Ezelden ebede doğru uzanan zaman içinde her insan gibi Müslüman da bir yolcudur. Ömür adı verilen bu yolculukta, Müslüman birçok ramazanlara ulaşıyor, birçok ramazanları geride bırakıyor ve birçoğuna da ulaşamadan ömür kilometresi doluyor dünya yolculuğu bitiveriyor. Bir daha ki Ramazana kim ere kim göre.. Allah bilir.
            Allah’a sonsuz hamdüsenâlar olsun ki, dünya yolculuğumuz bitmeden bu sene de mânevi feyiz ve bereketlerle dolu olan mübarek Ramazan ayına ulaşmış ve ilk oruçlarımızı eda etmiş bulunuyoruz. Bu sebeple feyizli ve bereketli günleri içine girdiğimiz bu Ramazan ayını hayatımızın son Ramazan ayı imiş gibi değerlendirmemiz lazımdır.
            İlahi rahmetin ve mağfiretin oluk oluk aktığı Allah’ın kitabında methedilen, Rasulullah (sav.)’in dilinde methü sena edilen bu mübarek ayı gaflet ve dalgınlık içinde geçirmeyelim. Allahü Teala, Bakara Suresinin 185. ayeti kerimesinde mealen şöyle buyurmaktadır:
            “Ramazan ayı öyle bir aydır ki, Kur’an-ı Kerim onda indirilmiştir. O Kur’an ki, insanlara hidayettir. Doğru yolun, hak ile batılı ayırt eden hükümlerin, nice açık delilleri vardır onda. O halde içinizden kim o aya erişirse orucunu tutsun. Kim hasta olur yahut bir sefer üzerinde bulunursa o zaman başka günlerde oruç tutmadığı günler sayısınca orucunu kaza etsin. Allah size kolaylık diler, size güçlük istemez.”
            Müslüman Allah’a kulluk ettiği ve o’na yaklaştığı ölçüde yükselir. O’na isyan ettiği müddetçe alçalır. Kulu, Allah’a bağlayıp yükselten ibadetlerden biri de hiç şüphesiz oruçtur.
Bir kutsi Hadis-i Şerifte Hz. Allah (cc) “Oruç benim içindir ve onun mükâfatını ben veririm. “buyuruyor. O halde, cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincire vurulduğu bu ayda oruç tutmak suretiyle nefsin arzu ve isteklerini kontrol altına almalıyız.
            Rahmet ve mağfiret ayı olan bu mübarek Ramazan ayının kadrini ve kıymetini bilelim, oruç, sahur, iftar ve teravih ile süslediğimiz hayat bahçemizi, boş ve kötü sözden, kin, haset gibi çirkin düşüncelerden uzak kalarak Ramazan ayının manevi nimetlerinden istifade etmiş olalım. Yazın bu sıcak ve iş zamanına isabet eden günlerinde oruç tutkam elbette diğer aylardan zordur ama ya bu ramazan ömrümüzün son ramazanı ise veya gelecek yıllarda daha sıcak ve uzun günler olacağına göre kapımıza kadar gelen bu mağfiret ve rahmet ayını gelin en güzel şekilde değerlendirmeye çalışalım.
            Sohbetimi, bir ayet-i kerime meâli ile bitiriyorum:
“Ey iman edenler! Oruç sizden evvelkilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
            Yüce Allah cümlemizi oruç ibadetini yerine getirmek suretiyle korunanlardan ve korunma altına alınanlardan eylesin. Hepinize hayırlı iftarlar dilerim sevgili okurlarım.