Yıl 2009 ikinci köşe yazımı yazmıştım. Tarih 31 Ağustos 2009. Başlık “Yeşil Kokan Tire”

Yazıda demişim ki, “Halk arasında, barındırdığı koku içerikli bir isim almış olan, gerçek adı Mollarap Deresi olarak bilinen yerdir kokunun membaı. Buradan başlayıp şehir içine kadar yayılır buram buram. Hatırlıyorum da rahmetli dedemin anlattığı hoş hikâyeler arasında da yer alırdı bu kokulu dere. Onun taaa çocukluğundan beri var olduğunu anlatırdı. Başka şeylerden de söz ederdi tabi ki dedem. Bu arada ben de çok yaşlı değilim hani, dedemden bahsedince yıl hesabı yapmaya çalışmayın. Her siyasetçinin vaatleri arasında bu meselenin çözüleceğine dair sözlerinin bulunduğunu söylerdi dedem. Ve hiçbir siyasetçinin hiçbir girişiminin olmadığını da eklerdi sözlerine. Aradan neredeyse bir yüzyıl geçmiş, siyasetçilerin vaatlerde bulunup yerine getirmemesi de değişmemiş. Şimdi anlıyorum ki koku da aynı, kokuya çözüm bulacağı sözünü veren siyasetçiler ile yönetiliyor olmamız da aynı. Gelin görün ki yıl 2009, yeşilliği ile nam salmış, turizm kenti olmaya çok yakın duran canım Tirem’e giriş maalesef hala dedem zamanı anlatılan hikâye ile aynı. Her şeyi devletten beklememek gerek elbet ama seferber olup da oda spreyi mi sıkalım şimdi dereye yoksa mandal mı satalım insanlar burnunu tıkasın diye.”

Aradan 2 ay geçmiş ve köşe yazımda şunları yazmışım; ““Yeşil Kokan Tire” başlıklı yazım bekleme mevkiindeki derenin kokması konusunu içeriyordu. Bu konuda hazır yeri gelmişken Belediye Başkanımız Sayın Tayfur Çiçek’e teşekkür ediyorum. Çünkü bu hafta gazetemizde yer alan haberde öğrendim ki derenin güzergâhı değiştiriliyor ve bu koku meselesi kökten çözülüyormuş. Güzel şehrin çalışan belediye başkanına teşekkür edilmez mi şimdi? Edilir elbet… Teşekkürler Başkanım sayenizde Yeşil Kokan Tire dileğim gerçekleşiyor.”

Yıl 2011, bir yerel gazetede okuduğum haber, “Tire Kötü Kokan Dereden Nihayet Kurtuluyor”. İçerik şöyle, “Tire’nin girişinde bulunan,  kanalizasyon ve atık sularını taşıyan ve etrafa kötü kokular yayan dere Tire Belediyesi’nin çalışmalarıyla, kötü kokudan arıtılacak. İzmir ve Ödemiş yönünden Tire’ye girerken özellikle sabah ve akşam saatlerin etrafa kötü kokular yayan dereye akan kanalizasyon ve atık sular bir kanalizasyon borusuyla taşınarak kötü kokunun önlenmesi amaçlanıyor. Tire Belediyesi Fen işleri ve Su İşleri’nin çalışmalarıyla Bekleme Mevkii’ndeki kavşağa yakın bir bölgeden döşenen bir boruyla, dereye akan atık sular şehirden daha uzağa taşınıyor. Daha sonra da bu suların geçtiği güzergâh üzerine yapılacak olan Arıtma Tesisiyle suyun tümden arıtılması planlanıyor.”
Bu kötü kokulara el atacak idarecilerin olmasını isteyen, Tire’nin adının bu kötü kokuyla anılmamasını isteyen ben, şimdi HA GAYRET demeyeyim de ne diyeyim?