Seçim döneminin perde arkasını kamuoyu ile paylaşan Akşener, büyükşehir belediye başkan adaylarının İzmir Milletvekili Ümit Özlale olduğunu duyurdu. Akşener açıklamasında "İzmir’e çok iyi gelecek, İzmir’i kokudan, sığınmacıdan kurtaracak. Kimse faşistlikle suçlamasın ama İzmir'deki sığınmacılara belediyeler üzerinden ekstra yardım, indirim yapılmayacak. Dürüstlüğüne kefil olduğum proje manyağı etmişti bizi, İzmirlileri de proje yağmuruna tutacaktır" dedi.

İzmir ziyaretlerine devam eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, programın son durağında parti teşkilatı ile bir araya geldi.

Kent ziyaretlerine Zübeyde Hanım Anıt Mezarı ile başlayan İYİ Parti Lideri, sonrasında ise partisinin il binasını ziyaret etmişti. İl sonrası ise ilçe başkanları ile bir araya gelen Akşener, günün son programında teşkilat buluşmasında partililer ile zirvede bir araya geldi.

BAŞTAN HATIRLAMAMIZ LAZIM 
İYİ Parti'nin yaşadıklarının unutulmaması gerektiğini belirten Akşener, “Türkiye ve dünyada yeni gerçek üstü dijital dünyanın hayatımıza girişi, sosyal medyanın hayatımıza girişi ile bireyin öne çıkması güzel ancak insanların ‘her şey benim etrafımda dönmeli’ dediği yeni anlayışta, bu anlayışın ortaya koyduğu dünyada maalesef her şey çok çabuk tüketiliyor ve çabuk unutuluyor. Bunun için önce bizim hikayemizi yeniden hatırlamamız lazım. Nasıl bir işkenceden, zorluklardan, hangi iftiralardan, hangi hakaretlerden geçtiğimiz, dayandığımızı, irade koyduğumuzu, yıkılmadığımızı, yamulmadığımızı yeni baştan hatırlamamız lazım" ifadelerini kullandı.

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN...
Ümit Özlale'nin elini kaldırmak için İzmir'de olduğunu vurgulayan Akşener, "İYİ Parti’nin hikayesini yeniden bize, sizlere hatırlamak gerektiğini fark ettiğim için Anadolu’yu yeniden ezmeye başladığım, ilkini Edirne’de yaptığım, ikinci ziyaretimi de İzmir’e yaptığım toplantıların iki bölümü var. Birincisi teşkilatlarımız ile bir araya gelip kendi içimde ne varsa konuşmaya gayret ettiğimiz bir süreç ve kamuoyuna açık  daha fazla sayıda biz bize ama kamuoyuna da konuştuğumuz bir başka süreç. Burada bir de güzellik var, Ümit Özlale kardeşimin İzmir Büyükşehir Başkan adaylığını ve inşallah başkanlığını ilan ediyor olacak olmamız. Ben ikinci kere niye buradayım? Elbette Ümit için. Ancak Edirne’den sonra niye İzmir? İzmir Atatürk’ün şehri. İzmir Zübeyde Annemizin şehri. İzmir Hasan Tahsin’in şehri. İzmir benim gibi Evlad-ı Fatihan’ın büyük çoğunlukta yaşadığı şehir olduğu için İzmir'deyim. Sığınmacılar ile bizleri vatanını savunmak yerine kaçan sığınmacılar ile bir tutulan, bazıları çıkıp Balkan kökenli kardeşlerim dediği öz ve öz Türk oğlu Türk’ün sığınmacılarla bir tutulduğu ülkemizde buna itiraz etmek için buradayım.  Zübeyde Anne’nin mezarını ziyaret ettik. Atatürk’ün annesine derinden yaralayan, hakaretler edildiği, pek çok insanın buna göz yumduğu, Türkiye’deki pek çok insanın bir feslinin peşinden giderek Atatürk'e hakaret ettiği, Atatürk’ün varlığından rahatsız olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş amaçlarına, değerlerine savaş açmış bir anlayışa hayır demek ve onu protesto etmek, gelecekteki ilk seçimde gerçekten onları göndermek için İzmir’den başladım.

İYİ Parti kimdir? İYİ Parti bu ülkenin iki yumruk arasına sıkışmış halinden çok memnun bu siyasi geleneklerin ancak seçmenin mutlu olmadığı, seçmenin bu iki yumruktan birine oy vermeye mecbur bırakıldığı, Türkiye'yi normalleştirmek, makülleştirmek, seçmenin velinimet olduğu, dinlendiği, refah içinde yaşamasının siyasi partiler arasında tek tek hedef olduğu, insanların şucu bucu diye ayrılmadığı Türkiye'yi yeniden inşa etmek için kurulan ve bu uğurda pek çok eziyete katlanan, haksızlığa uğrayan bu millet sevdalılarının kurduğu siyasi partidir. Türkiye şu an gidiyor. Bizim partimizi 2 gün içinde 136 insan aradı.  Şu anda 260’a çıktı. Okul kitaplarının ve defterlerinin İstanbul’da 15 bin TL'ye Ankara’da 12 bin TL'ye mal olduğu bu ülkede ‘itibardan tasarruf olmaz’ diyenlerin yönelttiği bu ülkede, yandaşlar ceplerine para doldurup yurtdışına kaçarken, 260’ın sütünde insanın çocuğuma kitap alacak param yok dediği ülkeyi, bu ayıptan, ahlaksızlıktan kurtarmak için seçmenin velinimet olduğunu yeniden hatırlatmak için bu partiyi kurduk biz" dedi.

Partinin kuruluş sürecinde YSK'da yaşadıklarını aktaran Akşener, "Ben bizzat kendim müracaat ettim. Eski içişleri bakanı olarak o binaya girdiğinizde size eski bakan olarak davranılır. Küçücük bir odada memure bir kardeşimizin yanında evrağı bekledim. Buna başkasının rezalet çıkarmadan o odada beklemesi mümkün değildi. Ben odada oturdum ve gitmeyeceğim anlaşılınca evrak geldi ve parti kuruldu. Sonra teşkilatlarımız kuruldu. 24 Ağustos'ta seçim kararı alındı” diye konuştu.

FATURA KESMEKTEN KORKAN FİRMA
Partileşme sürecindeki yaşadıkları bir hikayeyi daha anlatan Akşener, "Dün bir grup arkadaşımız ile partimiz kurulduğundan itibaren binanın içindeki elektronik aksaklıkları nasıl gideriz diye bir araya geldik. Benim de unuttuğum başka bir hikaye aklımıza geldi. İzmirli bir arkadaşımız 'bizim şu teknik altyapımızın olması lazım, ekonomik olarak ben karşılayacağım' demiş. Başlamışlar şirket aramaya. Şirketler fatura kesemeyiz size demişler. Sonra bana farklı bir arkadaş, sizinle çalışırım ancak sözleşme yapamam demiş. Para kazanmak için bile fatura kesilmeyen, bundan korkulan, çünkü şirketin başına her türlü işin girebileceğinden şüphelenilen Türkiye'de İYİ parti kuruldu. İYİ Parti iyi insanların partisi olduğu kadar cesur insanların partisidir" diye konuştu.

BU ÖYKÜYÜ UNUTMAYACAKSINIZ
İYİ Parti'nin kuruluşunun diğer siyasi partilere cesaret verdiğini belirten Akşener, "Bizden sonra pek çok siyasi parti kuruldu. O korkuları ortadan kaldıran sizlersiniz.Bir şey değişmeseydi, siz olmasaydınız, bugün var olan hiçbir şey olmazdı. Bu nedenle bu öyküyü unutmayacaksınız. Bizim çocuklarımıza bırakacağımız bir mirastır. Biz bu ülke için kendimizden vazgeçenleriz. Ancak hayal ettiğimizi yerine getirebildik mi? Hayır. Çünkü 2017'de partili cumhurbaşkanlığına geçilmesini içeren referandumu kaybettik. Kazanılacak referandum kaybedildi. O gün Türk Milliyetçileri hayır dedi, milletvekili arkadaşlarımız YKS'ya gidip ellerinden geleni yaptı" ifadelerini kullandı.

İYİ PARTİ OLMASAYDI İSTANBUL, ANKARA, ADANA OLUR MUYDU?
Partinin onay alma süreci hakkında da geçmişi hatırlatan Akşener,  sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü;
"Ben dahil tüm arkadaşlara bilgi geldi ve YSK toplanıp hayır denilecek yani seçime giremeyeceksiniz. 15 milletvekili meselesi oldu ve o arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. Demokrasiye büyük hizmet ettiler. Ancak TV'de CHP'nin yetkilileri '15 vekil olmasaydı İYİ Parti olmazdı' diyorlar. Doğrudur olmazdı. Peki siz nerde olurdunuz? İstanbul, Ankara, Antalya, Adana olur muydu? Bu ittifaka sistem nedeniyle pek çok şey yaşadık ancak o güzel hareket, o demokrasinin yanında durma hareketinden herkes kazandı. Sonra birlikte mecburen seçime gittik, sonuç itibari ile bizim 17-18'ler vardı, 2018'de 9,97 aldık. Şimdi oylar birbirine geçiyor, biz 4 vekil kazandık CHP oyları ile, 21 vekili bizim oylarımız ile CHP kazandı. Burada bir sorun yok. Ben, Temel Bey, İnce Bey ve Sayın Erdoğan adaydı. Böyle bir sistemde ortak bakış sistemi geçiştirilebilseydi ben değil ama Sayın İnce ikinci tura kalabilirdi. 3 adayın aldığı oy Ekmeleddin Bey'in aldığı oy kadar oldu. Tüm İzmirliler ilk turda alacağımıza emindi. 2023'te de aynısı oldu. Sonra kaybedildi. Kaybedilince bu sefer inanılmaz bir yıkım oldu. Muhalif seçmen 'bu sefer aldık' dediği anda alınamadı. Alınamayınca yerle bir olundu. Aynı bu dönem olduğu gibi. Yerdeyiz hep beraber. Biraz kendimize gelir gibi olduğumda yerel seçime gidiliyor. Biz yerel seçime yönelik teklifte bulunduk. 2019'daki işbirliği yapıldı. İstanbul, Ankara, Antalya gibi yerlerde ciddi sonuç alındı işbirliğinden. Bizde 19 ilçe aldık. Bu ilçelerin 16'sı kaldı. Hepsi AK Parti'ye geçti. 29 arkadaşımıza vatandaşlık numaraları ile PKK'lı yazıldı. Tek bir ortak noktaları vardı, Kürt olmak. 129 CHP adayına da yapıldı. Bunu senelerdir söylüyorum. Ben anlatamadım, siz anlatacaksınız. Bunlar yapılırken bizim ittifak içinde olduğumuz partiler dahil olmak üzere hiçbiri bize bu tutumun yapılmasını engel olacak bir tutum içinde olmadılar. Ancak karşı tarafta bir milletvekili çıkıyor, Türk Ordusu helikopterden köylüleri aşağıya atıp öldürdüğünü söylüyor.  Biz hariç herkes düşmanına benzedi!" şeklinde konuştu.

KİMİN SEÇİLECEĞİ TARTIŞILIR, SOPAYI İYİ PARTİ YER
Akşener şunları söyledi:

"Biz çok şeyler yaşadık, sinemizde tuttuk ve yutkunduk. İstanbul’u alan Türkiye’yi alıyordu. Tayyip Bey’in dediği bir söz bu. Ancak sonra ne oldu? Demek ki İstanbul’u alan Türkiye’yi alamıyormuş. Demek ki 2018’de aynı matematiği unutma devreye girdi. Her matematik unutulduğunda suçlusu Meral Akşener ve İYİ Parti’dir. Bu da bazı insanların üstündeki sorumluluğu atmasının bir yoldur. Abdullah Gül’ü 15 vekili istediğimizde Kılıçdaroğlu aday göstermeyi önerdi. Bende arkadaşları beni aday göstermek istediğini söyledim. Ancak şimdi kaybedildikten sonra ne oldu. 1’nci turda kaybettik 2018’de, birden bire işbirliği içinde olduğumuz ittifak yaptığımız partililerin yöneticilerinden Abdullah Gül’ü reddetmiş olmam gündeme geldi. Seçimin kaybedilmesinden benim sorumlu olduğum söylendi. Bir grup tarafından yeterli çalışmadığım söylendi. 10 gün yok olmuşum. Bazı arkadaşların HDP’nin de desteklediği şeçimde Gül’ü kabul etseymişim seçim alınacakmış. Bu bir kolaycılık.

BENİM ÜSTÜMÜE DÜŞEN BAŞARISIZLIK VARSA KABULÜMDÜR
2023’te ne oldu? 2023’te de maalesef ben başaramadım. Kazandırmayı başaramadım. Özür dile diyorlar. Özür diliyorum. Bundan ders çıkardım. Olmuyormuş. Bilim ortadan kalktığında her şey adayda gider. Osmanlı 250 sene kişiler üzerinden tartıştı, olaylar üzerinden tartışmadı, bilimi unuttu. Tanzimatı saray yapmıştır ancak Tanzimat züppeliği üzerinden tartışılmıştır. Atatürkümüz bunu ortadan kaldırma için bir tutum aldı, ölünceye kadar başardı. Kişiler üzerinden gidildiğinde yapamazsınız. Türkiye'nin içine girdiği döngü budur. Atatürkümüz vefat ettikten sonra ülkemiz yine kişiler üzerinden tartışmaya başladı. Atatürkümüzü seviyoruz, yaptıklarımız anlatıyoruz. Vatandaş nezdinde Atatürk'ün siyasi bir figür gibi, onla varız, o olmazsa biz ölmüşüz gibi anmıyoruz. Atatürk bunu düzeltti. Ancak rahmetli Menderes'i anıyoruz, Demokrat Parti’yi değil. Bugün geldiğimiz nokta Erdoğan nefreti. Tartışmamız gereken onun son dönemi, bu ucube sistem. İnsanların refahını önündeki sistem bu ucube sistem. 3 seferdir onaylandı. Çünkü oraya odaklanamadık. Bu seçimi kimin kazanacağına odaklandık.  Yapamadım. Benim üstümüe düşen başarısızlık varsa kabulümdür. Tayyip Erdoğan nefreti üzerinden yürüyen sistemde, sistem tartışılmadı için, sonuç itibari ile zaten başarılması mümkün değildi. Siz o sistemin üzerinden mücadele vermediğiniz zaman kimi seçtirirseniz seçtirin ikinci Erdoğan olurdu. Ben onu fark ettim, gayret ettim. Bunu başaramadı isem sorumluluğu üstüme alırım.

İMAMOĞLU ÖRNEĞİ: DÜŞMANLARIN BİRBİRİNE BENZEDİĞİNİ FARK ETTİK
6’lı masa aynı zamanda bir ittifak modeli. 6’lı masanın en büyük özelliği ortak karar almak. Bir kişi hayır diyorsa o konu olmamalıydı. Yönetimin tespit edilmediği yerde siz aday belirlemeye çalışıyorsunuz, ne yapmamız lazımdı? Biz  ‘bir oy Meral’e, bir oy Kemal’e’ diye gezdik. Bu bile suç olmuş. Karşılıklı uzaklaşma olduğunda olmuyor. Espri olsun diye ‘her CHP'li evden 1 oy istiyorum’ dedim. Bir yola çıktık torunumdan kendime kadar söylenmeyen kalmadı. Bir kadına, yaşı başını almış kadına  ailesini erkeklerinin çıldırmasına neden olacak iftiralar hakaretler edildi. Ekrem İmamoğlu’nun ceza yediği gün kendisine destek olabilir miyim diye- ki ben haksızlık edilen herkesin yanında olmuşumdur, Sayın Erdoğan’da onlardan biridir- İmamoğlu’nun yanında oldum diye yemediğim hakaret kalmadı. Biz düşmanların aslında birbirine çok benzediğini fark ettik.

Bu sistem, bilim dışı insan üzerinden yürüyen bir sistemdir. Türkiye bu fokus dairesinden çıkamaz. Biz ne düşünerek kurmuştuk? Niye tahammül ettik? Türkiye'ye nefes aldırmak ve seçmeni velinimet yapmak için… Bugün Türkiye'de demokrasi hasta ancak siz bu sistem üzerinden demokrasiyi kurabilir misiniz? Birinin düşmanlığı üzerinden iş gördüğünüz zaman birbirinize benzersiniz.  Neyin iyileştirileceği değil kimin seçileceği öne çıkar. Bir tarafta Pirom seçilsin, diğer tarafta  reisim seçilsin denilir, sopayı da İYİ Parti yer."

KAÇ KİLO EDİYORUZ, YEREL SEÇİMDE GÖRECEĞİZ
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu adaylığını toplumun istediğini ancak toplumun isteğine kulak verilmediğini belirten Akşener, “"İstanbul ve Ankara’yı almakla  Türkiye alınmıyormuş. Diyeceksiniz ki sen İstanbul ve Ankara belediye başkanlarını Cumhurbaşkanlığına layık gördün… Ben değil milletimiz layık gördü. Türkiye bunu dedi. İstedim beni desinler. Ancak onları dediler. Ben ne yaptım? Osmanlı’nın son dönemine dönmeyelim, kişiler ve züppeler üzerinden tartışılmasın, bilim noktasına geçebilelim, madem milletimiz velinimettir patrondur, bende onun sesini ilettim. Bu sesi iletmenin ardından milletimize hayır dediler. Ben milletin sesi oldum, sopa yedim hepinizden. Biz kaç kilo ediyoruz, neyiz, milletimizin ne kadarına ulaşmışız bunu bu seçimde göreceğiz. Anlatacağız ve sonuçta sonuca razı geleceğiz. O sonuç sizi üzen, hayalleriniz kıran sonuç ise o sorumluluk bana aittir, gereğini yapacağım. GİK’in aldığı karar ve benim şiddetle benimsediğim karar çerçevesinde biz yerel seçimlere yalnız başımıza gireceğiz" dedi.

 İZMİR’İ PROJE YAĞMURUNA TUTACAKTIR 
Ümit Özlale’nin büyükşehir adayı olduğunu duyuran Akşener, “İzmir’e çok iyi gelecek, İzmir’i kokudan, sığınmacıdan kurtaracak. Kimse faşistlikle suçlamasın ama İzmir'deki sığınmacılara belediyeler üzerinden ekstra yardım, indirim yapılmayacak. Dürüstlüğüne kefil olduğum proje manyağı etmişti bizi, İzmirlileri de proje yağmuruna tutacaktır. İzmir'e çağ atlatacak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ümit Özlale’dir” dedi.

Editör: Tutku Küpeli