Üreticiler, hayvan alım-satımının durması nedeniyle ekonomik olarak çıkmaza sürüklenirken bankalara olan borçlar da her geçen gün artıyor.
Demokrat Parti Medya ve İletişimden Sorumlu Genel Merkez Başkan Yardımcısı ve Küçük Menderes Havzası Koordinatörü Dilek Acar Güleç, yaşanan sürece sert tepki göstererek Tarım ve Orman Bakanlığı’nı acil müdahaleye çağırdı.
“ÜRETİCİ MALINI SATAMIYOR, BORÇ FAİZİ KATLANIYOR”
Güleç, hastalığın bulunmadığı işletmelerde bile ticaretin tamamen durmasının üreticiyi ağır bir ekonomik baskı altında bıraktığını söyledi. Üreticinin elindeki hayvanları satamamasına rağmen yem, mazot, elektrik ve veteriner giderlerinin hızla arttığını dile getiren Güleç, “Üretici malını satamıyor ama borç faizi büyümeye devam ediyor. Bu tablo çok açık bir yönetim zafiyetidir. Koordinasyonsuzluk yüzünden üretici kaderine terk edilmiştir.” dedi.
“KARARLAR BÜROKRASİ KORİDORLARINDA DEĞİL, ÜRETİCİNİN AHIRININ ÖNÜNDE ALINMALIDIR”
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın süreci uzaktan yönetmeye çalışmasını eleştiren Güleç, yalnızca talimat yayımlamanın çözüm üretmediğini vurguladı. “Bu sorun masa başından yönetilemez. Eğer gerçekten çözüm isteniyorsa bakanlık sahaya inecek. Kararlar bürokrasi koridorlarında değil, üreticinin ahırının önünde alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
BORÇLAR FAİZSİZ ERTELENMELİ
Güleç, hastalığın görülmediği bölgelerde kontrollü ticaretin bir an önce açılması gerektiğini, üreticinin bankalara olan borçlarının faizsiz ertelenmesinin şart olduğunu ve üreticiyi maliyet yükünden koruyacak acil bir destek paketinin gecikmeden açıklanması gerektiğini söyledi.
“ÜRETİCİ NEFESSİZ, ÜLKENİN SOFRASI RİSK ALTINDA”
Yaşanan krizin yalnızca üreticiyi değil, ülkenin gıda güvenliğini de tehdit ettiğini belirten Güleç, “Üretici bugün nefessiz bırakılırsa yarın bu ülkenin sofrası boş kalır. Bakanlık görevinin gereğini yapmak zorundadır. Üreticiyi oyalamak, her gün bir işletmenin kapanması demektir.” ifadeleriyle sert uyarıda bulundu.
“KÜÇÜK MENDERES SAHİPSİZ DEĞİL”
Bölgenin uzun zamandır kaderine terk edildiğini belirten Güleç, Küçük Menderes Havzası’nın sesini duyurmak için mücadelesini sürdüreceğini söyleyerek açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu bölgenin yalnız bırakılmasına izin vermeyeceğim. Küçük Menderes’in üreticisi sahipsiz değildir.”
