KENDİ KÜÇÜK KALBİ BÜYÜK
Annesi Saliha ve teyzesi Emine'nin, bakımlarının son derece zor ve masraflı olduğunu gözyaşları içinde anlatan
Annesi ile gurur duyduğunu her fırsatta dile getiren Yatağan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "1970 yılında annem Ödemiş'te yaşarken, 'Pamuk Prenses ve 7 Cüceler' filmi için Anadolu'nun her yerinde cüce arayan yapımcılar, annemi görünce İstanbul'a götürmüş. Film, gösterişli isimlerden oluşan kadrosuyla o dönemde oldukça sükse yapmış. Yeşilçam klasikleri arasına giren film, bazı televizyonlarda halen gösteriliyor. Her defasında filmi gülerek izleyenler, annemin yaşadığı büyük dramdan haberi yok. Bazen annem hiç o filmde oynamasaydı dediğim zamanlar bile oluyor. Belki, Yeşilçam'a tarihe geçecek bir eser kazandırıldı ama annemin o filmle birlikte adeta hayatı karardı. Yaşamı süresince gerçek anlamda mutluluğu tadamayan annemin, 'sefalet' içinde ölümü beklemesini hazmedemiyorum. O filmin finalinde saraya girerken kurduğu hayalleri o film sahnesinde kaldı. Şimdi hayatın acı gerçeğiyle yüz yüze kaldı."
Dünyaca ünlü klasiğin Yeşilçam versiyonu 1970 yılında çevrildi. O yıllarda beyazperdede büyük bir sükse yapan filmde, Pamuk Prenses'i Zeynep Değirmencioğlu, Pamuk Prenses'in annesini ise ünlü aktris Belgin Doruk canlandırdı. Salih Güney ise yakışıklı prens rolündeydi. Film, Belgin Doruk'un son sinema filmi oldu. Pamuk Prenses karakterine hayat veren ve o yıllarda kızıl saçları, tavşan dişleriyle seyircinin gözünde 'Ayşecik' olarak tanınan Zeynep Değirmencioğlu, Belgin Doruk'un önerisiyle çekimler başlamadan hemen önce saçlarını kızıldan siyaha boyatarak, dişlerini ise porselen yaptırdı. Kadroyu hazırlayan yapımcılar en çok "7 cüceyi" bulmakta zorlandı. Gazetelere ilan veren film şirketi bununla da yetinmeyip, Anadolu'da "cüce" avına çıktı. Cücelerin gösterişli kostümleri ise Belgin Doruk tarafından hazırlanıp, dikildi.