Binlere, onbinlere, yüzbinlere ve hatta milyonlara öncü önder olursunuz da sizi bir tek savunan bulamazsınız. Kalabalıklar içinde yalnız kalır tabir-i caizse analı-babalı yetim olursunuz. Koskoca Kocaoğlu mesela… İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Ödemiş’ten hem kendi partisinin kaybeden adayına hemde rakip partinin kazanan adayına fark atan Kocaoğlu! İzmir’in Aziz başkanı…  Seçim sonuçlarına bakıldığında Ödemiş seçmeninin Aziz Kocaoğlu’nu apayrı bir yere koyduğunu görüyoruz. Fakat aynı Kocaoğlu’nun şimdilerde inceden inceden altının oyulduğunu da söyleyebiliriz. Asılsız fısıltıların insanın üstüne yapışıp kaldığı ve çok çabuk yayıldığı bu coğrafyadaki dedikodu mühendislerinin bu yöndeki çalışmaları hızla sürüyor. Bunun en yakın örneği geçtiğimiz dönem özel nedenlerden dolayı kendisine oy vermediğim ancak birinci derece yakınlarım dâhil kimseye söz konusu adaya oy verip vermemeleri konusunda bırakın baskıyı telkinde dahi bulunmadığım CHP adayının düştüğü durumdur. Kendisi bana göre çok çalışkan ve üretken biri olmasına rağmen içki içmediği halde “alkolik” damgası yedi. Hatta bununda ötesinde ambulanslarla meyhanelerden taşındığı dedikoduları yavaş yavaş yayıldı. Bütün bunları duyduğum ortamlarda elimden geldiği kadar bu söylenenlerin uydurma olduğunu söyledimse de başarılı olamadım. Ateş bacayı sarmıştı. Ve yangın kolay kolay sönmez, sönemezdi. Hani kazansın diye değil kaybedecekse de hakkıyla kaybetsin diye uğraştım. Düşmanım dahi olsa (ki kendisine düşmanlığım yok) kimsenin iftiraya uğramasına kayıtsız kalamazdım. Nitekim kalmadım da… Bunun yanı sıra adayın sadece bu yüzden kaybettiğini söylemekte doğru olmaz. Kuşkusuz başka faktörlerde var. Nitekim bu konuyu da zaman zaman inşallah işleyeceğiz. Şimdi dönelim Kocaoğlu’na…

 Seçimlerin arkasından Ödemiş ve havalisinde en çok tartışılan kurum İZSU oldu. Büyükşehir geçiş sürecinde yaşanan ve bana göre yaşanması da gayet doğal olan aksaklıklar kimileri için fırsat ve ganimet sayılıp “Beceriksiz Kocaoğlu!” sloganları üretildi. Suların tazyiki beğenilmedi: “Abdest alamıyoruz, oruç açamıyoruz!” diye mırıltılar yükseldi. Neden “Bulaşık yıkayamıyoruz, makineye çamaşır atamıyoruz” değil de “Abdest alamıyoruz, oruç açamıyoruz” vurgusu yapıldığının mantığını da siz değerli okuyucularımın takdirine bırakıyorum.

 Kabul ediyorum su açısından gayet sıkıntılı bir yaz dönemi geçirdik. Şahsen ben 6. katta oturuyorum. Bu nedenle suyun ip gibi aktığı zamanlar oldu ve halen olmaya da devam ediyor. Fakat bu durum günlük işlerimin hiçbirisine engel teşkil etmedi. Bu sorunu sosyal medyada dillendirip amacı çözümden daha çok “imanlı mümin” vurgusu yapmak olan arkadaşlarım adına da inanın çok üzüldüm. Çünkü imanlı mümin olmanın yolu muhakkak sabırdan geçer. Sabretmek yerine dinin istismar edilerek satış ve pazarlamaya dahi alet edildiği günümüzde ki bu çirkin modaya uymak kimseye bir şey kazandırmaz.

 İZSU ile ilgili bir başka sıkıntıda vezne çalışma saatlerinde görülüyor. Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen resmi çalışma saatleri dışında İZSU veznelerinin 16.30 itibarı ile işleme kapatılması vatandaşın tepkisine neden oluyor. Haksız da değiller… Bu uygulama ile kasadaki paranın bankaya yetiştirilmesi amaçlanıyorsa da üç-beş banka memuru fazla mesai yapmasın diye vatandaşa verilecek bir saatlik hizmetten geri durulmasını açıkçası pek mantıklı bulmuyorum. Bankalarla yapılacak sözleşmelerde bu durumu vatandaş lehine çözerek hem vatandaşa verilecek bir saatlik hizmeti yok etmemiş hemde ilgili personeli normalden daha az çalıştırmamış olursunuz. Özellikle eskiden köy olan yeni mahallelerden şehre gelen insanların gelmişken şu su paramı da yatırayım dediği anda yetkiliden “vezne kapandı” cevabı aldığı ana şahit olmanızı hiç istemem.       

 

İZSU’nun hataları var mı? Elbette vardır. Başta da söylediğim gibi bu büyükşehir geçiş sürecinde kimi adaptasyon sorunları yaşanacaktır. Bu sıkıntıların çözüme ulaştırılması için zaman gerekmektedir. Beş ay gibi bir süreyi geride bıraktık. Zamanla aksaklıklar için çözümler üretilecek ve sıkıntıların önüne muhakkak geçilecektir. Bu süreçte gerek gazete haberlerinde yer alan tepkilere gerekse sosyal medyadaki eleştirilere rağmen bu yerleşim biriminden en fazla oyu alan Aziz Kocaoğlu’nu savunan birilerinin çıkmaması ise bana enteresan geldi. Bana göre Kocaoğlu yetim bırakıldı. Kocaoğlu eğer gerek dedikodulara gerekse eleştirilere bugüne kadar olduğu gibi sessiz kalırsa büyük zarara uğrar. Zira Ödemiş seçmeni kalıplara sığmaz. Bir önceki seçimde göklere çıkardığını bir sonraki seçimde alır bir kenara bırakıverir. Su az akıyordu, bulanıktı, kesikti bunlar çözülür ama şu çalışma saatlerine derhal bir çözüm bulmaya bakın. Benden yazması…