Bir dakika bile geri gelmiyorsa, kalpte ukde bırakmamak gerek. Yaşanması mümkün olan her şey yarım bırakılmamalı, çoğu şeyler zamanında güzel.
Sevgi ısıtmalı kalplerimizi, misk  kokmalı gönüller yarım bırakılmamalı azimle büyümeli sevgiler, pişmanlık gözlere yaş olur, mutluluksa kalplere renkli gül bahçeleri....

Günler geçmiş belki aylar hatta yıllar kaç sabah oldu kaç gece bilmiyorum. Bazen bir rüzgar esiyor dağıtıyor toz bulutlarını, bazen o rüzgar yağmurları getiriyor. Artık gönlüm ıslanmayı da biliyor üşümeyi de biliyor ısınmayı da biliyor. Diyorum ya zaman her şeyi öğretiyor, yaşamayı da yaşlanmayı da...

Gönlümün kıyısına vuruyor dalgalar. Bazen içimdeki öfkeyi getiriyor bazen umutlarımı, hayallerimi, sevinçlerimi...
Gözyaşlarımla daha da yükseliyor suları.
Düşlerimin soluk renkleri, kalemlerim boyamıyor artık sizi. Renklerimi çaldılar.
Bir siyah kalemle kaldım sanki koskoca deryada. Kıyısında yaşlı gözler kaldı.
Kalp acıyor çaresizliğe. Deniz kabukları, çakıl taşlarını topluyorum. Kıyıma vuran dertlerimi toplar gibi...
Aldatıyorum deli gönlümü. Sen bir kova su çaldın diye denizin suyu eksilir mi hiç. İnsan çaresizliğinde de aklı mantıklı düşünmüyor.Salim kalamıyormuş. Sevgi, öfke, nefret , çaresizlik bunlar mantığı unutturan keskin duygularmış meğer.Bir dalgayla bir şey olmaz derken kendi kıyma Demir attım galiba. Engin denizlerde küçük bir koyum artık.
Ne pembe bulutlarım var ne de mavi ağaçlarım ne dışarıda güneş var ne de evimin bacasından duman tütüyor. El ele çocuklar bile oynamıyor. Artık burada mis gibi denizin kokusu,  kıyımdan topladığım hüzünlerim var. Ertelediğim her şey, dalgaların boyu daha da yükseliyor. Sanki beni için için  çekiyor içine.
Bir doğan güneşi görüyor gözlerim bir de gün batımını. Bazen düşünüyorum bana mı bu kadar hızlı geçiyor zaman.

Editör: Haber Merkezi