“Afganistan'ın başkenti Kabil'deki helikopter kazasında şehit olan 12 asker toprağa verildi.”
Türk’ün kaderi mi oldu “şehit “vermek, bilemiyorum. Ya ülke içinde, ya da ülke dışında alınan her “şehit” haberi yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor. 12 yiğit Türk… 12 kahraman askerimiz… 12 ŞEHİT…
Hamid Karzai efendinin huzuru için mi? Ne için?.. Birileri makul ve mantıklı açıklama yapmalıdır. Şehitlerimizin çocuklarının babalarına veda töreninde yaşadıkları çok acı… Değer mi?.. Yavaş yavaş sorgulamanın zamanı gelmedi mi? Yoksa, “jandarma” olmaya devam mı? “Birileri” mutlaka inandırıcı bir açıklama yapmalıdır. Laf ebeliğine düşmeden, “gaz” vermeden, insanımızın yüreğini yaralamadan bir “cevap” verilmelidir. Yoksa, bunun vebalini asla taşıyamazlar… Hani derler ya, “ateş düştüğü yeri yakar” diye…
İşte, sözün bittiği yer… Anlayana !..
“Şırnak’ta, Cudi’de şehit düşen 7 polis memuru için tören düzenlendi…”
Yine şehit haberleri… Yıllarca bitirilmeyen ya da bitirilmek istenmeyen terörün son bilançosu… Bu kez “Özel Harekat”çı polislerimiz şehit düştü… Karşılığında da 9 terörist öldürülmüş. 7 yiğide 10 it…
Ve… Aynı cümlelere devam… “Hesabı sorulacak!...” Neyin hesabı sahi? Yapılan pazarlıkların mı? İmzalanan mutabakatın mı? Verilen tavizlerin mi? Gizli görüşmelerin mi? “Açılım” adı verilen ucu açık projenin mi? Neyin hesabı sorulacak efendiler, neyin hesabı?..
Adam her fırsatta devleti tehdit ediyor, devlet erkânına küfrediyor, İmralı’daki caninin muhatap kabul edilmesini söylüyor ama bizde “tık” yok!... Ülkeyi böleceklerini alenen dillendiriyorlar biz ise “sus pus” olmuş bakıyoruz. Sadece biz mi?.. Ya yetkililer?.. Ya devletimizin teminatı olan “cumhuriyet savcıları” ?...
Neyi bekliyoruz Allah aşkına? Şehit verme sırasının bize gelmesini mi? O acının kendi ailemizde de olmasını mı? İllâ ki yakınlarımızın şehit olması mı gerekiyor? İllâ ki, yüksek rütbeli subaylarımızın, siyasetçilerin en yakınlarının mı ?...
Birileri cevap versin artık!.. “Laf” değil, icraat istiyoruz… İster hükümet, ister muhalefet, ister askeriye, ister sivil toplum kuruluşları, isterse de halk… Ama birileri mutlaka cevap vermeli… Susmamalı…
Ne diyelim?.. ŞEHİTLERİMİZE RAHMET…
Şehidi Uğurlarken
Yine bugün…
Alabildiğine sevdalı esiyor rüzgar,
Esebildiğince deli.
Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyor;
Dolu dolu...
Buram buram kokuyor toprak.
Hüzünler yaprak yaprak açıyor.
Bugün;
Bütün çiçekler mahzun,
Yapraklar yeşilliğince ürkek şimdi.
Alabildiğine sevdalı esiyor rüzgar,
Esebildiğince deli.
Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyor;
Dolu dolu...
Buram buram kokuyor toprak.
Hüzünler yaprak yaprak açıyor.
Bugün;
Bütün çiçekler mahzun,
Yapraklar yeşilliğince ürkek şimdi.
***
Artık bulutlar özlem yüklü,
Yürek yeni hasretlere gebe.
Eritmedi Mehmed’im,
Eritemedi hasreti, üşüyen yüreğinde.
Belki bu son çıkışıydı evden,
Anacığını son öpüşüydü;
Son sarılışıydı babasına belki de.
***
Bir damla düştü toprağa
Bir kan aktı inceden ince
Bir kan aktı sıcak mı sıcak.
Bir el sarıldı bayrağa
Şehit şehit koktu topraklar,
Çiçekler şehit, şehit açtı
Şehit şehit yeşillendi yapraklar.
***
O...Ölümün en kutsalını seçmişti
En delikanlısını sevdanın.
En güzeli için dövüşmüştü bayrağın
En şereflisi için davanın.
***
Dedim ya...
Düğünü var Mehmed’imin birazdan
Görür gibiyim saf saf olduklarını Meleklerin
Görür gibiyim...
Artık bulutlar özlem yüklü,
Yürek yeni hasretlere gebe.
Eritmedi Mehmed’im,
Eritemedi hasreti, üşüyen yüreğinde.
Belki bu son çıkışıydı evden,
Anacığını son öpüşüydü;
Son sarılışıydı babasına belki de.
***
Bir damla düştü toprağa
Bir kan aktı inceden ince
Bir kan aktı sıcak mı sıcak.
Bir el sarıldı bayrağa
Şehit şehit koktu topraklar,
Çiçekler şehit, şehit açtı
Şehit şehit yeşillendi yapraklar.
***
O...Ölümün en kutsalını seçmişti
En delikanlısını sevdanın.
En güzeli için dövüşmüştü bayrağın
En şereflisi için davanın.
***
Dedim ya...
Düğünü var Mehmed’imin birazdan
Görür gibiyim saf saf olduklarını Meleklerin
Görür gibiyim...