Abdurrahim Karakoç… Son dönemlerin en önemli “hiciv üstâdı”… Bir neslin sözcüsü…
7 Nisan 1932 tarihinde Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü(Cela) köyünde dünyaya geldi. 7 Haziran 2012’de “vuslat”a erdi…
 “O” bir “dâvâ” adamı idi… Uğruna ömrünü harcadığı ülküleri için yılmadı, boyun eğmedi… Hep dik durdu. Bildiği doğruları söylemekten de çekinmedi. “O”nu biz değil de yazdığı şiirleri anlatsın istedim.
 
Sosyal adaletsizliği dillendirirken söylediği şu veciz mısralar dilden dile aktarıla gelmiştir. “Ya bayramlar bayram olsun; kurtulsun/ Ya takvimler cayır cayır yırtılsın…” İşte Karakoç’a göre “bayram”da Anadolu insanının hâli…
   
Güneş yükselmeden kuşluk yerine
Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine

Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı
Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı…

Eli öpüldükçe içi burkuldu
Konuşmak istedi, dili tutuldu
Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu

Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı
Adam “he ya” dedi, gözü kapalı…
 
***
Ya köhnemiş düzeni eleştirirken söylediği şu mısralara ne demeli?
 
Makam armağandır, koltuk hediye
Muhkem ilamlar var ' rüşvet ye' diye
Ne diye beklersin söyle ne diye?

Doğmaya gayret et doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek!...
”O” bir dâvâ adamıdır dedik ve kendi diliyle özetlemiştir savunduklarını…
 
Ben milletim uğruna adamışım kendimi
Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir.
Zulüm Azrail olsa, hep Hakk'ı tutacağım
Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.
 
“O” aynı zamanda bir “aşk” şairidir. Dillerden düşmeyen “Mihriban”ın söz yazarıdır…
 
Yıllar sinene yaslanır;
Hâtıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban’ım..
 
… ve aşka devam eder şair…
 
Resmine baktığım güzel kız, genç kız
Unuttum, unuttum, unuttum seni…
Eski bir albümde durursun yalnız
Unuttum, unuttum, unuttum seni…