Küçük ilçelerde hayat ta,çalışmakta ,esnaflık yapmakta,siyaset yapmakta,gazetecilik yapmakta   kolay gibi görünse de, aslında büyük  kentlere göre daha zordur.Çeşitli örnekler ile bunu çoğaltabiliriz.Konuya siyasi  olarak bakılırsa  dedikoduları ve fısıltı gazetelerini dinlemekle geçiren Ak başkan dinlemekten başka ne yapabilir ki ?  Oda haklı.Kim ne demiş,niçin söylemiş,nerde söylemiş,kimler varmış o sohbette vs..konularını  dinlerken yoruluyor bizim başkan.
Koskoca beş yıl geçti,sorsanız  sayfalar almaz yapılan hizmetleri.Ortada bir golf sahası sopası var mı yok mu bilinmez.Elimizde güzelim  küçücük bir Bayındır . Elinde tespih,belinde silahla yürüme dolaşsan zabahtan akşamı bulmaz.Kuş uçumu bilmem ne kadar misali.
Alt yapısı bitmiş borçsuz bir belediye teslim aldın almasına.Eski başkanın makamını beğenmedin girip oturmadın bile.Eski başkan dan kalan parke taşlarını hemen de döşettin yandaşlarının yollarına.Çevre ilçelerden gelen eski reisler ile aldın kararları.Yol gösterdiler sana her konuda,yetiştirdiler seni kısa zamanda,sonrada çekip gittiler.
Ayların en hayırlısı  mübarek ramazan ayında çalışmıyorlar diye çıkardın  24 garibi işten.(Reşat,ümit,nuri,muammer) aklıma ilk gelenler.Çalışmayanları çıkardın tembelleri aldın işe be başkan.
Asabiyeti ve siniri bir gün geçer dedi, oda olmadı. Koltuğa oturduktan sonra daha da asabileştin.Belediye Meclis üyelerinin de hazır bulunduğu yanlış hatırlamıyorsam Belediye’ye ait dükkanların ihalesinde fırlattın güzelim e71 telefonunu  başyaverine.
Yöneticimiz bir süre sonra kin ve kindarlığı bırakır dedik.O da olmadı her ne hikmetse.Yaşadığım ve şahit olduğum şu olayla da buna açıklık getirelim ki iftira olmaktan çıksın. Rutin bir haber konusu için senin le  sohbet edilirken kapı çalınır ve içeriye Bayındır esnaflarından  O.D. girer.Başkan her zamanki edası ile buyur der.Pazar yeri ruhsatı alması için müsaade edilen süre dolmuştur ve paranın ödenerek ruhsat alınması gerekmektedir.(Bu arada Pazar yerinde sebze satan manava ruhsat alması gerektiğini söleyen ve aldıran ilk başkan olarak tarihe geçtin).Toplamda ödenmesi gereken 1400 Tl nin,1000 lirası var geriye kalan 400 tl için müsaade istendi,yoksa ertesi gün sergi açmasına müsaade edilmeyecektir.Yardımcı olması gereken sayın başkanın kindarlığı burada  devreye girer ve seçim öncesini hatırlatır. “ Seçimlerde cır cır böceği gibi kime çalıştıysan git o  başkan yardım etsin”der.Üzgün ve çaresiz kalan esnaf geldiğine bin pişman çıkar odadan.Bumuydu seçim vaatlerindeki Ak masalı yaklaşım ?  
Diktatör  bir başkan oldun. Ne mesai arkadaşlarınla,ne bağlı bulunduğun partiyle,nede Belediye Meclis üyelerinle uyum içersinde çalışamadın.Otobüscüler Kooperatifi yönetir gibi yönettin Bayındır’ı dikiz aynasından.
Pazarcılara bezirgancılar dedin yer sattın olmadı,yer değiştirdin oda olmadı tekrar değiştirdin.Her değişimde para istedin vermezlerse girmesinler pazara dedin.
İlk işlerine Belediye düğün salonu tadilatını ekledin. Hangi arada,kimlerle karar verdin onu bilende yok.İhale edildi mi,edilmeden mi tadilat yapıldı bunu  bir sen bildin.Islak imzalar senin elbette.Bayındır ve çevre ilçelerde Beyaz eşya bayilerinden bir teklif dahi istemeden yandaş servisten aldın koskocaman klimaları.Sen bunları yaparken elbette uyudu Belediye Meclis üyeleri,bana dokunmayan yılan hesabı.
Karpuzları toplatıldı Yaşar amcanın, inşaatına izin verilmedi Müteahhit Odabaşın, ne kadar büfe varsa kapattın bazılarını yerinden kaldırmadın es geçtin  be başkan.Bakkal Tüp satar mı haberi çıktı gazetede, zabahına vardın Üçoluk kahvesine dedin ki Çakırcan’a köylerde tüp bile sattırmam.Bumuydu tüm Bayındır’ın başkanı olmak be başkan.
Kin,nefret ve baskı ile yönettin nefsinin önüne geçemedin  başkan.En önemlisi ise Hacı İsmail İlköğretim okulunun tadilat  ruhsatı yok diye vurdun kapısına mührü.Çalışma arkadaşların bile hayret etti bu işe.Mühürledin ama ceza bile kesemedin ne hikmetse,hangi kanuna dayanarak.
Kendini dev aynasında gördüğün için ne makamına, ne kişiliğine yakışır cümleler kurmaktan özenle kaçındın.Bir gazeteye verdiğin demecinde şu ifadeyi kullanıyorsun. “ Zaten Ufuk sesli 2009 seçimlerinde devirdiğim selefimin..” bu ne biçim bir üslup,bu nasıl bir konuşma şeklidir acaba.Kimselerin değiştiremediği adını  bu kez biz değiştirelim adın devirici başkan olsun.Sen aslında eski selefini değil, otobüsü çoktan devirmişsinde haberimiz yokmuş. “
Saygınlık kan bağı , korku , otorite ile değil doğru , gerçek , hakikate olan eğilim ve fikirlerine olan sadakatin ile kazanılır bilmeni isterim.”
 Anlattıkların hep vaatte kaldı, olamadın herkese başkan, ayrımcılık yaptın, adam kayırdın, işi ile tehdit ettin beni bile avukatın aracılığı ile tehdit ettin. Hatta eski korumalarına vurun bu gazeteciyi dedin. Olamadın, olamadın Bayındır’a başkan olamadın.Ne Bayındır’a,ne gönüllere başkan olmadın.
Dileğim şudur, yeniden aday olduğuna göre,  beş senedir yapılan yanlışları buradan okurlarımla paylaşarak vicdanınla hesaplaşmanı sağlarım.