İnsanların hayat boyunca birçok sıkıntı ve zorlukla karşılaşması bir imtihan gereğidir. Kur’ an bütün sıkıntı ve zorluklara sabır ile karşı koymamızı, ilahi imtihanı ancak böylelikle kazanabileceğimizi vurgulamaktadır. Zira Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Biz sizi korku, açlık, mallardan, canlardan ve mahsullerden eksiltme ile deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar başlarına bir musibet gelince ‘biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve ona döneceğiz’ derler.”
        Sabır;  felaket, sıkıntı, acı ve zorluğa karşı, kişinin telaşa kapılmadan, feryat etmeden, her şeyin Allah’tan geldiğinin bilinci ile sonuna kadar tahammül göstermesidir.  Yüce Allah hayatta çeşitli güzellikler var ettiği gibi birtakım sıkıntılarda var etmiştir  İnsan güzellikler karşında sevinir ve rabbine şükreder  Sıkıntılı durumlar karşısında ise bir yandan sıkıntıyı ortadan kaldırma yollarını ararken bir yandan da Rabbinden sabır, dayanma gücü ve kolaylık ister  Her iki durumda insanın olgun mümin olmasına katkı sağlar. İnsan, sabrı sadece bela ve musibetlere karşı değil  aynı zamanda günaha girmeme ve ibadetin devamlılığı hususunda, helal çizgisini korumada da sabır göstermelidir. En zor ve meşakkatli anında dahi Allahın emir ve yasaklarına sabırla ve sadakatle bağlanmalıdır. Zira gerçek sabır  zorluklarda olduğu kadar güzel olan her şeyde kararlılık göstermeyi  bir an olsun taviz vermeden bir ömür boyu devam etmeyi gerektirir Sırat-ı müstakimde  yani cenabı hakkın yolunda olabilmenin ölçüsü de ancak Allah’ın emir ve yasaklarını sabırla ve yalnızca kendi rızası için yerine getirmekle mümkündür. Kur’an-ı Kerimde yüce Allah: ’’…Şüphesiz ki Allah  sabredenleri sever’’.ve ’’…Allah  sabredenlerle beraberdir’’.buyurarak sabırlı olan kullarının kendi yolunda olduğunu beyan etmektedir. 
Sabır, insanın öfke anında öfkesini yenmesi, kendisine yapılan kötülüklere karşı iyilikle mukabelede bulunması, şeytanın ve nefsinin kışkırtmaları karşısında günah işlemekten sakınması, musibet ve sıkıntılar karşısında metanetli olması ve son nefesine kadar Allah’a ibadette daim olması demektir. Mü’min daima bir sabır insanıdır. Sabırsızlık, insanı isyana ve haddi aşmaya sürükler. Hz. Peygamber s.a.v: “Ayağımıza batan dikene varıncaya kadar başımıza gelen, tüm sıkıntı, hastalık, keder ve yorgunlukların günahlarımızın bağışlanmasına vesile olacağını bizlere müjdelemiştir.”  Yüce Rabbimizin sabredenleri müjdelediği ayeti kerime ile sözlerimi bitiriyorum. “İşte onlar sabrettiklerinden ötürü cennetin en yüksek dereceleri ile mükâfatlandırılırlar. Orada esenlik ve dirlik dilekleri ile karşılanırlar.”
Atalarımız “Sabrın sonu selamettir”. “Sabreden Derviş muradına ermiş” diyerek sabrın ne kadar önemli bir özellik ve güzellik olduğunu ortaya koymuşlardır. Her işin ve başarını gerçek anahtarı sabırda gizlidir.