NEVRUZ (BAHAR ) BAYRAMI
 
Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı "ana" olarak vasıflandıran Türk'ün düşünce sisteminde "baharın gelişi" elbette ki önemli bir yere sahiptir.
Nevruz, Türk dünyasının kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna kadar uzanan engin coğrafyada yaşayan toplulukların pek çoğu tarafından yaygın olarak bahar bayramı olarak kutlanmaktadır. Bütün bayramların dinî ve millî bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren ortak bir hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiatın insanlara tesir eden bir olayından doğduğuna inanılır.Bizde siz Yerel Güç Gazetesi “Şiirin Dili Köşesi” olarak tüm Türk Milletinin bu Nevruz Bayramını kutluyoruz.
 
 
ÇİLEDİR DÜNYA
 
Kimisi köşklerde kimide yatta
Bazısı doğduğu günden ayakta
Kurulduğu günden hep aynı hatta
Göçeni konanı bitmeyen dünya.
 
Kimisi denizde kimi yalıda
Gezip dalaşan var ipek halıda
Kahvaltıda eksik olmaz balıda
Yoksula zindandır çiledir dünya.
 
Kimisi otelden evine gelmez
Her gün birisiyle gezer evlenmez
Yaptıkları hoş görülür söylenmez
Garibe sevdası zor gelen dünya.
 
Kimisi var inanmaz hiç Allah’a
Giydiğini giymeyen var bir daha
Araba son model, kalkıyor şaha
Eşeği olmayan köylüm var dünya.
 
Kimisi öksürse kaçar dışarı
Yanında metresi evdedir karı
Gününü gün etmek en büyük kârı
İlaç bulamayan canlar var dünya.
 
Kimisi var şampanyalar açıyor
Yıl başına Avrupa’ya kaçıyor
Dansözlere dolar, avro saçıyor
Ekmek alamayan insan var dünya.
 
Kimisi var, sözü özü bir değil
Kayaturan, harama etmem meyil
Benim istediğim dünya bu değil
Parayla adalet satan var dünya.
 
( 31.12.2010 Saat 08.20 )
Şevki KAYATURAN
 
21 Mart ülkemizde aynı zamanda Orman Haftası olarak da kutlanmakta ama ne yazık ki duyarlı insanlar ve kurumlarca dikilen fidanlar, ağaçlar baharın sonunda yaz gelmesiyle sorumsuz, kendini bilmez, ihmalkâr bir kaç insan yüzünden (bazen de kasıtlı olarak) yanmakta yakılmaktadır.
Yemyeşil bir doğa yemyeşil bir Türkiye için gelin bir fidan da biz dikerek geleceğimiz olan torunlarımızın teminatı olalım.
 
TEMİNAT OLALIM
(21 Mart Orman Haftasına)
 
Ormanı koruyup kollamak gerek
Gelecek nesile olmalı örnek
Bugünkü ağaçlar dün idi değnek
…Bakalım da yurdu yeşil yapalım
…Geleceğin teminatı olalım.
 
Gerekirse Meclis kanun çıkarsın
Her evladı olan bir fidan alsın
İlköğretim sonda bir ağaç olsun
…Gelin dağı taşı orman yapalım
…Geleceğin teminatı olalım.
 
Yeni fidan yoksa diploma da yok
Evleneni önce ilk sıraya sok
Aç mı kalır insan gör o zaman tok
…Yurdu baştanbaşa orman yapalım
…Geleceğin teminatı olalım.
 
İşe başlayanın ilk maaşından
Hiç kimseden geri kalmam yarıştan
Katkım olacaksa mutlaka baştan
….Kendi bahçemizi yeşil yapalım
…Geleceğin teminatı olalım.
 
Asil yapar ise, vekil durur mu
Aylığının beşte birin, verir mi
Mitinglerde söylem, ağaç olur mu
…Oyları da ağaçlardan yapalım
…Geleceğin teminatı olalım.
 
Kabristan da mermerleri atalım
Mezarları ağaç evden yapalım
İsimleri ağaçlara yazalım
…Ölüyü diriyi hoşnut yapalım
…Geleceğin teminatı olalım.
 
Kayaturan sevemedim eğriyi
Her sözünde haklılığı doğruyu
Sen göster ki bekliyorsan saygıyı
…Vatanın her yerin ağaç yapalım
…Geleceğin teminatı olalım.
 
(23.03.2008-Saat: 11.29)
Şevki KAYATURAN
 
3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda cereyan eden  seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır.
Geçen hafta 96.yılını kutladığımız Çanakkale Zaferinin o kahraman şehitlerini gelin şiirle analım. Ruhları şâd olsun.
 
ÇANAKKALE GERÇEĞİ
 
Çanakkale gerçeği tüm dünyaca bilinir,
Vatan toprak değildir, bizde namus bilinir,
Gerekirse bir çakıl taşı için ölünür,
Her karışta bir şehit, kefensiz Yahya vardır.
Her karış toprağında şüheda, Seyit vardır.
 
Gezince görüyorsun, her bir yanı kabristan,
Abdestsiz ayak basmak istemiyor ki insan,
Büyüklüğün karşında eğiliyor bak düşman,
Her karışta bir şehit, kefensiz Yahya vardır.
Her karış toprağında şüheda, Seyit vardır.
 
Şanlı Mehmed adını, Anzaklar da öğrendi,
Bir hilalin uğruna, on beşinde can verdi,
Bilen Kur’an okudu, dinleyen “Âmin” dedi,
Her karışta bir şehit, kefensiz Yahya vardır.
Her karış toprağında şüheda, Seyit vardır.
 
Yürekten Allah diye fırlayınca yerinden,
İngiliz’i şüpheye düşürmüştür dininden,
Salavatlar getirip ayrılınca ser’inden,
Her karışta bir şehit, kefensiz Yahya vardır.
Her karış toprağında şüheda, Seyit vardır.
 
Tabyaları top ile Fransızlar döverken,
On beş günde İstanbul hayalini kurarken,
Mermi çekirdekleri yağmur gibi inerken,
Her karışta bir şehit, kefensiz Yahya vardır.
Her karış toprağında şüheda, Seyit vardır.
 
Nusrat Mayın Gemisi tan yeri ağarmadan,
Yirmi altı mayını düşmana çaktırmadan,
İngiliz, Fransız’ı bu savaşta hatadan,
Her karışta bir şehit, kefensiz Yahya vardır.
Her karış toprağında şüheda, Seyit vardır.
 
Kayaturan dedemler Sarıkamış yolunda,
Şehit düştü biliyor, doğunun soğuğunda,
Bu vatanın girdiği her savaşın sonunda,
Her karışta bir şehit, kefensiz Yahya vardır.
Her karış toprağında şüheda, Seyit vardır.
 
(18.03.2008-Saat: 23.16)
Şevki KAYATURAN
 
YUH OLSUN
 
Ne Mutlu ki Türküm diyebilene
Halaylarla asker olup gelene
Vatan için şehit olup ölene
…..Sana kurşun sıkanlara yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
 
Başı,eli, ayağında kınası
Asker diye bayram yapar anası
Kabul olur derler baba duası
…..Kahpe kurşun sıkanlara yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
 
Ay yıldızı dalgalandır her yerde
Bilirim yiğitlik elbet var serde
Şüheda olunca kalkarmış perde
…..Sinsi plan kuranlara yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
 
Bayrağın aldığı renktir kanımız
Feda olsun vatan için canımız
Bu uğurda harcamazsak malımız
…..İnsan diye gezenlere yuh olsun
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
 
Kayaturan, Mehmet demek er demek
Vatan için verilecek ser demek
Cennet onun girilecek yer demek
…..Değer kıymet bilmez isem yuh olsun.
…..Sana selam durmayanlar kahrolsun.
 
(16.10.2009 Saat : 11.28 )
Şevki KAYATURAN
 
NOT : Küçük Menderes Havzası içerisindeki şairlerimiz kısa olmak koşuluyla özgeçmişleri ve şiirlerini [email protected] bana gönderirlerse fırsat buldukça onları burada “ŞİİRİN DİLİ” köşesine konuk edip tanıtmaya çalışacağım.