ERİR GİBİYİM
 
Şu gönül bahçemin iremi senin
Sorgusuz sualsiz gireni sensin
Allah’ın bir lütfü cereni sensin
Gözlerinde senin erir gibiyim.
 
Denizde rotasız gemi eyledin
Fırtına tufanda tezden gel dedin
Bir de erişilmez liman söyledin
Dalgalarda seni görür gibiyim.
 
Yüreğimde sevdan başım döndürür
İlaç fayda etmez beni öldürür
Kor ateşi ancak vuslat söndürür
Her nereye baksam görür gibiyim.
 
Karıştırdım gece ile gündüzü
Beynimden silemez oldum o yüzü
Gezerim dağ bayır ovayı düzü
Her adımda seni görür gibiyim.
 
Kayaturan dağı bulut kapladı
Bir çift sözü hançer yapıp sapladı
Çıban oldu merhem sürdüm patladı
Kan ile irinde görür gibiyim.
 
( 16.01.2011 Saat : 10.04 )
 
Bu şiirimizde asker olup, yada askerde sevdiği olanlar için gelsin.Bundan yirmi altı yıl önce yazan bir askerin ben denizin kaleminden dökülen damlalar.
 
AĞLADIN MI HİÇ
 
El açıp Mevla’ya yönün çevirip
Yâr beni düşünüp, ağladın mı? Hiç
Sayfaları, ayı, yılı devirip
Döner gelir diye, ağladın mı? Hiç.
 
Gözümün önünde hayalin yüzün
Unuttun mu aşkım, dediğin sözün
İlk gördüğüm gün ki parlayan gözün
Maziye dalınca, ağladın mı? Hiç.
 
Kar yağarken pencerenin dışında
Dedin mi sevdiğim dağlar başında
Asker oldu şimdi yirmi yaşında
Özlemimle yanıp, ağladın mı? Hiç.
 
Van, Başkale, Koçdağı Karakolu
Güz gelmeden kapanır kardan yolu
Gözlerinden yaş yerine yâr dolu
Dökerek diz çöküp, ağladın mı? Hiç.
 
Kayaturan, çekilirsin köşeye
Dalar gider takılmazsın neşeye
Benim gibi hasta olup döşeğe
Haftalarca yatıp, ağladın mı? Hiç.
 
07.01.1985 Saat: 09.14)
Şevki KAYATURAN 1964/2 Devre
Van, Başkale, Koçdağı Jandarma Karakolu.
 
EYLÜL
 
Eylül, yazarın romanının adı
Eylül, sonbaharın o müthiş tadı
 
Eylül, gazelin yerde savruluşu
Eylül, ağaçların çıplak kalışı
 
Eylül, o gönüllerde gökkuşağı
Eylül, yüreğimin tek dert ortağı
 
Eylül, kış habercisidir sonbahar
Eylül, senle yaşanılan aştır kâr
 
Eylül, nadide aşklarının başı
Eylül, sevda çekenlerin gözyaşı
 
Eylül, adını kazıdım beynime
Eylül, söz geçmiyor ki yüreğime
 
Eylül, cemaline hayran olunan
Eylül, bir ömür yanında kalınan
 
Eylül, bazen bir ay bazen de sevgili
Eylül, aşıkların son bahardaki dili
 
Eylül, Kayaturan sensiz yalınız
Eylül, belki her güz bur’da kalırız.
 
(06.01.2010 Saat: 00.02)
Şevki KAYATURAN
 
GÖZLERİNLE GÖR
 
Aşkının harıyla yanan yüreği
Nasıl diye sorma gözlerinle gör
Devirip yıktığın koca direği
Ne halde diyorsan gözlerinle gör.
 
Bu ömrü adadım senin yoluna
Bir kere sarılsan zalim boynuna
Bu gece misafir edip koynuna
Bak da şu halimi gözlerinle gör.
 
Kurbanın olurum senin gölgenin
Divanenim esirinim ben senin
Uçuklamış benzim solan bu tenin
Tut da ellerinle gözlerinle gör.
 
Kayaturan parçaladın pay ettin
En sonunda nankör çıktın terk ettin
Gerdin bedenimi zıpkın yay ettin
Halimi hiç sorma gözlerinle gör.
 
(22.11.2008 Saat: 21.12)
Şevki KAYATURAN
 
YAKAMOZLAR KAYBOLDU
 
Yüreğim sevgi yüklü, parlayan yakamozlar
Ağrı’dan daha diktir, isteyip çıkamazlar
Çelikten daha sağlam, top ile yıkamazlar
Kurşun yemiş gibiyim, hep öyle bekliyorum.
 
Dalgaların kıyıya, ulaştığı yerdenim
Fırtınayla sahile, savruldu şu bedenim
Denizin derinine, met cezirle gidenim
Sürgün yemiş gibiyim, hep öyle bekliyorum.
 
Hırçınlığı üstünde, sahillerde köpürür
Direnmeye gelmiyor, kayalarda öldürür
Bu ne şiddet bilmem ki, fenerleri söndürür
Vurgun yemiş gibiyim, hep öyle bekliyorum.
 
Yakamozlar kayboldu, martılar da uçmuyor
Bura ıssız mı oldu, hiç bir gemi geçmiyor
Kayaturan ölür de, bir damla su içmiyor
Kurşun yemiş gibiyim, hep öğle bekliyorum..
 
(12.01.2008-Saat : 19.49)
Şevki KAYATURAN