Hayat devam ettiği sürece sorunlar tamamen bitmez, ama birçok sorun kısa sürede çözülebilir. 

“Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir” atasözü var ya tam da orada ifade edildiği gibi mesleğimin bana kazandırdığı en büyük katkılardan biri de gezmek oldu. Küçük Menderes Havzası’nda bulunan Kiraz, Beydağ, Bayındır, Tire, Selçuk ve Ödemiş ilçelerinin en ücra köşelerine kadar bir haber bahanesi de olsa ziyaretlerde bulundum.  Küçük Menderes Havzası’nda bulunan ilçeleri hep bir bütün olarak gördüm. Bir ilçede hizmet var ise diğerinde de olsun istedim. Ve hatta ilçeler arası hangi siyasi görüşten olursa olsun, belediye başkanlarının birçok konuda birlikte hareket etmeleri konusunda önerilerde bulundum.

28 yıllık meslek hayatımda sayısını bilmediğim çok haber yaptım. Köşe yazıları yazdım. Son günlerde geçmişe dönük yazılarımı paylaştım. Yazılarıma baktığınız da üzerinden geçen sadece zaman. Güncelliğini yitirmemiş olan yazılarımı okuyan sizlerin, bugünü anlatıyorsun dediklerinizi duyabiliyorum.  Yani değişen hiçbir şey yok.

Bulunduğum kariyer ve donanım ile farklı şehirlerde iş yapma fırsatı her daim kendisine sunulmuş biri olarak, ben Ödemiş’te kalmayı tercih ettim. 
Birçok yazıda dile getirdiğim “Belki Dünya’yı, Türkiye’yi değiştiremeyebilirim. Ama doğduğum, büyüdüğüm ve yaşadığım şehri değiştirebilirim” düşüncesi ve mücadelesi bende hep var oldu. Kötü niyetli insanların yaşadığı bu şehirde, iyi niyetli insanların çoğunlukta olduğunu biliyorum. Ve onları harekete geçirecek, bir araya getirecek bir kıvılcıma ihtiyaç var. 
Ödemiş’in her mahallesini (merkez mahalleleri, beldelerini, köylerini), sokağını bilmek bana çok büyük bir katkı sağladı. Bugün sorunlarını çözecek kurumlara ulaşamayanların rahatlıkla ulaştığı bir kurum ve insanlar haline geldik. Doğru olana doğru, yanlış olana yanlış diyebildik. 

Kendi çıkar ve menfaatleri için hareket edenleri de biliyoruz. Kendi işleri görülünce, makam sahipleri yanlış yapsa da “benim işimi gördü ben ona bakarım” diyeni de gördük. Kendi işi görülmeyince, makam sahipleri doğru yapsa da “benim işimi mi gördü…” diyerek söveni de gördük. 

Çoğunlukla bireysel düşünüldü. Toplumsal düzen, huzur, ortam ve gelecek, bunlar düşünülmeden davranış sergilendi. Aynı şekilde makam sahiplerinin birçoğu da kendi çıkarlarına göre hareket etti. Kimse cesaret edipte hakkını arayamadı. Bugün sosyal medya hesaplarında bile sürekli bir isimsiz göndermeler, anlamlı paylaşımlar. Açıkça kimse sen şusun bu bunu yaptı diyemiyor. 

Ve hadi kendini hakkını arayamayanları bir kenara alalım. Hak arasın diye yönetimlerde yer alanlara ne diyeceğiz. Özellikle belediye başkanları ile yola çıkan ilçe yönetimleri, belediye meclis üyeleri, muhalefet dediklerimiz… Kaçı nasıl ne şekilde hak aradı? Bu konuyu ayrı bir yazımda işleyeceğim. 

Aslında ben geçmişten ders alınıp bu saatten sonra ne yapılabilir, hatalar, yanlışlar nasıl düzeltilir, nasıl bir olunur, ayrım yapmadan iyi olan, doğru olan nasıl hayata geçirilir bunların peşindeyim. 

Şimdi bu yazımı okuyan sizlerden isteğim Ödemiş’te gördüğünüz eksiklikler nelerdir? Ve Ödemiş için ne yapılmasını isterdiniz? Kişilere hakaret etmeden yorumlara önerilerinizi yazmanızı bekliyorum.

“Makamlar insanlara değil, insanlar makamlara değer kazandırır.”

Dilek Acar GÜLEÇ 
yerelgüç / 19.07.2023