Evlilikte, ikiyken ‘bir’ olmayı sembolize ederdi. Adı da çok güzeldi hani ‘Bir yastıkta kocayın” yastığı… Gelenekler köreldi, insanlar bir birine tahammül edemez hale geldi. Son yıllarda boşanma oranları neredeyse füze hızında arttı… Çiftler önce yastıklarını ayırdı sonrasında ise hayatlarını…

Düğün ve nikahların en güzel ve anlamlı temennisidir aslında ‘Allah bir yastıkta kocatsın’ cümlesi. Eskiden çeyiz sandıklarının en önemli parçasıydı çift kişilik yastıklar… Evlilikte, ikiyken ‘bir’ olmayı sembolize ederdi. Adı da çok güzeldi hani ‘ Bir yastıkta kocayın yastığı’… Zamanla gelenekler köreldi, çeşitli sosyo ekonomik nedenler çiftleri bir birine tahammül edemez hale getirdi. Son yıllarda boşanma oranları neredeyse ‘füze’ hızında arttı.

GÖZ GÖZEDEN ‘GİT ÖTEYE’ ANLAYIŞI

Çiftler önce yastıklarını ayrıldı sonrasında ise hayatlarını… Daha düne kadar çiftler birbirine daha esnek davranır, ‘insandır o da hata yapar’ mantığını güderdi. Yuvalar hemen yıkılmaz, aileler parçalanmazdı. Sahi ne oldu da bize artık bir yastıkta kocayamıyoruz? Evlikte samimiyet ve sevgi sıralaması değişti. Önce ‘göz göze’, sonra ‘el ele’, ardından ‘diz dize’, en son ‘git öte’…Acı ama gerçek bu maalesef…

ESKİYE ÖZLEM

Yaşları neredeyse 60-70’e gelmiş insanlar geldiğimiz noktayı şöyle değerlendiriyor. “Artık eşler bir yastıkta kocamıyor. Geleneklerimiz değişti. Artık bir aileye bir televizyon yetmiyor. Eskiden sofra kurulduğunda ortaya büyükçe tabak konur herkes yemeği buradan yerdi. Şimdi herkesin ayrı tabağı var. Aynen yastık da olduğu gibi. Yani toplum dolayısıyla bizler değişiyoruz. Yastıktaki anlayış da değişiyor. Üstelik o zamanlar teknoloji yoktu, elektrik, su, buzdolabı, çamaşır makinesi de yoktu ama insanlar mutluydu. Birbirine saygılıydı. Küçük ve orta ölçekli hatalar görmemezlikten gelinir, büyük hatalar da büyüklerin araya girmesiyle çözülür ve evlikler yıkılmazdı”

MUTLU EVLİLİKLERİN SIRRI

Biz yine de güzel şeylerden bahsedelim. ‘Bir yastıkta kocayın yastığı’ ne anlama geliyor ona bakalım. Belki de çift kişilik yastıkların günümüzde tekrar trend olması geçmişteki uzun ve mutlu evliliklere öykünmek olamaz mı? Çift kişilik ‘kanaviçe işlemeli’ yastıklar yakın geçmişimize kadar çiftlerin yatak odalarını süslerdi. Her genç kızın çeyizinde öncelikle el emeği göz nuru olan işlemeli çift kişilik pamuk yastıklar bulunurdu. Genç kızlar daha baba evindeyken evlenecekleri koca adayları ile bu yastıklarda mutlu ve mesut bir hayat yaşamayı hayal ederlerdi. Çoğu kez öyle de olurdu. Her evlilikte sıkıntılar yaşanır ama zamanla bu sıkıntılar aşılırdı. Anne ve babalara bir şey belli edilmez, edilse de anne ve babalar çocuklarının yuvalarını korumak adına öz çocuklarını değil de damat veya gelinlerini haklı görürlerdi. Daha doğrusu ailenin dağılmaması için herkes elinden geleni yapardı. Aile içi

şiddet ve kadın cinayetleri de bu kadar yaygın değildi. Sahi ne oldu bize, ne ara bu hale geldik anlamak mümkün değil?

‘KÜSTÜM YASTIĞI’

Çift kişilik yastıklar köklü Anadolu geleneğidir. Ülkemizin her coğrafyasındaki çeyizlerin vazgeçilmezleri arasındadır. Kent kültürü bu geleneği yıpratsa da Anadolu’nun kırsal kesimlerinde çift kişilik yastıklar halen yatak odalarında kullanılmaktadır. Eskiden çiftler birbirine kırılıp, küstüğünde aynı yastığa baş koymak istemezlermiş. Gelinlerin çeyiz sandıklarında yaklaşık 50-60 cm ebatlarında tek kişilik yastıklar bulunurmuş. Bu yastıklar her ihtimale karşı olası dargınlıklarda yatak odasının bir köşesinde beklermiş. Ola ki çiftler birbirine darıldı, aynı yastıkta yatmak istemiyor işte o zaman küçük yastığı alır gidermiş. O yüzden bu yastıklara ‘Küstüm yastığı’ adı verilirmiş. Küslük bitince o yastığın yüzüne de kimse bakmazmış.

PAMUKTAN VE KANEVİÇE İŞLEMELİ

“Bir yastıkta kocayın” yastığının ebatları yöreden yöreye değişse de Ege’de 80-100 cm arasındadır. İçi pamuk dolgudur. Bu gün ağırlıklı olarak piyasada elyaf olanları bulunuyor. Dış yüzeyi ise son derece alımlıdır. Kenarları parlak renkli saten kumaştan yapılır. Örtüsünün kenarları ise yöresel motiflerle işlenen kanaviçeler yer alır. Pamuk dolgu yastıklar son derece ağır, elyaf olanlar ise tam tersine hafiftir.

SİPARİŞLER AZALDI

Çift kişilik geleneksel yastıkları yorgancı ustaları hazırlardı… Sipariş üzerine hazırlanan yorgan ve yastıklar genç kızların çeyizlerinin en önemli parçasıydı. Son zamanlarda siparişlerin yok denecek kadar azaldığını belirten yorgancı ustaları, “Artık çok ender uzun yastık yaptıran var. Onu da bir tane yaptırıyorlar. Bizlerin çıraklık dönemimde çeyiz için en az 10 tane uzun yastık yaptırılırdı. Dolayısıyla çiftler artık bir yastıkta değil, iki yastıkta kocuyorlar'' şeklinde görüş belirtiyorlar.

GELENEKLER KORUNMALI

Sosyologlar ise geleneklerin korunmasını savunuyor. Nişan, düğün ve evlilik Türk toplumunun temelini oluşturan aile kurumu içerisinde yer alan önemli geleneklerimizdendir. Toplum giderek bireyselleşiyor. Modernleşme adına geleneklerimizi kolayca terk etmek doğru değil. Onu zamanın ruhuna göre yeniden anlamlandırıp geliştirebiliriz. Mutlu evliliklerin sırırı halen bir yastıkta kocamaktan geçiyor. Yüce Allah’ım, tüm evli çiftleri ‘bir yastıkta kocatsın’ inşallah.

NE GÜZEL ŞARKIYDI ‘BİR YASTIKTA KIRK YIL’

Şarkısında ne güzel de anlatıyordu rahmetli Barış Manço… “

Babaannem dedemi ilk gördüğü gün

Tam yüreğinden vurulmuş

Dedem şöyle bir çapkınca bakıp

Hafifçe bıyığını burmuş

O zamanın erkeği pek bir ağırmış

Kızları ise pek bir hoşmuş

Kırk yıl bir yastıkta tam kırk yıl

Anlat babaanne ölümsüz aşkını

Bir yastıkta tam kırk yıl

Ufacık bir yuva nohut oda bakla sofa

Ama sapasağlam ayakta

Çeyiz dedikler yorgan yastık

İki sandık iki de bohça

Gözleri hala dolu dolu oluyor

Dedemin adını andıkça

Kırk yıl bir yastıkta tam kırk yıl

Anlat babaanne ölümsüz aşkını

Bir yastıkta tam kırk yıl…

Editör: Haber Merkezi