Temmuz 22, 2025
Elbette böylesi bir başlık ile yazıma başlamak istemezdim fakat pis kokuların bu denli etrafa yayılması sonrasında başka bir seçeneğim kalmadı. Evet, düşündüğünüz gibi yapılan son LGS’den (Liseye Giriş Sınavı) söz ediyorum.
Sonuçlar açıklandığında bir çoğunuzda olduğu gibi bende de büyük bir sevinç oluştu ve bundan kaynaklı kıvanç duydum. Beş yüz tam puan alıp sınavın 1.’si olmaya hak kazanan tam 719 evladımız vardı. Hiçbirinin emeğini, sınav öncesi, anı ve sonrası yaşadığı stres ve hissettiği baskıyı yok saymıyor, görmezden gelmiyorum. Bunun yanında 719 kişinin tam puan aldığı bir sınavın gerçek anlamda adalet zemininde gerçekleştirildiğine dair bir kanıya da varamıyorum. Ayrıca LGS sonuçlarının açıklanmasıyla Kartal AİHL, farklı alanlarda Türkiye derecesi yapan çok sayıda öğrenciyi bünyesinden çıkardığı görüldü. Okul, sınav sonucuna göre, ilk 10'da 6, ilk 100'de 25, ilk 1000'de 63 derece elde etti. Söz konusu İmam Hatip Okullarının*(1) Türkiye siyasi tarihinde tartışma konusu olduğunu ve olmaya devam ettiğini dikkate aldığımızda, söz konusu LGS sınavının sıhhati üzerine uzun uzadıya düşünmeye ve derinlemesine inceleme yapmaya gerek duyulması noktasında ısrarla duruyorum.
Gelinen noktada ayyuka çıkan dedikodular sonrası ilk olarak CHP lideri Özgür Özel konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. İstanbul’da katıldığı bir mitingde konuşan Özel; “Çocukların babalarının alınterini çaldınız. Ama çocukların geleceğini çalmanın hesabını vereceksiniz.” şeklinde konuştu. Bu açıklamalar sonrası tabii ki gözler iktidara ve bilhassa Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e çevrildi. Konunun uzaması ve kamuoyu oluşturacak şekilde büyümesine içerlendiği gözlenen Tekin, “Soruları bizim okullarımızdan öğretmenlerimiz hazırlıyor. Sonrasında ihtiyaç duyulursa akademik anlamında üniversitelerden öğretim üyelerine soruların bilimselliğiyle ilgili hakemliğine başvurulduğu olabilir. 29 kişi hakkında soruşturma açıldı. Bunun içinde farklı kamusal görevi olanlar da var. Hepsi soruşturmanın selameti açısından görevden uzaklaştırılmış durumda" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılan sınavda Diyarbakır'da soru kitapçığının sözel oturumdan sonra paylaşılmasıyla ilgili haklarında soruşturma başlatılan 29 kişinin görevden uzaklaştırıldığını söyleyerek bir nevi şüpheleri haklı çıkarttı fakat savunma olarak ise kitapçıkların sınav bittikten sonra paylaşıldığını ifade etti.
Diğer yandan bir çok farklı ve bana göre hakkı sebeplerle LGS sınavının kaldırılması tartışma konusu yapılırken, eğitime yıllarını vermiş İlber Ortaylı’dan sürecin çözümüne yönelik çok yerinde bir açıklama duyduk. Şöyle diyor İlber Hoca; “Yahu kaldırın artık şu Yks, Lgs bilmem ne denen saçmalıkları. Öğrenci lise puanına göre bir üniversiteye yerleştirilsin. Bir çok ülkede bu böyledir. Eğer dediğim gibi olur ise, lise öğrencileri ilk 3 yıl okulu boşlayıp, son yıl üniversite kazanmaya çalışmak yerine, 1. sınıftan itibaren derslerine, notlarına özen gösterecektir. Daha eğitimli ve başarılı bir nesil vetisecektir.” İlber Ortaylı dışında eğitime gönlünü ve aynı zamanda yıllarını vermiş eğitim camiasından bir çok kişi de benzer düşünceyi paylaşıyor. Nevi şahsına münhasır olarak ben de, koyu bir rekabet ortamının oluşumuna sebep olan söz konusu sınavların, rekabeti insan doğasına uygun bulmamam sebebiyle kaldırılmasını gerektiğini düşünüyorum.
Velhasıl Türkiye Cumhuriyeti iktidar partisi, muayyen kurumlarıyla birlikte bir sınavı daha geçemedi. Sorsanız her şey adalet terazisinde, konuşsalar ak ve paklar fakat gelin görün ki çocukların büyük emekler verdiği ve onlarla beraber ailelerin de büyük bir sınava girdikleri, başarılı olmaları adına dillerinden duaları düşürmedikleri bir sınav sonrası böyle şeylerin konuşulması, Türkiye yüzyılı dedikleri sürecin fragmanı herhalde… Sizce?
Saygı ve hürmetlerimle…
Dipnot: *(1) Ben İmam Hatip okullarına karşı değilim, bilakis olması gerektiğini savunuyorum. Bu noktada sorun, imam hatip okulu idareci ve öğrencilerinin böylesi bir şeye bulaşmış olmaları.