(önceki yazımızda DATAİZM nedir? Dedik) Yaşadığımız pandemi depremi sonrası dünyayı ve insanlığı ne tehdit edecek merakımızı açmaya çalışıyoruz. Merkezde İNSAN var. O halde insanı tanımak için Kur'an'a müracaat edeceğiz.)

Kâinatı gelişmiş mükemmel bir ağaca benzetirsek, insanoğlu bu ağacın mükemmel bir meyvesidir.

Çünkü meyve ağacın tüm özelliklerini taşır.

Ağacın varlığı ve tüm hizmeti meyvesi içindir.

O meyveye ulaşmak için, ağacın dikilip yetiştirilmesi gerekir.

Bu durumda da ağacın en kıymetli azası meyvesi olur.

Bu olgudan aklen yola çıkarak ulaşacağımız sonuç; Kur’an’ın ayetlerinden öğrendiğimize göre İNSAN, yaratılmış en mükemmel varlıktır. (Tin suresi ayet 4)

Şimdi düşünelim;

Çok kıymetli bir eşyanın düşmanı mı daha çok olur?

Yoksa sıradan, çok kolay bulunan bir eşyanın düşmanı mı çoktur?

Akıl burada çok kolay cevap verir.

Buradan mantık ve akıl yürüterek, Kur' an- ı Kerim' e müracaat edelim ve insanın yaratılışındaki hikmeti ve manayı kavramaya çalışalım.

Rabbimizden soralım;

“İnsanın yaratılış hikmeti ve gayesi nedir? Niçin düşmanı vardır?

Rabbimiz bu ve benzeri soruların karşılığını Kur'an- ı Kerim' deki birçok ayetlerle bizlere mesaj vermekte ve yol göstermektedir.

Araf suresi 10’ncu ayetten itibaren insanın yaratılışı ve şeytan ile ilk münasebeti anlatılır.

Bu ayetlerin ışığında insan ile şeytan arasındaki münasebeti anlamaya ve hikâye etmeye çalışalım.

“ Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi sırrınca ...”

Cenab-ı Hak saltanatının haşmetini, servetinin şaşasını, san’atının harikalarını, marifetinin garibelerini göstermek ve teşhir etmek için insanı yarattı. (risale-i nur – sözler)

Çünkü insan, donanım itibariyle diğer tüm yaratılanlardan üstündü.

Ahsen-i takvim suretinde yaratılmış ve Esma-i Hüsna'nın yani Allah'ın (c.c.) en güzel isimlerinin üzerinde toplandığı insan Allah'a en yüksek makamda muhatap olabilecek özellikteydi.

Cenab-ı Hak insanı çamurdan yaratıp, Zat’ından üfledikten sonra melekleri ve şeytanı topladı.

( secde suresi 9.ayet – araf suresi (10-11-12-13-14-15-16-17-18 ayetler )

İnsan çamurdan, melekler nurdan, şeytan ise ateşten yaratılmıştır.

Melekler , “ bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın?“ diye sordular.

Allah “ sizin bilemeyeceğinizi ben bilirim.” Dedi ( bakara suresi 30 ayet )

Şeytan ise itiraz etti.

“Ben ondan daha üstünüm, beni ateşten onu ise çamurdan yarattın“ diye ırkçılık yaparak kibirlendi.

Bu asiliğinin karşılığında Allah'ın gazabına uğradı.

Hâlbuki şeytan o ana kadar yüksek ilmi ve tesbihi ile meleklerden de üstün makamda bulunmaktaydı.

Şeytan yaptığı hatadan dönmeyerek ısrarla Allah'ın secde emrine karşı çıktı.

Melekler, arzın halifesi ve ahsen- i takvim suretinde yaratılan insana Allah'ın emriyle derhal tazim ve hürmet ederek secde ettiler.

Şeytan gurur ve kibrine mağlup oldu ilmine ve makamına güvenerek secde etmeyerek asilerden oldu.

Allah ; “öyleyse in oradan! Orada büyüklük taslaman senin haddin değildir. Çık... Artık sen aşağılıklardan oldun“ diyerek şeytanı aşağıladı.

Şeytan, yaptığı yanlışı bilmesine, Allah’a karşı gelmekle başına gelecek felâket ve azapları görmesine rağmen tövbe edip hatadan dönmedi ve kendisini böyle zillete düşüren insanlardan intikam alabilmek için Allah'tan yetki ve mühlet istedi.

Allah, yaratılış sırrı olarak Şeytan’ın bu isteğini kabul etti ve kıyamete kadar mühlet ve yetki vererek huzurundan kovdu.

Şeytan, kovulmuş olarak “insanlarla uğraşarak onları yoldan çıkarmaya, azdırmaya, Allah’ın emirlerine asilik ederek fesat çıkarmaya, birbirlerine düşman ederek kan döktürmeye“ intikam yemini etti.

Şeytan, bütün bu çirkin şeyleri süsleyerek ve cazip hale getirmek üzere insanlardan dostlar edineceğine söz verdi. (isra suresi 61-62-63-64-65 ayetler) (taha suresi 116- 117)

Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti. Sonra meleklerle yarıştırdı.

Melekler , “Ya Rab! Biz seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiklerinden başka bir bilgimiz yoktur“ dediler.

Sonra, Hz. Âdem bütün yaratılış ile ilgili Allah'ın öğrettiği her şeyi meleklere anlattı.

Melekler, insanın kendilerinden daha donanımlı daha yüksek derecede yaratıldığını anladılar;

Allah’a “şüphesiz âlim ve hâkim olan ancak sensin“ dediler. ( bakara suresi 31-32-33-34 ayetler )

Hz. Âdem, meleklere yaratılıştan kıyamete kadar bütün eşyanın hakikatini ve kanunlarını anlattı.

Yani bizim bugün anlayacağımız dille, gemileri, uçakları, hastalıkları ve tedavilerini, füzeleri, televizyon, internet, ışınlanma ve bugün henüz bizlerin bilmediği bütün ilmi yaratılış hikmetlerine göre izah etti.

Melekler arzın halifesi karşısında tazimde bulunup secde ettiler, şeytan ise insanın baş düşmanı olarak kovuldu.

Bizi yaratan Allah, bizi uyarmak için Kur'an- ı Kerim' in onlarca ayetinde “şeytanın apaçık insanın düşmanı“ olduğunu belirtti.

“Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.” ( zuhruf suresi 62 ayet)

“.....çünkü şeytan , sizin düşmanınızdır. Siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır. “ (fatır suresi ayet 6)

“ .....insanlardan bir gurup sapkınlığa (fesat çıkarmaya)  meylettiler. Çünkü onlar, Allah' ı bırakıp şeytanı kendilerine dost edindiler. (araf suresi ayet 30)

Şeytan nisa suresi 118 ve 119’ncu ayetlerde bugünlere işaret edercesine:

“ ....onlardan ( insanlardan ) bazılarını kendime dost edineceğim, onlara emrederek Allah'ın yarattığından farklı şekillerde canlılar meydana getirteceğim...” diye yemin etmiştir.

Şimdi DATAİZM ile ilgili konuya bu Kur'an ışığında daha yeni giriyoruz.

Şeytan insanları etkileyerek dünyanın ve insanlığın düzenini değiştirebilir mi?

Allah, buna müsaade eder mi?

Dünyayı parasal güçle egemen olan, dünyanın en zengin gurupları şeytana mı hizmet ediyor?

Yaşadığımız çağın stratejik oyunlarının perde arkasını ve sonrası gelişmelerini bu soruların ışığında anlamaya çalışacağız. (haftaya devam ediyoruz)