“Şu Dalama'nın çeşmesi
Ne hoş olur içmesi
Yörük Ali'yi sorarsan
Efelerin seçmesi”
 
Aydın bölgesinin işgal sürecindeki etkin isimlerinden Yörük Ali Efe, Yörük Apti’nin oğludur. Yörük Ali Efe de Poslu Mestan Efe gibi Sarıtekeli aşiretindendir. Annesi Fatma Kadın ise Atmaca aşiretindendir.
 
1895 yılında doğan Yörük Ali Efe’nin doğum yeri tartışmalıdır. Ödemiş Hamit (Yeşilköy) köyünde yaşayan ailesi daha sonra Aydın’ın Kavaklı köyüne yerleşmiştir.
 
Yörük Ali Efe, dağlarda önceleri Yanık Halil İbrahim Efe’ye daha sonra da Alanyalı Molla Ahmet’e kızan olmuştur. Efesi Molla Ahmet’in, jandarmalar tarafından öldürülmesinden sonra efeliğe geçen Yörük Ali Efe çetelik yaparken, Milli Mücadele’nin başlamasıyla birlikte Kurtuluş Savaşı’na katılır. Özellikle Malkoç (Malgaç) baskını ve Aydın çatışmalarıyla ünlenmiştir.
 
Yörük Ali Efe, Kurtuluş Savaşı boyunca kararlı yapısı ve hizmetleriyle sembol adlardan biri olmuştur. Başlangıçta yerli Rumlar’ın ve Yunanlılar’ın kendi saflarında yer alma çağrısını reddetmiş ve 57. Tümen Komutanı Albay Şefik Bey’in çağrısına uyarak ulusal harekâta katılmıştır.
 
Yörük Ali Efe, olayların düğümlendiği ve hıyanetlerin art arda yaşandığı süreçte istikrarlı yapısını korumasını bilmiştir. Çerkez Ethem’in birleşme ve Ankara’ya karşı cephe oluşturma aldatmacaları tuzağına düşmeyerek Mustafa Kemal’in güvenini kazanmıştır. Bilindiği gibi Çerkez Ethem birliklerinin komutanlarından ihtiyat subayı Hasan’ın tüm çabalarına karşın Yörük Ali Efe bu tuzağa düşmemiştir. Daha sonra Ankara İstiklal Mahkemesi vatana ihanetten ihtiyat subayı Hasan için idam kararı verecektir.
 
Demirci Mehmet Efe’nin güven vermeyen kişiliğine karşı daima dikkatli olmuş, Denizli ve Muğla halkının Demirci Mehmet Efe’den zarar görmemesi için mücadele vermiştir. Demirci Mehmet Efe’nin Çerkez Ethem tuzağına düşmesi ve gizli planlar Yörük Ali Efe tarafından ortaya çıkarılmıştır. Gelişmeler Yörük Ali Efe tarafından gizlice Ankara’ya iletilmiştir.
 
Kurtuluş Savaşı’mızın bu saygı değer kimliği, kendisine hizmetlerine karşın sunulan olanakları geri çevirerek büyük bir olgunluk sergilemiştir. Kendisinin İstiklal Madalyası ile onurlandırılmasını yeterli görmüştür.
 
Onun Kurtuluş Savaşı ile ilgili söyledikleri değerli bir miras olarak yaşamaktadır;
 
“Bazı kimseler savaş zamanında yapılan işlerin birçoğunu bana ve başkalarına mal ederler. Bu yanlıştır. Bir kişinin, beş kişinin böyle büyük davalarda ne ehemmiyeti olur ki. Gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur. Milli Mücadele’de aslan payını kendine ayırmakta hata vardır. Bir elin şamatası olur mu ki?”
 
Cephelerde binlerce kurşunun yapamadığını bir kaza olayı gerçekleştirmiştir. Bir tren kazası, ünlü efenin bacaklarının kopmasına neden olurken yaşamın ne denli sürprizlere sahip olduğu görülmüştür.
 
Yörük Ali Efe, savaş sonrası yaşamını Yenipazar’da sürdürmüş daha sonra Bursa’da 25 Eylül 1951 tarihinde ölmüştür. Cenazesi Kuvayi Milliye döneminde bir ara karargâh olarak kullandığı Yenipazar’a getirilerek, burada defnedilmiştir. Karargâh olarak kullandığı ev, bugün “Kültür Bakanlığı Yörük Ali Efe Evi” adıyla müzeye dönüştürülmüştür.
 
Kaynak; Bozmenderes’ten Bozdağlar’a Kuvayi Milliye, A. Munis Armağan