanı geldiğinde harekete geçecektir. Bu siyasi kirlilikte ismi CHP, AKP ve MHP saflarında dolaşıyor. Deniliyor ki ortalık kızıştırıyor. Hangi tarafta olduğu belli değil. 
Benim tanıdığım Mahmut Başkan’ın tarafı üreticidir, çiftçidir, köylüdür. Eskiyörük, siyasi bir partiye bağımlı değildir. Gazetem ve ben bir yerlere yakıştırılmaya çalışılıp yakıştırılamıyorsak, Mahmut Başkan’ın da ortada olması partiler üstü hareket etmesi onun bu siyasi arenada bir yerlere yakıştırılmaya çalışılması onun tarafsızlığından kaynaklanmaktadır. 
Mahmut Başkanım, ben sizin bu havzaya ağabeylik yapacağınıza inanan biriyim. Ve başkanım siz, partiler üstü biri olarak üreticiye sahip çıkan sadece konuşmakla yetinmeyip harekete geçen ve uygulayan biri olarak, bence bağımsız milletvekili adayı olmalısınız. Kaybedecek hiçbir şeyiniz olmayacak. 
Yaptıklarınızı ve yapış tarzlarınızı gördükçe, sizin kimsenin adamı olamayacağınız gayet net anlaşılıyor. Kısa sürede tam 20 kat büyüyen bir kooperatif, herkes sütünü 60 kuruşa satacak yer ararken, ortaklarından 70 kuruşa süt alarak ezdirmeyen bir yönetim anlayışı, ucuz mazot, ucuz silaj, ucuz sigorta, ucuz… Sözün özü, üreticinin ihtiyacı olan ne varsa ortaya çıkardınız. Kimseyi dinlemediniz, kimsenin adamı olmadınız. Kongredeki fotoğrafınızı da gördüm. Tarım ve süt ile ilgili projelerinizi, krizlerle ilgili çözüm önerilerinizi de gördüm. Buradan bağırarak, bütçesiz, beş kuruşsuz bunları yapabiliyorsanız, Meclis’te neler yapmazsınız bence…
Eğer üretici, eğer bu köylümüz, eğer havzamızın sorunları, sizin mecliste üreteceğiniz çözümlere ihtiyaç duyuyorsa, kimsenin adamı olmadan, bağımsız aday olun. Olun ki kısır çekişmelerle, siyasi erk ve rant peşindeki onlarcası sizin şahsınızda havzadaki potansiyeli görsün, her kesime olan inançsızlığı da görsün. Çıkın, kimseyi dinlemeden, dedikodulara bakmadan, piyasayı kızıştırıyor diyen koltuk düşkünlerine bakmadan bağımsız aday olun. Yoksa, bu havza elindeki son şansı da kaçıracak. Artık, ortaklarınıza yeterince sahip çıktınız. Daha büyük hizmetler yapmanın zamanı gelmedi mi? Bu havza için bu köylü, bu çiftçi, bu üretici içinde projelerinizi geniş alanlara yayarak uygulama zamanı gelmedi mi? 
Seçilemezsiniz bir şey kaybetmiş olmayacaksınız. Sizin neler yapabileceğinize, size inananların; size vereceği destekler birilerine ders olacaktır. Belki alacağınız oylar yetmeyecektir. Ama bu havzanın bu köylünün bu çiftçinin çözüm üreticisi olduğunuzu göstermiş olacaksınız. Ben şahsım ve tüm üreticiler adına bu havzanın ağabeyi olmanızı öneriyorum. Ayrıca Mahmut Eskiyörük’ün neler yaptığını ve neler yapacağını görmek isteyenlerin Tire Süt Kooperatifi’ne gitmelerini tavsiye ediyorum.
***
Seçim sürecinin başlamasına az bir zaman kaldı. Bunlar, benim sadece yüreğimdekiler. O yüzden sizlere yüreğimden çıkan bir feryat gibi, gelişigüzel sözcüklerle yazdım bugün yazımı. Önümüzde biraz daha zaman var. O zaman dilimi içerisinde de yine enine boyuna tekrar yazacağım.