Yeni bir umutla adım attığımız 2011 sonunda ömrünü tamamladı. Yerini 2012’ye devretti. Umutlarımızla, beklentilerimizle, özlemlerimizle, hayallerimizle… 2012 yılı kutlu olsun…
Ne umduk, ne gördük 2011’de?...
   
Denildi ki bir zamanlar; her üniversite mezunu mutlaka bir iş sahibi olacak, diye… Sonuç, malum çevremiz işsiz üniversite mezunları ile doldu taştı.
Türkiye’de terör bitecek, açılım yoluyla “sıfır” terör olacak ülkemizde, dediler…. Sonuç, terör öyle bir “gemi azıya aldı” ki devleti tehdit eder hale geldi.
Sınır komşularımızla “sıfır sorun” ilkemiz olacak diye vaatte bulunuldu… Sorunlu olmadığımız komşumuz kaldı mı, anlayabilmiş değilim!..
Yargı hantallıktan kurtulacak, davalar insanları mağdur etmeden sonuçlanacak dediler… “Ergenekon”, “Balyoz”,”Andıç” vs. davalarda “çelik-çomak” oynanmaya devam ediyor.
12 Eylül ihtilalini yapanların yargı önüne çıkarılacağını ve hak ettikleri cezaya çarptırılacağını dillendirerek oy toplandı. Sonuç mu? Malum… Söylemeye gerek var mı?...
 
 
İyi “şey”ler de oluyor ülkemizde tabiî ki… Galiba bazı gözler “kör” !...
Örneğin memura % 3+3 zammı vermek için yoğun bir şekilde kaynak arayışına giriyor ekonomi kurmayları. Bu “az bir şey” mi?...
Harçlara % 10 yetmedi artı   % 5 daha zam yapma becerisini gösterdiler.
Asgari ücretle geçinenler aldıkları zamla artık “vekilleri”nin olmasa bile “danışmanları”nın ücretlerine yetiştiler sayılır(!)
Tedaviler ücretsizdi. Güzel bir iyilik yaparak devlete katkıda olsun diye 7 TL, 12 TL gibi komik(!) ücretler alınmaya başlandı. Feda olsun ekonomimize!..
Ama en önemlisi Milli Eğitim Bakanımız atama bekleyen öğretmenler “yol” gösterdi. “Başka iş arasınlar, onları öğretmen olarak atayamam” diye… Çok şükür!... ya o adı bilinmeyen “başka iş”i göstermese ne olurdu halimiz?
 
 
İstihbarat bilgi hatası”ndan (İstihbaratın kaynağı açıklansa da bilsek…MİT öyle bir istihbarat  bilgi vermediğini söylüyor da…) kaynaklanan bir olay 35 kişinin ölümüne neden oldu. Kaçakçılığın ve kaçakçıların masum gösterilmek de istendiği bu olay üzücü elbette. Ama olayın ardından yapılan değerlendirmeler daha da üzücü… Ve beklenen açıklamalar yapıldı. ”Devlet” özür diledi, masum köylülerin ölümünden. O masum köylüler ki “adına bayrak dedikleri paçavra”larla gövde gösterisinde bulundular. Bazıları da terör örgütünün sembolleriyle resimler çektirip paylaşım sitelerine koymuşlar… Sapla samanı bir birinden ayıramazsanız olacağı budur zaten… En kötüsü de Uludere’de devleti temsil eden Kaymakam Naif YAVUZ’un linç edilmek istenmesi, tokatlanması, yumruklanması ve tartaklanmasıydı. Yazık… Devletin temsilcisi Kaymakam benzin istasyonuna sığınarak linçten kurtuluyor(!)
 
 
Sahi, 2011 yılı her anlamda beklentilerimize cevap vermişti değil mi? Vermeseydi % 49,8 oyla AKP tekrar tek başına iktidar olur muydu ki?
“vatandaşın tercihine saygı duyacağız” vesselam…