Parti, PKK terör örgütü üzerinden yürütülen yeni süreci eleştirerek, “PKK Terör Örgütünü Kürt kökenli vatandaşlarımızın hamisi yapma teşebbüslerine ve milletimizin ‘barış’ ile aldatılmasına şiddetle karşı çıkacağız” dedi.

DP Basın Merkezi tarafından 5 Ağustos 2025 tarihinde yapılan açıklamada, 4 Ağustos Pazartesi günü Genel Merkezde toplanan Genel İdare Kurulu’nun ardından, sürece neden dahil olunduğu ve hangi ilkeler ışığında hareket edileceği kamuoyuyla paylaşıldı.

“İlgili süreç için görevlendirilen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un ilgili komisyon için yaptığı davete icabet ederken Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, kurucu ilkelerimizin hukukunu, hakkını, varlığını savunmak yükümlüğünü taşıdığımızın bilinmesini isteriz.”

“Etnik Bölücü Siyasetle Mücadele, Kuruluş Kodlarımızın Gereğidir”

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal tarafından açıklanan kararda, Türkiye’nin kuruluş ve kurtuluş dönemlerinde olduğu gibi bugün de etnik bölücü siyasetle ve onu besleyen Sevr anlayışıyla mücadele ettiği vurgulandı. Açıklamada, bu sorunun yalnızca bir “terör” meselesi değil, aynı zamanda terörü araç olarak kullanan bir siyasî planın yansıması olduğuna dikkat çekildi:

“Kırk yılı aşkın süredir ülkemizi bölmek, bununla da kalmayıp komşu ülkelerde yaşanan çöküş sonrası istikrarsızlıklardan yararlanarak o ülkelerden bölünecek bölgelerle birleşmek gayesi ile askerimize, polisimize, korucumuza, öğretmenlerimize, köylümüze, kundaktaki çocuklara kurşun sıkan, en çok da Kürt kökenli vatandaşlarımıza zulmeden PKK, yakın zamanda iktidar destekli büyük bir propaganda ile ‘silah’ bıraktığını ilan etmiştir.”

Ancak Demokrat Parti’ye göre bu açıklamanın hiçbir güvenilirliği bulunmamaktadır. Zira KCK, PYD ve diğer silahlı yapılanmalar hâlen faaliyetlerini sürdürmekte, yakılan birkaç silahın propaganda dışında bir anlamı bulunmamaktadır.

“Bu Süreç AKP’nin Siyasi Çıkarlarına Yönelik Bir Manevra”

DP, açıklamasında geçmişte “çözüm süreci” olarak adlandırılan benzer bir dönemi hatırlatarak, bugün de benzer bir sürecin iktidarın siyasi kazanç hedefleri doğrultusunda yeniden kurgulandığını belirtti:

“Bu yeni süreci yürüten, PKK’lılarla el sıkışan, 2023 sürecinde aslında kendi masalarının altında sakladıkları siyasi yapıyı masanın başına oturtan, yetmezmiş gibi bebek katiline ‘kurucu önder’ diyenler, 2023 seçimlerinde Altılı Masanın sağında solunda PKK olduğunu söyleyen, bebek katilini serbest bırakacak olmakla Millet İttifakını itham eden AKP ve MHP’dir.”

DP’ye göre, sürecin adı dahi konulamamıştır ve iktidar tarafından reddedilse de, bu bir “kayıt ve şarta bağlı” müzakere süreci olup yeni anayasa süreciyle eş zamanlı yürütülmektedir.

“PKK Temizlenemez, Yeni Fazla Masumlaştırılamaz”

Parti açıklamasında, PKK’nın artık uluslararası düzeyde kirlenmiş bir yapı olduğu, bu nedenle etnik bölücü siyasetin bir üst evreye geçirilmeye çalışıldığı belirtildi. Özellikle Suriye’deki gelişmelerin ardından örgütün odağını buraya kaydırdığı, Batı’nın desteğiyle bir alan inşa etme girişiminde bulunduğu vurgulandı.

“Bu gerçekler ortadayken iktidar yalnızca Erdoğan’ın ‘bir dönem daha’sı için bir strateji geliştirmiş, uygulamaya koymuş, kendi geleceğinin hesabını yapmıştır.”

“Anayasanın Değiştirilemez Maddeleri Kırmızı Çizgimizdir”

DP açıklamasında Anayasa’nın değiştirilemez ilkelerine dair olası girişimlere kesin bir dille karşı çıkıldı:

“AKP’nin bugüne kadar çiğnemeye cesaret edemediği ancak bir takım müzakerelerle çiğnemeye, değiştirmeye yeltenebileceği Anayasamızın ‘değişmez’ maddeleri ve dibacesinde çeşitli kelime oyunları ile etnik bölücü taleplerin yerine getirilmesi adına hiçbir tasarrufta bulunulmasına izin vermeyeceğimizi bildirmek isteriz.”

“Bebek Katiline Affa Müsaade Etmeyiz!”

DP, “suça karışmamış” olduğu öne sürülenler de dahil olmak üzere, ülkeyi bölmeyi düşünen hiçbir kişinin affına rıza göstermeyeceğini, Öcalan dahil hiçbir örgüt mensubunun salıverilmesine sessiz kalmayacaklarını belirtti.

“‘Barış’ diye pazarlanarak başlatılan bu sürecin AKP lehine, Türk Milleti aleyhine bir anayasa süreci haline gelmesine izin vermeyeceğimizi ilan ederiz.”

“Türkiye’deki Asıl Ayrımcılık İktidar ile Muhalefet Arasında”

Açıklamada, Türkiye’deki temel sorunun eşit vatandaşlık hukukunun zayıflatılması ve adalet sisteminin işlememesi olduğuna dikkat çekildi:

“Ülkemizde her bir sorunun temelinde AKP eli ile iğdiş edilmiş eşit vatandaşlık hukuku, işlemeyen demokrasi ve işletilmeyen adalet sistemi varken, terörle mücadele adı altında, ‘barış’ lafzı ile kandırılarak toplumun bir kesimine ‘pozitif ayrımcılık’ uygulanmasına itiraz edeceğimizi, Türkiye’de yaşanan tek ayrımcılığın iktidar ile muhalefet arasında olduğu bilinci ile ilan ederiz.”

“TBMM’de Türk Milletinin Hukukunu Korumaya Geliyoruz”

DP’li Emre Dinlemez’den Tire Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi ile ilgili Açıklama
DP’li Emre Dinlemez’den Tire Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi ile ilgili Açıklama
İçeriği Görüntüle

Parti, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yaptığı davete icabet edeceklerini bir kez daha vurgularken, katılma gerekçelerini şu ifadelerle açıkladı:

“Annesinin kucağında, kundakta öldürülen sabilerin hesabını da sormak için orada olmamız gerektiğine inanıyoruz.”

“Tarihsel bir sorumluluk ve vicdani, insani ve millî bir bilinçle milletimiz adına, Eren Bülbüllerin, Aybüke Yalçınların, Muhammed Fatih Safitürklerin, şehit korucularımızın, polislerimizin, askerlerimizin, annesinin kucağında, kundakta öldürülen sabilerin hesabını da sormak için orada olmamız gerektiğine inanıyoruz.”

“Birlikte Yaşamanın Güvencesi Hukuk Devletidir”

Demokrat Parti, bu topraklarda barış ve birliğin ancak hukuk devleti ilkesiyle ve eşit vatandaşlık anlayışıyla mümkün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“Demokrat Parti olarak inancımız odur ki; bu topraklarda birlikte yaşamanın asıl güvencesi, aidiyeti etnik ya da mezhebi temelde tanımlamak değil, hukuk ve vatandaşlık bağıyla tanımlayan anayasal düzendir. İşte bu anlayışla, her bulduğumuz kürsüde Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukukunu korumak için mücadele ettiğimiz gibi millî egemenliğin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında da bu bilinçle sorumluluğumuzu yerine getireceğiz!”

“Bizler Türk Milleti’nin egemenlik hakkını tartışmaya açacak, toprak bütünlüğünü, vatandaşlık tanımındaki birliği ve beraberliği bozacak, aleni ya da gizli her sözün, her teşebbüsün ve her politikanın karşısında olacağız.”