“CHP mi suçlu? Hayır. AKP mi masum? Asla! İzmir’deki kriz, yıllardır süren statüko ittifakının sonucudur.”

“EMEKÇİNİN YANINDA, STATÜKO DÜZENİNİN KARŞISINDAYIM!”

Belediyenin 65–80 bin TL maaş teklif ettiğini, işçilerin ise 82–94 bin TL talep ettiğini hatırlatan Güleç, esas problemin ‘rakamlar’ değil, ‘sistem’ olduğunu vurguladı:

“Yıllardır belediyeye liyakatle değil, parti üyeliğiyle personel alındı. Seçim dönemlerinde işe alınan bu kişiler mitinglerde, bayrak asarken kullanıldı. Bugün grev yapanlar, o dönemin kadrolu propaganda işçileridir.”

“BU DÜZENİN İKİ MİMARI VAR: CHP VE AKP!”

Dilek Acar Güleç, sadece CHP’yi değil, yıllardır bu düzeni izleyen AKP’yi de hedef aldı:

“İzmir’de CHP ve AKP arasında yazılı olmayan bir ‘statüko barışı’ var. Kadro paylaşımlarında, ihale masalarında, suskunlukta kol kola yürüdüler. Bugün bu sistemin altında ezilen hem emekçidir hem halktır.”

“İÇERİDEN KIŞKIRTANLAR KİM?”

Güleç, grev sürecinde işçileri kışkırtan ve süreci manipüle eden yapıları da açıkça hedef aldı:

“Bugün grevi körükleyen, işçileri provoke eden gruplar sadece sendika içinden değil, hem CHP hem AKP içinden beslenen çıkar odaklarıdır.
Bu kriz, CHP içindeki hiziplerin hesaplaşma sahasına dönüştü. İşçiler bu kavgada sadece birer piyon haline getirildi.”

“İZMİR’DE HİZMET DURDU, HALK İZLİYOR. AMA ARTIK SORMALI: BU DÜZEN KİMİN İŞİNE YARIYOR?”

Tire’de Bayram Öncesi Mezarlık Temizliği Yapıldı Tire’de Bayram Öncesi Mezarlık Temizliği Yapıldı

– Belediyeler hizmet veremiyor.
– Vatandaş çöp içinde yaşıyor.
– İşçiyle halk karşı karşıya getiriliyor.

“Vatandaşın seçme hakkı var ama hesap sorma alışkanlığı yok. Bu sessizlik, bu düzenin devamını sağlıyor. Artık sormalıyız: Bu kirli düzen kimlerin işine yarıyor?”

YANDAŞ KADROLAŞMANIN BİTMESİ GEREK 

Son olarak Dilek Acar GÜLEÇ, şu ifadelerle mesajını noktaladı:

“Ben bir gazeteci, bir siyasetçi, bir anne ve bu şehirde yaşayan bir yurttaş olarak söylüyorum:
Bu kriz, sendika ile başkanın söz düellosuyla çözülmez.
Bu kriz, çürümüş kadro politikalarının doğrudan sonucudur.
Emek sömürüsüne de, yandaş kadrolaşmaya da, hizmeti siyasi araca dönüştüren anlayışa da karşıyım.
Adil, şeffaf ve liyakat esaslı bir belediyecilik için mücadele ediyorum.”

CEMİL TUGAY’A DESTEK MESAJI

“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bugün sadece mali bir krizle değil, yılların biriktirdiği siyasi yükle karşı karşıya bırakılmıştır.
Belediyelerin gelir kaynakları sınırlı, gider yükü ise ağırdır. Bunun üstüne bir de siyasi partiler içindeki hizipler ve ideolojik baskılar eklendiğinde, yöneticiler çaresizleştirilmektedir.

Bu noktada, Başkan Tugay’a yönelik linç girişimlerini doğru bulmuyorum.
Yıllardır süren popülist istihdam politikalarının faturasını bugün tek bir kişiye kesmek adaletsizliktir.

İşçinin de, halkın da hakkını gözeten, mali disiplini korumaya çalışan bir başkanın yanında olmak, partiler üstü bir insanlık ve vicdan meselesidir.

Ancak bu destek, geçmişi aklamak değil; gelecekte adalet, liyakat ve şeffaflıkla hareket etme şartıyla verilmelidir.”