Yeni Başhekim Yardımcısı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytül Şen Güler verem hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Tolga Kızgın/YERELGÜÇ - Ödemiş Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcılığı görevine Selçuk Devlet Hastanesi’nden gelen Göğüs Hastalıkları Uzman Dr. Aytül Şen Güler atandı. 16 yıllık deneyimi bulunan yeni Başhekim Yardımcısı Uzman Dr. Şen Güler, bir basın açıklaması düzenleyerek verem hastalığı ile ilgili bilgi verdi. Veremden korunma yollarından ve hastalığın tedavi şeklinden bahseden Güler, “Ülkemizde verem hastalığı ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi amacı ile her yıl ocak ayının ilk Pazar günü başlayan hafta Verem Eğitim Ve Propaganda Haftası olarak belirlenmiştir. Bu yılda 03-09 Ocak tarihleri arasında 69. gerçekleştirilen hafta kapsamında Ödemiş Devlet Hastanesi olarak bir bilgilendirme yazısı ile halka ulaşmak istedik” dedi. 

Göğüs Hastalıkları Uzman Doktoru Aytül Şen Güler konuyla ilgili olarak şöyle konuştu:  

“Erken, uygun ve yeterli süre tedavi edilirse hastalar yüzde yüz iyileşir.”

 “Verem Mycobacterium Tuberculosis adında bir mikropla oluşur ve herkeste hastalık yapabilir. Tedavisiz bırakılırsa öldürücü olabilir. Erken, uygun ve yeterli süre tedavi edilirse hastalar yüzde yüz iyileşir. Verem hastalığı, en çok akciğerleri tutar. Hastalığın tuttuğu diğer organlar; akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler, beyin zarlarıdır. Vücudun hemen bütün organlarında hastalık yapabilir. Hastalanan organlarda ağır bir iltihap olur ve organların çalışması bozulur. Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini kırıcı hastalıklar ve etkenler vardır. Bunların arasında AIDS hastalığı başta olmak üzere şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi hastalıklar yer alır. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düştüğünden hastalanma fazla olur. “

Verem Hastalığı Bulaşıcıdır

Verem mikrobunun kaynağı, tedavi görmemiş, aktif akciğer ve gırtlak veremi olan hastalardır. Nefes vermekle, özellikle de öksürmek, hapşırmak, konuşmak ile mikroplar çevre havaya saçılır. Sağlıklı kişiler bu mikropları nefesleriyle alırlar. Sokakta, dolmuşta, lokantada öksüren birisinden verem mikrobu alma olasılığı çok düşüktür. Bulaşma için genellikle verem hastası bir kişi ile belirli süre birlikte yaşamak gereklidir. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi başlandıktan sonra bulaşma hızla sona erer. Çatal, kaşık, tabak, bardak, giysi gibi nesnelerle, kan ve cinsel ilişki ile bulaşma olmaz.

Verem tanısı nasıl konulur?

"Özellikle iki haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, göğüs ağrıları, iştahsızlık, zayıflama, çocuklarda kilo alamama, halsizlik, kan tükürme gibi yakınmaları olan hastaların gecikmeden verem savaş dispanseri ya da göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekir. Hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Şüphelenilen hastalarda kesin tüberküloz tanısı balgam örneğinin mikroskopta incelenerek basilin gösterilmesi ve besiyerinde basilin üretilmesi ile konur."

“Tedavi süresi en az altı aydır”

Veremin tedavisinde çok güçlü ilaçlar vardır. Bu ilaçları, ülkemizde Verem Savaş Dispanserleri ücretsiz verir. Verem mikrobu, diğer mikroplara göre çok daha yavaş çoğaldığından, ilaçları uzun süre kullanmak gerekir. Tedavi süresi en az altı aydır. İstirahat, özel beslenme, iklim ve sıkıntı-stres gibi unsurların tüberküloz tedavisinde çok önemli olmadığı gösterilmiştir.

Verem hastasının ailesine ne önerilmelidir?

“Verem hastasının ailesine verem mikrobunu bulaştırma olasılığı çok yüksektir. Çünkü aynı havayı en uzun süre paylaştığı kişiler aile bireyleridir. Bu nedenle, verem tanısı kesinleşince, bütün aile bireyleri ve hasta ile aynı havayı paylaşan işyeri ya da başka ortamdaki kişiler verem savaşı dispanserinde muayene için çağrılırlar. Buna temaslı muayenesi denilir. Temaslı muayenesi, eğer hastanın yakınlarında da hastalık varsa erkenden tanı koymayı sağlar. Hasta olmayan ve risk taşıyanlara da koruyucu tedavi verilir. Koruyucu tedavi eğer düzenli kullanılırsa, mikrobu almış kişilerin hastalanmasını yüzde 90'a varan oranda önler. Hastanın ailesinin bir bütün halinde bu konuda seferber olması, tedavinin düzenli ve yeterli süre sürdürülmesinde önemlidir.”