Seçim demek geçim demektir fakat bir yandan da gürültü demektir ve işin bu kısmından da kimse memnun değildir. Çünkü şahsen partilerin seçtikleri seçim şarkıları her kitleye hitap etmiyor. Mesela hiçbir parti Türk Sanat Müziği formunda seçim şarkısı yapmıyor.
Birkaç parti ise rap müzik türünü tercih ederek gençleri kendilerine çekmeyi hedefliyor ama… Cık… Olmuyor… Bu sene seçim heyecanı vatandaşta zerre kadar yokken bu şarkılarla bu iş olmaz…
Eskiden çok daha coşkuluydu seçim şarkıları, dilimize dolanırdı ve her kim o partinin taraftarı ise daha çok bayılırdı o şarkıya.
Neden? Çünkü günün meşhur şarkılarının şarkı sözleri değiştirilerek seçim şarkıları hazırlanırdı. Örnek vermek gerekirse 2002 yılında bazı partilerin seçim şarkıları şöyleydi;
Doğru Yol Partisi, Fikret Kızılok’un seslendirdiği “Bu kalp seni unutur mu?” isimli şarkının sözlerini değiştirerek seçim çalışmalarında bu şarkıyı çalmıştı sokaklarda ve miting alanlarında; “Yıllar geçse de üstünden, Bu halk beni unutur mu, Kader gibi istemeden, Bu halk beni unutur mu, Bambaşka bir halim vardı, Sanırım Refahyol hataydı, Durduk yerde darbe oldu, Bu halk beni unutur mu”
Milliyetçi Hareket Partisi, ise o yıl Mustafa Yıldızdoğan’ın Türkiyem şarkısının sözlerini şu şekilde değiştirerek, “Başkoymuşum gündeminin nabzına, Krizine, karmaşana ölürüm, Kurban olam tabancana, kabzana, Davala'ya, Hasan Şaş'a ölürüm Türkiyem, ölürüm Türkiyem, hey hey! AB senin itin olsun kapında, Dolarının artışına ölürüm, Dırdırdan muaf bir Başbuğ var başımda, Nez'ine Tarkan'ına ölürüm Türkiyem, ölürüm Türkiyem, hey hey!
Davala'dan döneni de vururum Türkiyem, vururum Türkiyem, hey hey!” şeklinde içinde gerek sanatçılardan gerekse sporculardan da bahsedilen bir şarkıyla sürdürmüştü çalışmalarını.
Daha da geriye doğru gidersek Özellikle Anap’ın, 1991 seçimlerinde dönemin bütün popüler şarkılarını partiye uyarladığını hatırlayabiliriz. Oldukça coşku verici bir şarkı olan ve Onno Tunç bestesi olan “Hadi bakalım sandıklara, 2 binli yıllara, 20 Ekim Pazar günü, bütün oylar ANAP'a” şarkısı seçimlere imzasını atmıştı. İzel-Ercan Saatçi’nin “Eller havaya” parçası, “Haydi şimdi bütün oylar Anap’a” ve Yonca Evcimik’in “Aboneyim abone’si”, “Anap’lıyız Anap’lı, biz çok farklıyız çok farklı” şeklinde karşımıza çıkıyor.
Çoook daha gerilere gidersek popüler şarkıların birebir kullanımının ilk örneğine 1973'te rastlıyoruz. Ecevit, sanatçı Şenay’ın seslendirdiği “Hayat bayram olsa” ve “Sev kardeşim” şarkılarını kullanıyor. Ancak sözleri değiştirilerek kullanılan ilk şarkı 1977’nin Milliyetçi Zühtü'sü: “Ecdadının kemikleri sızlıyor be Zühtü, Aklını topla Zühtü, Şehitler olmasaydı sen var mıydın Zühtü, Komüniste kanma Zühtü, Ar namus gider Zühtü, Din iman kalmaz Zühtü...” Demirel'in kullandığı bu şarkı darbe öncesinde milliyetçi-komünist çatışmasına tuz biber olmuş mudur bilinmez ama popüler müziklerin seçim şarkılarına uyarlanmasının ilk örneği kabul ediliyor. 80’li yıllara, Özal’ın 1983’te kullandığı “Arım balım peteğim, Anavatan çiçeğim” şarkısı damga vuruyor. 90'lı yıllar hit şarkıların seçim kampanyalarına iyiden iyiye dâhil olduğu dönemler.
Gerçi siyasiler hangi şarkıyı söylerse söylesin ben “hayır, hayır yüzbinkere hayır inanmıyorum sanaaaaa” diyorum Barış Manço Gibi…
Sahi bunca zaman içinde neden mesela hiç Barış Manço şarkısı kullanılmadı seçimlerde hayli ilginç. Örneğin, “Acıhda bağa vir” gayet güzel bir seçim şarkısı olurdu.
Madem kimse Barış Manço’dan bir şarkı kullanmadı o zaman ben şimdi kullanıyorum. Alınmak isteyenlerin alınmaları önemle rica olunur.
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası / Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna / Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
 
Ağzı açık gözü toklar buyursunlar başköşeye / Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hâkim olursan kurulursun tahtına / Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle / Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa /Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum / İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum / İçi boş insanların bu dünyada yeri yok.