Bundan tam 106 yıl önce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir millet, emperyalizme karşı onurlu bir duruş sergileyerek kendi kaderini tayin etme mücadelesini başlatmıştır. 19 Mayıs 1919, sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolda atılan ilk ve en önemli adımdır. Bu tarih, milletimizin zihninde bağımsızlık savaşının, saltanat ve hilafete karşı demokrasi mücadelesinin simgesi olarak yer etmiştir.

Ancak bugün, Büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük fedakarlıklarla kurduğu Cumhuriyet'in kazanımlarını hazmedemeyenlerin varlığı aşikardır. Tek adam rejimi ve onun temsilcileri, Cumhuriyet'i ve onun değerlerini açıkça hedef almakta, devrim yasaları çiğnenmekte ve Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmektedir.

Tire BİLSEM’den İtalya’da Başarılı Erasmus+ Projesi Tire BİLSEM’den İtalya’da Başarılı Erasmus+ Projesi

Atatürk'ün "Bütün ümidim gençliktedir" sözleriyle geleceğimize emanet ettiği gençlerimiz ise ne yazık ki karanlık bir tabloyla karşı karşıyadır. Eğitimden çalışma yaşamına kadar pek çok sorunla boğuşan gençlerimiz, hızla ticarileştirilen ve paralı hale getirilen eğitim sistemi nedeniyle mağdur edilmekte, güvencesiz çalışma koşulları altında emek sömürüsüne maruz bırakılmaktadır.

OECD verileri de bu vahim durumu açıkça gözler önüne sermektedir:

Türkiye, üniversite okumanın maliyetine oranla en düşük faydayı sağlayan ikinci ülke konumundadır. Gençler eğitimlerine yatırım yapmalarına rağmen işsizlik ve düşük ücretle karşı karşıya kalmaktadır.
Öğrenci burslarının net asgari ücrete oranı 2002'den 2025'e %27,61'den %13,57'ye gerileyerek devletin gençlere verdiği maddi desteğin ne denli azaldığını göstermektedir.
2015-2023 yılları arasında 2 milyondan fazla genç ekonomik yetersizlikler nedeniyle üniversite eğitimini yarıda bırakmıştır.
OECD ülkeleri arasında "ne eğitimde ne istihdamda" olan gençlerin oranı %27,93 ile Türkiye'de en yüksektir. 15-29 yaş arasındaki yaklaşık her dört gençten biri ne okumakta ne de çalışmaktadır.
ILO verilerine göre Türkiye, iş bulma umudunu kaybeden gençlerin en fazla olduğu ülkedir. Bu sayı 2019'dan 2023'e %369 gibi korkunç bir oranda artmıştır.
Çalışan gençlerin %45'i işini kaybetme riski altında hissetmekte, kalıcı ve güvenceli istihdamdan mahrum bırakılmaktadır.
Dünya Mutluluk Raporu'nda Türkiye gençliği sosyalleşme kalitesi ve oranı ile mutluluk sıralamasında son sıralarda yer almaktadır.
2023 yılında 329.134 genç ülkeden göç etmiş olup, bu durum gençlerin değil, onları dışlayan sistemden kaçtıklarını açıkça göstermektedir.
Bu acı veriler, gençliğimizin ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak bir çöküşe sürüklendiğini, liyakatsizlik, fırsat eşitsizliği ve siyasi körlük nedeniyle büyük bir potansiyelin heba edildiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Eğitim-İş olarak haykırıyoruz: ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ!

Bizler, gençliğin yalnızlaştırıldığı, eğitimden koparıldığı, emeğinin karşılığını alamadığı bu karanlık düzene asla boyun eğmeyeceğiz. 19 Mayıs'ta, Cumhuriyetin bize emanet ettiği gençliğin hak ettiği özgür, eşit ve umut dolu yarınlar için mücadelemizi her alanda kararlılıkla sürdüreceğiz.

Bir çift mavi gözün ışığında, durmadan, sonsuza dek…