“çelrueyteyy nbdkreuuyyattr lkkiğpüüütıruya zcvbnmöçişlkj hgfdsaertyuıopğü .”

Türk Siyasetçileri

Şu bizim siyasetçiler bir “âlem” doğrusu… Ne dediklerini bir anlayabilsek “sorun” çözülecek de!... Tabii anlayabile de aşk olsun.
Hükümet eğitimde sözde reform adını vererek “ 4+4+4” sistemini devreye sokmakta kararlı. Bizim muhalefet de hemen yaygarayı kopardı “istemezük” nârâlarıyla… Hele CHP… Koro hâlinde karşı duruş sesleri yükseliverdi gitti. Peki sizin öneriniz ne? Kamuoyuyla paylaştınız mı somut olarak? Komisyonlarda “hayır” demekten başka ne yaptınız? Anlatın da biz de öğrenelim.
MHP, CHP’den bir adım önde bakış açısı yönünden… MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri, komisyonda yaptığı değerlendirmede eğitimde yönlendirmeye geçişin mutlaka yapılması gerektiğini vurgulamış. Ama altyapısı olmadan yapılacak olan bu sistem değişikliğinin yarardan çok zarar getireceğini belirtmiştir. Bu bile az da olsa bir öneri sayılır.
AKP ise “gayya kuyusuna” doğru yol almaktadır. Hangi altyapıyı yaptınız ki de “4+4+4+” dediniz? Özür, sonradan yumuşatarak (!) “4+4 (8) +4” diye yön değiştirdiniz. Üstelik “artık çocuklar daha sağlıklı ve dengeli beslenerek eğitime hazır oluyorlar ve bunu da iktidarımız gerçekleştirdi” masalını anlatarak okula başlama yaşını “6”’dan gün almaya indirdiniz. Üstelik okul öncesi eğitim ne olacak belli bile değil… Bir “şey” ler yapmak marifet değil, “iyi şey”ler yapmak marifet olsa gerek.
***
Gelelim eğitimde “mutfak”ta olanlara… Sahi, onlara yani eğitimcilere soran var mı? Fikri ortaya atanlar da, karşı çıkanlar da aktif öğretmenlik yapmayanlar. Tabii Milli Eğitim Bakanı “iktisatçı” olunca yorum yapanlar da ya hukukçu olur ya da “gugukçu”… Teklifi verenlerin ve karşı çıkanların kaçı bir ilköğretim okulunda ders verdi acaba? Kaçı “kaynaştırma “adı verilen öğrencilerle ilgilendi? Kaçı 30 saat derse girerek öğrenciyle, veliyle, idareyle, müfettişlerle “yüz göz” oldu? “Hiç” desem inanır mısınız?
Evet, ilköğretim okullarında kesintisiz 8 yıllık eğitim-öğretim  artık tıkandı…Ortada bir “sorun” var. Kamuoyuna yansıyan hâliyle de bu sorun çözülmez, çözülemez… Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek gibi…
Meslek liselerine giden öğrencilere bakın akademik başarısı yüksek olmayan ve “düz liselerin” kapatılmasından dolayı okul bulamayan öğrencilerin doldurduğu “uğrak” yeri oldu. Peki meslek liselerinden mezun olanlar ne yapıyor? Onu da “bir zahmet”   büyüklerimiz (!), ilgililerimiz (!), yetkililerimiz (!) cevaplasın.
***
Sözün kısası, yukarıdaki veciz sözü söyleyen Türk siyasetçileri “çözüm önerileri” getirmedikçe daha çok iktidarın oltasına takılırlar.
Ben mi?... Altyapısı kurulduktan, meslek lisesi mezunlarına işe yerleştirmede ve iş kurmada destek sağlandıktan sonra “yönlendirme” mutlaka yapılmalı. İşin uzmanlarından görüş alınarak tabii. Bir de üniversitelerimizin meşhur rektör-dekan-bölüm başkanı ve de prof.lar,doçentler ve diğer uzman (!’)larından neden ses çıkmaz ki? Yoksa hayali bir örgüt kurularak Silivri’ye gitmekten mi korkarlar!...