YERELGÜÇ/BUSE BAĞCI
Mahalle sakinleri, çeşme sularının sık sık bulanık aktığını, zaman zaman da tamamen kesildiğini belirterek yetkililerden kalıcı çözüm bekliyor.
Su probleminin her geçen gün daha da arttığını ifade eden mahalle sakini Yusuf Çetinbilek, “Küçükavulcuk Mahallesi, Ödemiş’e en yakın köylerden biri olmasına rağmen bu sorunu yıllardır yaşıyoruz. İZSU’yu defalarca aramamıza rağmen su problemimiz devam ediyor. Bir gün sular kesiliyor, ertesi gün bulanık akıyor. Çamaşır makinelerimizi çalıştıramıyoruz. Ben kahve işletiyorum, çay ocağını bile kullanamıyorum. Her gün sağdan soldan su toplamaya gidiyoruz, hazır su almak zorunda kalıyoruz. Bu da maddi ve manevi olarak vatandaşı zorluyor. Herkes hazır su kullanmaya başladı. İZSU, hazır su şirketleriyle ortak mı çalışıyor anlamıyoruz. Depoyu büyütmek, yeni sondaj kuyuları açmak yerine sürekli bahaneler üretiyorlar. Su kesintilerini TEDAŞ’a bağlayıp duruyorlar ama TEDAŞ kaç kere bakım çalışması yapmış baksınlar. Biz faturaları ödüyorsak karşılığında hizmet bekliyoruz. Hayvanlarımız bile bu suyu içemiyor, hasta olma riski var” dedi.
Yaklaşık bir ay önce köye taşındığını belirten Turgut Duman ise yaşadığı sıkıntıyı şöyle anlattı: “Bu bir ayın neredeyse 15-20 günü sular kumlu ve çamurlu aktı. Bazen düzeliyor ama özellikle son günlerde sürekli aynı durumda. Kahvede çay yapacak su bulamıyoruz, hazır su kullanmaya çalışıyoruz ama onun da bir sınırı var. Geçen gün İZSU ekipleri geldi, ‘Su yetmiyor, tankerle takviye yapıyoruz’ dediler. Ama kullandıkları tankerler yolları ıslatmakta da kullanılıyor. Boruların içi küf ve yosun dolu, demir borulardan pas akıyor. Bu hattın tamamen yenilenmesi lazım. Sadece tankerden su basmak çözüm değil. İzmir bölgesinde köylüleri adeta üçüncü sınıf vatandaş gibi görüyorlar. Bizim sorunlarımızı gören, duyan yok.”
Su sorununu sert sözlerle dile getiren Ekrem Kaçak, “Su bir gün geliyor, bir gün gelmiyor, bazen de tamamen kesiliyor. Bu şartlarda devlet görevini yapmıyor gibi geliyor bana. İçme suyuyla tarla sulanmaz, bunu herkes bilir ama hâlâ yapanlar var. Borularda su olmayınca basınç da olmuyor. Şu anda gelin bakın, bir haftadır köyde su yok. Ben depodan idare etmeye çalışıyorum. Hangi devirde yaşıyoruz biz? Hükümetin bir pompa çakacak parası mı yok? Var tabii ki, çünkü parasını alıyorlar. Ama işin başında bu işi bilmeyenler var. ‘Buraya su gelmiyor’ dediğinde, ‘Faturanı ödememişsindir’ diyorlar. Küçükavulcuk Mahallesi’ni bilmeyen kişiler su dairesinde çalışıyor. Valla ben çözemedim. Ben Müslümanlıktan vazgeçiyorum” dedi.
Bayramlarda bile dışarıdan su getirmek zorunda kaldıklarını söyleyen Emine Çetin, “Bir gün su düzgün akıyor, iki üç gün kapkara geliyor. Çocuğuma telefon edip hazır su almasını istiyorum. Çamaşırları yıkayamıyoruz, bulanık sudan dolayı beyaz çamaşırlar morarıyor.” dedi.
Yaşadıkları sıkıntıyı ve çaresizliği dile getiren Nimet Orel, “Sular sürekli bulanık akıyor. Çamaşırlarımızı yıkayamıyoruz. Mecburen parayla su alıyoruz. Beyaz çamaşırları atıyoruz, kahverengi çıkıyor. Birgi’den bidonlarla su getirenler var. Bakkallar bile bazen su yetiştiremiyor. Altyapımız çok eski, sürekli patlaklar oluyor. Bu sorun artık bitmeli.”
Mecbur kaldıkları zaman bulanık suyu bekletip içmek zorunda kaldıklarını belirten Ali Bayır, “Bazen suyu dinlendiriyoruz ki tortusu çöksün. Ama su yoksa mecburen öyle içiyoruz. Ara sıra herkes hasta oluyor, ben de oldum. Sudan mı bilmiyorum ama şüpheleniyoruz” dedi.