Haber: Dilek Ayvalı

Tire Bahçesaray düğün salonunda düzenlenen toplantıya MHP Genel Sekreter Yardımcısı Tamer Osmanağaoğlu, İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, MHP MYK üyesi Gökhan Türkeş Öngel, MHP İl Başkanı Veysel Şahin, Ülkü Ocakları İzmir İl Başkanı Bekir Sıtkı Hastürk, MHP Tire İlce Başkanı Arif Demirkan, Ülkü Ocakları Tire İlçe Başkanı Yiğit Çetinkal, AK Parti Tire İlçe Başkanı Mert Falakalı, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Mehri Nisa Ünalan, Tire Belediyesi AK Parti ve MHP’li meclis üyeleri, STK Başkanları, muhtarlar ve partililerden oluşan 1200 kişi katıldı.

Programda ilk olarak MHP Tire İlçe Başkanı Arif Demirkan konuşma yaparak, “Tire ilçe teşkilatı olarak göreve geldiğimiz günden bu güne il başkanımız Veysel Şahin’in talimatları ile gece gündüz uyumadan yorulmadan, yerel ve genel seçimlerde cumhur ittifakını ilçemizde yüceltmek için çalışmaktayız. İlçemizde tüm mahallelerimizde vatandaşlarımızın dertleriyle dertlenip sevinçlerine ortak olabilmek adına bu süreçte elimizden gelen tüm çaba ve gayreti ben ve arkadaşlarım göstermekteyiz” dedi.

Vahşet Aynı Vahşet Zulüm Aynı Zulümdür

MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, “Haklının güçsüz, güçlünün haklı görüldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Cenabı Allah’ın emaneti olan dünyamızın bugün neresinden bakarsak bakalım acı gözyaşı zulümle karşı karşıyayız. Daha dün insanlık nutku atanlar bugün insanlığı boğmak için adım atmaktalar. Dünya üzerinde egemenlik iddia edenlerin yüzyıllardır sürdürdüğü sömürü düzeni her geçen gün şiddetini artırmakta, insanlık onurunu ayaklar altına almakta ve dünyayı yaşanmaz hale sokmaktadır. Sömürüyü bir yaşam biçimi haline getiren dünyanın dün Afrika’da, Afganistan’da, Suriye’de ırakta bugünse Ukrayna’da aynı zulüm yürüyüşünü sergilemektedirler. İsimleri farklı olsa da sergiledikleri vahşet aynı vahşet zulüm aynı zulümdür” dedi.

İZMİR CHP’YE ESİR OLMUŞ BİR ŞEHİRDİR

MHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, “İzmir‘imiz maalesef bir siyasi yanılgının sonucunda CHP’ye esir olmuş bir şehirdir. Hâlbuki hemşerilerimiz bu ülkeye bizim kadar sevdalı bu topraklara bizim kadar bağlı bu milletin bir ferdi olmaktan bizim kadar gururlu insanlardır. İzmir’de Mustafa Kemal Atatürk çok fazla sevilir. Onun tutuşturduğu İstiklal meşalesi Ege’nin kıyısından bütün dünyaya ışık yayar. Böyle temiz ve samimi ve millet sevgisi taşıyan insanların, ‘Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer’ diyen bir bölücü anlayışa destek vermesinin kabahatinin bir bölümü de bizim payımıza düşmektedir. Biz CHP’nin gerçek yüzünü ve MHP’nin aydınlık fikirlerini yeterince hemşerilerimize duyuramamışız demek. Öyleyse Milliyetçi Hareket Partisi olarak içinde yaşadığımız şehrin insanlarına yeniden gerçekleri anlatmak zorundayız. Burada milli bayramlarda Çav Bella ile otobüs üstünde zıplayan bir Tunç Soyer var. Büyükşehir Belediyesine geldiğinden beri kentin herhangi bir sorunu çözmüş değil ama şovmenlik yapmaktan hiçte vazgeçmemiş. Gerçi bu sorunlar da kendi partisinin eliyle yıllarca birikerek bu hale gelmiş durumda. Soyer de heykel açılışlara ile şehrin dertlerini bir anda çözü vermiş. Heykel sayma ve heykel açılış işleri ile İzmir’de bir sorun bırakmamış. Bu da ibretlik değişik bir haldir. İşte bu Soyer ve CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta Diyarbakır gezisine çıktı. Kılıçdaroğlu’nun sözlerine bakılırsa helalleşmek ve barışmak için gitmiş. Hatta onun dediğine göre tarihimiz kirliymiş ve onunla yüzleşmek gerekliymiş bu konuda liderimiz Devlet Bahçeli gerekeni açıkça söylemiştir. ‘Tarihimizde kirli demek namertliktir nankörlüktür vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kılıçdaroğlu’nun şahsıyla müsemma karanlık tarihi bilemeyiz. Kaldı ki kirli tarihinden müşteki olmasının bizce de bir mahsuru yoktur’ diyor sayın genel başkan. Kılıçdaroğlu’nun elindeki kere nasıl yıkayacağına biz karar karışmayız. Ancak Türk tarihine kirli demek bırakınız muhalefet liderinin hiç kimsenin haddi değildir. Tarihimizde kiralayanlar bir asır önce bu mübarek şehirden denizin öpülen işgalcilerin adına konuşmuş olabilirler. Ancak ya istiklal ya ölüm diyerek vatanın pak toprağından düşmanı temizleyen şerefli bir Ordu’nun evlatları adına konuşmadığı kesindir. İki gün önce köprü açılışı gerçekleştirildi Çanakkale’de, 107 yıl önce yaşanan destanın kahramanlarından habersizce konuşmuştur Kılıçdaroğlu. Yazık olan nedir ben size söyleyeyim. Bu şahıs Çanakkale’nin muzaffer bir komutanı, kurtuluş Savaşı’nın kahraman başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partide genel başkanlık yapmaktadır Atatürk’ün eserinin bu denli yad ve yabancı ellerde sömürgeciler hesabına çalıştığını gördükten sonra gerçek vatanseverleri gerçek Atatürkçüleri uyarmak görevimizdir” dedi.

CUMHUR İTTİFAKINA KİMLERİN KARŞI OLDUĞUNA BAKALIM

MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, “Gelin hep birlikte; Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin mimarı olduğu, Milliyetçi Hareket Partisinin varlığıyla vücut bulan, temelleri milyonların besmelesiyle atılan Cumhur İttifakına kimlerin karşı olduğuna bakalım. Gelin hep birlikte; Cumhuriyet tarihinin en büyük yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kimlerin tekerine taş koyduğuna, kimlerin Cumhur İttifakını devirmek için yol arkadaşlığı yaptığına bakalım: CHP, İP, HDP, GP, DEVA, SP, DP… Bitti mi? Elbette bitmedi: PKK, FETÖ, PYD, YPG, IŞİD, DHKP-C ve küresel cinayet şebekesinin meydana getirdiği muazzam bir ihanet blokunun hedefinde Cumhur İttifakı vardır, Milliyetçi Hareket Partisi vardır. Liderimiz Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan vardır. Atatürk ilkelerinden uzaklaşan, Türkiye’nin kuruluş ilkelerinden sapan, 15 Temmuz FETÖ’cü hain darbe girişimini “tiyatro” olarak gören CHP’yi görmeyelim mi? 15 Temmuz gecesi darbeci hainlere kök söktüren, ismini tarihe yazdıran Ömer Halisdemir’e “Semih Terzi’nin tersine asıl darbecinin Ömer Halisdemir olduğunu da biliyorsunuz değil mi?” diyerek hakaret eden ve FETÖ ağzıyla konuşan İYİ Parti İl Başkan Yardımcısının söylediklerini duymayalım mı? CHP’nin seçim bildirgelerinde “yer ve yörelerin özgün isimlerini iade edeceğiz” diyerek PKK’nın taleplerine “evet dediğini, İP Genel Başkanı Meral Akşener’in karşısında Kürdistan propagandası yapılırken gıkını bile çıkarmadığını anlatmayalım mı? Hatırlatmayalım mı?

ANLAŞTIĞINIZ İLKELER ARASINDA ATATÜRKSÜZ BİR ANAYASA VAR MIDIR?

CHP, İP, HDP ve Saadet Partisinin aynı masa etrafında oturup anayasa hazırlayıp, ilkeler üzerinde anlaştıklarını Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzıyla kamuoyuna ilan etmelerini unutalım mı? Kılıçdaroğlu’na çok kez sorduk, yine soralım ama HDP ile birlikte ortaklık yaptıkları İP Genel Başkanına da soralım:  HDP’nin de olduğu masada anayasa hazırlarken hangi ilkeler üzerinde anlaştınız? Anlaştığınız “ilkeler” arasında; CHP’nin hazırladığı anayasa taslağında yer alan, Türk milletinin yerine koyduğu “Türkiye Toplumu” tanımı da var mıdır? HDP, CHP ve Saadet Partisinin ve sizin temsilcinizin olduğu masada, üzerinde anlaşılan ilkeler arasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önce bir PKK kanalında ifade ettiği, anayasanın değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin değiştirilmesi de var mıdır? Gazetelerde, haber sitelerinde “Atatürksüz Anayasa” olarak kedisine yer bulan ve Kılıçdaroğlu’nun itirafıyla HDP ile birlikte oturduğunuz masada üzerinde anlaştığınız ilkeler arasında Atatürksüz bir Anayasa var mıdır?

NASIL MİLLETİN YÜZÜNE BAKA BAKA YALAN SÖYLEYEBİLİYORSUNUZ?

Biz soruyoruz cevap bekliyoruz. Sadece biz sormuyoruz, sizlere bir umut oy veren, pişmanlık duyan İzmirliler de bu soruları soruyor. Bu rezaletin müsebbipleri cevap versinler: Kimin sırtından kurban kesmeye yelteniyorsunuz? Her santimine nakış nakış işlenmiş Atatürk’ü yüreğimizden, gönlümüzden ve anayasamızdan silebilme hadsizliğinde nasıl bulunuyorsunuz? Milli bekamız tehlikedeyken, milli güvenliğimiz tehdit altındayken, milli çıkarlarımız yağmacı zihniyetin hedefindeyken nasıl oluyor da bu milletin yüzüne baka baka yalan söyleyebiliyorsunuz? Elbette unutmayacağız, elbette görmezlikten gelmeyeceğiz, elbette bu gerçekleri hatırlatamaya ve anlatmaya devam edeceğiz.

“TUNÇ SOYER, PKK’YA KUCAK AÇMAKTADIR”

Bu zihniyetin küçük bir prototipi de İzmir’imiz de sahne almaktadır. Zilletin İzmir sahnesindeki isim Tunç Soyer’dir. Seçim öncesinde 3 ayda 98 ayrı vaatte bulunan, seçim sonrası ise bu vaatlerini unutarak birilerine diyet ödemeye soyunan Tunç Soyer tam anlamıyla zilletin simge ismi haline gelmiştir. Ne hazindir ki bu kirli ittifakın kaybettirdiği il güzel şehrimiz İzmir, zamanını çaldığı vatandaşlarımız ise İzmirli hemşerilerimizdir. Soyer; İzmirliye verdiği hiçbir sözü yerine getirmese de seçimde işbirliği yaptığı marjinal gruplara verdiği bütün vaatlerin takipçisi olmuştur. Tunç Soyer seçildiği ilk günlerde devlete ve millete karşı işledikleri suçlar sebebiyle KHK ile atılan memurlara sahip çıkacağını, onlara istihdam imkânı sağlayacağını belirtmiştir. Dün Mehmetçiğin kanıyla kurtarılan İzmir; bugün bir belediye başkanın eliyle terör örgütlerine teslim edilmektedir. Tunç Soyer; İzmirlinin oyuyla elde ettiği gücü, PKK’ya sahip çıkmak için kullanılmaktadır. Evet…  Tekrar söylüyorum. Tunç Soyer, PKK’ya kucak açmaktadır. İstihdam edilmemiş tek bir terörist kalmayıncaya dek uğraşmaya kararlıdır.

SMYRNA’YA İZMİR ADINI KOYMAK İÇİN YÜZLERCE MEHMETÇİĞİ KURBAN VERDİK

Hep birlikte hatırlayalım: 7 Eylül 2019 tarihinde Karaburun’da gerçekleşen 14. Bilim Kongresi’nde PKK’nın siyasi temsilcilerinden biri konuk edilmiştir. İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı; bu organizasyonda Tunç Soyer tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Peki, kimdir Adnan Selçuk Mızraklı? Hakkında; "Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme" ''Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" "Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suçu ve Suçluyu Övmek" suçlarından adli makamlarca DOKUZ, İçişleri Bakanlığı'nca ÜÇ soruşturma yürütülen kişidir. Bu sebeple de görevden alınmış ve yerine kayyum atanmış birisidir. Örgütten kaçarak teslim olan bir kadın teröristin itiraflarına göre; dağda yaralanan bölücü militanları, özel bir hastanede gizlice ameliyat edecek kadar inanmış bir PKK taraftarıdır. İşte bu Adnan Selçuk Mızraklı; Tunç Soyer’in öncülüğünde İzmir’e getiriliyor. Bahsi geçen organizasyonda konuk ediliyor. Üstelik salona girerken kendisi “Her yer Amed! Her yer direniş!” sloganlarıyla karşılanmış; kürsüdeyken de tam olarak şu ifadelerle anons edilmiştir: “Amed Büyükşehir Belediye Başkanı” Güzel şehrimiz Diyarbakır’ın adı terörist ağzıyla kirletilirken; Tunç Soyer’in de büyük bir iştiyakla alkış tutuğu da gözlerden kaçmamıştır. Bu basit bir isimlendirme kazası değil; bilinçli bir ihanettir. Biz Smyrna’ya İzmir adını koymak için yüzlerce Mehmetçiği kurban verdik. Bu yüzden de ne İzmir’i Symrna olarak görmek isteyenlere, ne de Diyarbakır’ı Amed olarak görmek isteyenlere; geçit vermeye niyetimiz yoktur. Ayrıca o toplantıda Tunç Soyer; şu cümleleri sarf etmiştir. “İktidar set çekiyorsa biz üstünden uçmalıyız, tek tipleştirmeye çalışıyorsa biz nehir olup birlikte akmalıyız".

BU NEHİR KİMLERDEN OLUŞMAKTADIR?

Peki bu nehrin suyunda kimlerin katkısı vardır? Bu nehir kimlerden oluşmaktadır? Cevap bellidir. Biz söyleyelim: Devlete seri katil diyen, Ermeni diasporasının tezlerini savunarak Türk milletine katliamcı diyen, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” cümlesini yanlış bulduğunu söyleyen Canan Kaftancıoğlu bu nehrin içindedir. Roboski Eylemleri’nde Ata’nın heykel ve büstlerini yakanlara; Gazi Mustafa Kemal’in resmini hediye ederek sahte Atatürkçü pozları veren Ekrem İmamoğlu bu nehrin içindedir. Mustafa Kemal’in benim şehrim dediği İzmir’de PKK’lıları ağırlayan ve onlara destek vermek için Diyarbakır’a gideceğini söyleyen Tunç Soyer de bu nehrin içindedir. Bir düşünün kıymetli hemşerilerim; Büyük Atatürk yaşasaydı ne olurdu? Güzel İzmir’ine ihanet edenlere ne tepki verirdi? İzmir’e başkanlık edip teröristlere sahip çıkanları görseydi, ne derdi? İktidara geldikleri takdirde, daha birinci haftada –sözde- barış akademisyenlerini görevlerine döndüreceğini söz veren Kılıçdaroğlu için ne hüküm verirdi? İsmini istismar eden, ihanetleri ve fitneleri için perde yapan bu ruhsuzları nereye sürerdi? Cevap bellidir. Cevap vicdanlarımızdır. Cevap milli şuurumuzun ta kendisidir.” Dedi

Program sonunda MHP'ye katılan 100 kişiye rozetleri MHP Genel Sekreter Yardımcısı Tamer Osmanağaoğlu, İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, MHP MYK üyesi Gökhan Türkeş Öngel, MHP İl Başkanı Veysel Şahin ve MHP Tire İlce Başkanı Arif Demirkan tarafından takıldı.

Editör: Haber Merkezi