HABER:GÜLÇİN ÖNEM Daha önce Ülkü Ocakları İzmir İl Yöneticisi Bölge Başkanı, Ödemiş Ülkü Ocağı Başkanı, Ödemiş Ticaret Odası Başkanlığı Meclis Üyesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Kurul Delegesi görevlerinde bulunan Ali Güçlü, yaklaşan referandum nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Güçlü, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bize Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’in emaneti olan Ülkücülük, her şeyden önce sevgi demektir, insana saygı demektir, Türk milletine sadakatle bağlılık demektir ve milletimiz için en güzeli, en iyiyi istemek, temin etmek için fedakarca çalışmak demektir. Bir emaneti omuzlayarak, özümseyerek ve her şartta sancak gibi taşıyarak bugünlere geldik. Üşenmedik, gücenmedik, gevşemedik ve acze hiç mi hiç düşmedik. Bu eser ahlakla yazılmış, cesaret ve hamiyetle mühürlenmiştir. Bu eser fedakarca süslenmiş, atılganlık ve ileri görüşlülükle perçinlenmiştir. Bizim hedefimiz, bir adım sonrasını planladığı gibi uzun vadeyi de kavramaktadır. Aşkla, karşılık beklemeden, bir sevdayla milletine hizmet etmektedir. Yol doğru, yolcu inanmış, yolculuk ise mübarektir. Bu yolculukta vatan, millet ve bayrak sevgisinden kavrulmak vardır. Yorulduğumuzu sananlar, hayal aleminde gezenlerdir. Yıldığımızı düşünenler bizi kendilerine benzeten korkaklardır. Yıllarca hiçbir mükafat gözetmeden tuttuğumuz gönüllü vatan nöbetiyle tarifi görevimizi ifa ettik. Millet şahittir, ne söylediysek oldu, neyi öngördüysek gerçekleşti. Hiçbir tasavvur ve tahayyülümüzde sapma göstermedik. Mücadelemiz her ne pahasına olursa olsun, siyasi kazanç mücadelesi değil, ahlak ve fazilet mücadelesidir. Bu mücadelenin karakteri yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır ve er geç Türk insanının elinde zafere ulaşacaktır. Bu şerefli mücadeleye Türk Milletini davet ediyoruz. Ülke yönetiminde söz ve pay sahibi olan siyasetçiler ve bürokratlar kendilerine tevdi edilen milli kaynakların ve milli sermayenin bölüşüm ve dağıtımını yönetirken, kesinlikle hukuka uymak ve Allah korkusuyla hareket etmek mecburiyetindedir. Siyaset, ahlak, vicdani ve hukuki zeminden kopmadığı müddetçe, iktidar kul hakkına riayetten ayrılmadığı sürece bir mesele yoktur. Ahlaki normlar, dini ve milli hassasiyetler, toplumsal adet ve görenekler, hukuk kurumlarının etkinliği, yolsuzluğun panzehirleri arasında yer almıştır. Kuşku yok ki nefsinin zindanına hapsolmuş zavallılar için başkalarının emeğine hürmet göstermek akıl dışıdır. Türk insanını aldatmaya, hayalleri ile oynamaya kalkanlar, büyük bir hatanın içindedir çünkü Türk milleti aldanmaz, aldatanları, küçümseyenleri de hiç unutmaz hiç bağışlamaz. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan vatandaşlarımız, hangi bölgeden olursa olsunlar, hangi din ve mezhebin mensubu olsunlar hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit haklarına sahip vatandaşlardır. Hepsinin teker teker güvenliği, mutluluğu ve gelecek evlatlarının, nesillerinin mutluluğu, huzuru Türkiye Cumhuriyeti’nin yapısının korunmasına bağlıdır. Cumhuriyet, nice genç kızın kınalı ellerinin emeği, Cumhuriyet nice bıyıkları terlememiş yiğidin kanıyla yazdığı destan, Cumhuriyet anaların, babaların yüreklerindeki vatan aşkıyla tutuşarak ortaya çıkmış, Türk milletinin aydınlık meşalesidir. En büyük düşmanımız, düşmanlık çıkaranlar olmalıdır. Partilerden, cemaatlerden, kurumlardan, örgütlerden ve işyerlerinden daha hayati bir tehlikeden söz ediyoruz. Ya birleşip caydıracak kadar güçlü olacağız ya da oyunlara gelerek, kendi kendimiz zayıflatıp kolay bir yem olacağız. Bu saatten sonra en büyük tepkimiz ve husumetimiz düşmanlığı körükleyenlere yönelmelidir. Hayat fotoğrafının her karesinde fethedilmeyi bekleyen, fethedilmesi gereken özgürlükler vardır, insan bu özgürlükleri fethetmeye devam ettikçe özgürleşir. Hareket demek, mekânın sınırlarını aşmak, kalıplarını yıkmak, zemin ve zamanı anlamsız bırakmak demektir. Çağına hapsolmuş, döneminde donmuş, zamanın bir bölümünde takılmış hiçbir fikir tam manasıyla harekete geçemeyecek, kalıcı veya sürekli olmayacaktır. Milliyetçi Hareket, Türkçülüğün bekası, devamlılığı ve milletin varlığı konusunda tavizsiz şekilde sürdürdüğü onurlu duruşunu her şartta muhafaza edecektir. Ezelden ebede bu kutlu yolda ilerleyişimiz, genel başkanımız Sayın Dr.Devlet BAHÇELİ’nin gösterdiği istikamete doğrudur. YOLUNUZ, BAHTINIZ ve ALNINIZ AÇIK OLSUN! Bu sözler, kendini bu yazının sahibi hisseden tüm ülkücülerin duygularından derlenmiştir.”