YERELGÜÇ/GÜLÇİN KARGAOĞLU

Çelenk koyma törenine Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, Cumhuriyet Halk Partisi Ödemiş İlçe Başkanı Mustafa Turan, DEVA Partisi Ödemiş İlçe Başkanı Murat Ceylan,  İzmir Büyükşehir Belediyesi Yerel Hizmetler Koordinatörü Hikmet Güriş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ödemiş Şubesi Başkanı Ümran Akça Ateş, Atatürkçü Düşünce Derneği Ödemiş Şube Başkanı Metin Kıral, Eğitim İş Sendikası Ödemiş Temsilci Mehmet Appak, partililer STK’lar ve vatandaşlar katıldı.

Açılış konuşmasını Cumhuriyet Halk Partisi Ödemiş Gençlik Kolları Başkanı Onur Adagüme yaptı. Çelenk koyma töreni saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Atatürkçü Düşünce Derneği adına Ödemiş Şube Başkanı Metin Kıral yaptı.

ADD Ödemiş Şube Başkanı Kıral yaptığı konuşmada şunları kaydetti, “Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millet egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. İşte daha Istanbul'da düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. Türk'ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Öyleyse, Ya istiklal Ya Ölüm! İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktır."

19 Mayıs 1919 sabahı Atatürk ve bir avuç insan, bu karar ve parolayla başlattı bağımsızlık güneşini zaptetme yürüyüşünü Samsun'dan. Zaferle sonuçlanan bu kutlu yürüyüşün 104. Yılında daha da inançla "yeniden Atatürk Cumhuriyeti için" meydanlardayız.

"Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim." diyen Mustafa Kemal'in Askerleri olarak alabildiğine umutluyuz. Doğru önderlik, doğru kadrolar ve doğru yol haritası ile tüm sorunları aşacağımıza inancımız tam. Bu yolda; hiç yanılmayan ve kandırılmayan değişmez önderimiz Atatürk'ün rehberliğine, başarısı kanıtlı Kemalizm'in doğruluğuna, Ulusumuzun bağımsızlık aşkına ve Laik Cumhuriyet bağlılığına, 104 yıl önceye göre daha eğitimli ve zengin insan kaynağımıza, kahraman kadınlarımıza, vatansever gençlerimize ve 342 şubesi, 55 temsilciliği, onbinlerce üyesiyle Kemalizm'in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak "Yeniden Atatürk Cumhuriyeti"ne ulaşma kararlılığındaki Atatürkçü Düşünce Derneği örgütümüze güveniyoruz. Dünyanın gördüğü en haklı, en ahlâklı, en namuslu Ulusal Bağımsızlık Savaşını veren Kuvayı Milliyecilerin önü işgalciler kadar, işbirlikçileri Vandettinler, Damat Feritler, Dürrizadeler, Ali Kemaller, Anzavur Ahmetler ve gerici isyancılar tarafından da kesilmek istendi. Tıpkı Kurucu Genel Başkanımız, Ak Saçlı Bilgemiz Prof. Dr. Muammer Aksoy'un derneğimizi kurduktan 8,5 ay sonra emperyalizm işbirlikçisi çetelerce katledilmesi, ülkemizin ilk kadın ilahiyat akademisyeni, kurucumuz Doç. Dr. Bahriye Üçok'un, "Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür" diyen Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'mn yine aynı çetelerce paramparça edilmeleri, 42. Jandarma Genel Komutanımız, 12. Genel Başkanımız Şener Eruygur ve birçok yöneticimizin FETÖ kumpas davaları ile zindana atılmaları ile Atatürkçü Düşünce Derneği'nin önünün kesilmek istenmesi gibi..

Ulusal Bağımsızlık savaşçıları için yurdun her köşesinde kurulan Müdafaa-i Hukuk ve Reddi ilhak cemiyetleri nasıl umut ışığı olmuşsa, bugün de Atatürkçü Düşünce Derneği günümüz Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olma bilinci ile Atatürk'ten aldığı görevinin başında, Ulusunun hizmetindedir. 1919 Mayıs'ının 19'unda Samsun'dan yola çıkanların izinde güneşi yine zaptedeceğimize yürekten inanıyoruz. Biliyoruz çünkü; tarihin en büyük devrimcisi Atatürk'ü hiç yanıltmadı Türk Ulusu, yine yanıltmayacaktır. Boyunlarında Vandettin'in idam fermanları ile bu topraklan vatan ve Türkiye Cumhuriyeti'ni yoktan var eden Büyük Atatürk ve Kemalist Devrimcileri minnet ve şükranla anıyor, 34 yıl önce Atatürkçü Düşünce Derneğimiz'i kuranlardan ve bugünlere taşıyanlardan ebediyete intikal edenleri saygıyla yad ediyor, yaşamlarını sürdürenlere sağlık ve esenlik diliyoruz. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Ve Gençlik Ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun.”dedi.

ÇYDD Ödemiş Şubesi Başkanı Ümran Akça Ateş şöyle konuştu, “Yirminci yüzyılın ilk bağımsızlık savaşı olan Türk Kurtuluş Savaşı’nın örgütlenmesinin başlangıç noktası Samsun, başlangıç tarihi de 19 Mayıs 1919’dur.

19 Mayıs 1919 günü itibariyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul fiilen işgal edilmiş, Osmanlı orduları dağıtılmış, Anadolu illerine işgalci devletler parça parça asker çıkarmaya başlamıştır. Anadolu’da yaşayan Türk Halkı, gerek işgal devletlerinin ve gerekse yerel çetelerin saldırısıyla can ve mal güvenliğini yitirmiştir. Anadolu’nun değişik il ve ilçelerinde işgale karşı “müdafaa-i hukuk” talebiyle Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri örgütlenmiş ve yerel kongreler toplanmıştır. Osmanlı Hükümeti ise işgalcilerin değil, işgale karşı olan halkın karşısında konum almıştır.

Bu ağır koşullar altında az sayıda arkadaşı ile Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918 günü İstanbul Boğazı’ndan geçerken işgalci devletlerin donanmasını gördüğünde söylediği “geldikleri gibi giderler!” sözünün gereğini yapmış ve işgalden kurtuluşa giden yolun öncüsü olmuştur.

Mustafa Kemal öncülüğünde Samsun’da başlayan istiklal hareketi, 28 Mayıs 1919’da Havza Genelgesi’ni yayınlayarak işgale karşı direniş mesajı vermiştir.

22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi yayınlanarak vatanın bütünlüğünün ve ulusun bağımsızlığının tehlikede olduğu ve kurtuluşun da ulusun kararıyla olacağı vurgulanarak doğu illeri için Erzurum’da bölgesel ve tüm yurttan Müdafaa-i Hukuk delegelerinin katılımıyla Sivas’ta ulusal kongrelerin toplanacağı duyurulmuştur. Osmanlı Hükümeti’nin türlü engelleme girişimlerine ve her türlü imkânsızlığa rağmen kongreler gerçekleşmiş ve Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919’da Anadolu’nun kalbi Ankara’ya hareket etmiştir. Cemiyetlerin birleşmesi ile kurumsallaşmaya evrilen Müdafaa-i Hukuk hareketi, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla artık ulusal ve meşru bir kimlik kazanmıştır. Meclisin açılmasından sonra çok kısa süre içinde işgal karşıtı yerel kuvayı milliye birlikleri, düzenli ordu komutası altında kurumsal hiyerarşi içinde birleştirilmiş ve bu düzenli ordu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlanmıştır.

TBMM başkanı seçilen Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı gibi çok ağır ve kritik bir mücadeleyi TBMM adına yönetmiş ve TBMM tarafından verilen başkomutanlık özel yetkileri ile Kurtuluş Savaşı’nı mutlak zaferle sonuçlandırmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı, TBMM kararları doğrultusunda hukukla yönetilmiş, Mustafa Kemal’in dehası, ulusun fedakârlığı ve askerimizin kahramanlığıyla kazanılmış çok büyük bir zaferdir. Kurtuluş Savaşı asla bir maceranın ve rastlantının sonucu değildir, büyük bir aklın ve sistematik çalışmanın eseridir. Ağır savaş koşullarında bile ulusal meşruiyeti, hukuku ve meclis egemenliğini önde tutan büyük lider Mustafa Kemal, aşama aşama kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal devlet yapısını ve yönetim şeklini 29 Ekim 1923’te dünyaya ilan etmiştir.  Başta Büyük Atatürk olmak üzere, 19 Mayıs’ta başlayan istiklal hareketini 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlandıran, 25 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması ile dünyaya kabul ettiren ve 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ile sonsuzlaştıran iradeye sonuna kadar bağlıyız. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.” Dedi.

Eğitim İş Sendikası Ödemiş Temsilcisi Mehmet Appak şunları söyledi, “Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, Samsun'a çıkarak, bağımsızlık ve özgürlük meşalesini yakmasının 104. Yıldönümü, ulusumuza kutlu olsun

Tam 104 yıl önce 19 Mayıs 1919’da, bir ulus, Mustafa Kemal Atatürk ve yoldaşlarının öncülüğünde kendi kaderine el koyarak, var olma mücadelesini başlattı.

Ülkenin kurtuluşunun ancak ulusla birlikte başarılabileceğini gören Mustafa Kemal Atatürk'ün, Samsun'a çıkışı; bağımsızlık hareketinin sembolü olmuştur. Ulusumuz, Atatürk'ün önderliğinde kenetlenerek kendi geleceğine el koymuş, Kurtuluş Savaşı ile emperyalizme karşı var olma mücadelesi vermiştir. Büyük Önderimiz Atatürk'ün doğum günü kabul ettiği 19 Mayıs, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına uzanan sürecin ilk adımıdır. Bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve yoldaşlarının, emperyalistlerin oyuncağı haline gelmiş ve çağın gerisinde kalmış bir imparatorluktan; bağımsız, çağdaş bir ülke yaratmasını hala hazmedemeyenlerin olduğu açıktır. Tek adam rejimi ve bu rejimin kuklaları Cumhuriyet’i ve kazanımlarını açık biçimde hedef almakta; devrim yasaları çiğnenmekte, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmektedir. Atatürk’ün bugünü armağan ettiği, geleceğimiz olan gençlerimiz ise eğitimden, çalışma yaşamına kadar birçok sorunla karşı karşıyadır. Eğitimin hızla ticarileştirilip paralı hale getirilmesiyle milyonlarca gencimiz eğitimden kopmuş, güvencesiz çalışma koşullarıyla emek sömürüsüne maruz bırakılmıştır. 4 gencimizden 1'inin işsiz olduğu, gençlerimizin yarısından fazlasının yurtdışında yaşama hayali kurduğu böylesi bir dönemde siyasi iktidar, baskıcı ve otoriter uygulamalarıyla gençlerimizin geleceğini karartmaya çalışmaktadır. İktidarın gerici ve piyasacı politikalarına yüksek enflasyon da eklenince, gençlerimiz için eğitime, sağlığa, kültür-sanata, spora ulaşmak bile büyük uğraş ister hale gelmiştir. Ama umut da var. Çünkü bu göz gözü görmez siste bile gideceğimiz yolu ezbere biliyoruz; Mustafa Kemal Atatürk’ün ve yoldaşlarının yolu.

Unutmayalım; Atatürk, geleceğimizi gençlerimize; gençliği ise biz öğretmenlere emanet etmiştir. Aydınlık bir Türkiye’yi tekrar örmek, kuşkusuz bu mirasa sımsıkı sarılmaktan geçmektedir. Ülkenin başına her garabeti getirenler, "Hepimiz aynı gemideyiz" tekerlemesini söyleyedursun, bizlerin olduğu tek gemi, şaşmaz rotasıyla Bandırma Vapuru'dur. "Geldikleri gibi gidecekler" sözünün inancı ve kararlığıyla biz hep aynı gemideyiz!

Eğitim-İş, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da Atatürk’e, O’nun devrim ve ilkelerine, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne ve kazanımlarına, çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, kamusal eğitime ve gençlerimize her şeye rağmen sahip çıkacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle ulusumuzun Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyor, başta yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bize bağımsızlığımızı kazandıran Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını saygı ile anıyorum.”dedi.

CHP Ödemiş Gençlik Kolları Başkanı Onur Adagüme şunları kaydetti, “Bugün 19 Mayıs... 104 yıl evvel.. Bu ülkenin gençlerinin ülkeyi yönetemeyen yaşlı zihniyete kafa tuttuğu gün. Genç, yaşlıyı her zaman yener. Yeni eskinin yerini alır. Su akar, mevsimler geçer, ömür tükenir. Ama değişim asla bitmez. Değişim selinin önünde barikat oluşturmak isteyen kafa, her zaman yenilir.

Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devletini korumak ve yüceltmek için büyük bir kararlılıkla ilerleyen genç neslin, büyük Atatürk'ün izinden gideceği aşikardır. Bu yolda hiçbir engel, baskı ve şiddet bizleri yıldıramaz. Kuruluş felsefesini, devrim ruhunu daima yaşatacağız. Tüm bunları yaparken karşımıza çıkan her engeli de yıkacağız. Hiç şüphesiz gelecek gençlerin eseri olacak.

Söz konusu koşullar göz önüne alındığında bize düşen; Atatürk'ü anmak ve gençliğin bayramını kutlamaksa eğer, bunu yapmadan önce Atatürk'ü anlamak ve gençliği örgütlemek zorundayız. Aksi takdirde, binlerce yılda süzme süzme gelen kadim kültürümüz, tarihimiz ve Ulus bilincimiz yok olup gidecek. Gençliğin en doğru kararı vereceğine olan inancımla ve nice 19 mayısları yaşamak ve yaşatmak dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.

Editör: Gülçin Kargaoğlu