Bu ülke ki, açıklanan nüfusun iki, hatta üç katını rahatlıkla zengin yaşatabilecek bir ülke.
Peki nasıl oluyor da, bu millet yoksul oluyor.
Açıklanan rakamlara bakıyorsunuz, refah gitgide artıyor. Zenginleşiyoruz. Açıklamaların ikinci paragrafına bakıyorsunuz, 17 milyon kişiye kömür dağıtılmış. Demek ki, nüfusun neredeyse dörtte biri ısınma ihtiyacını karşılayamayacak durumda. Onun birkaç katı da yoksulluğu gösteren yeşilkartlı, kayda değer bir kısmının da erzak çantası nerede kaldı, diye gözü yollarda.
Sonuç, yoksuluz.
Peki sürekli, “Zenginleşiyoruz” diye çığlık atanlar?
Yalnızca kendileri zenginleşiyor.
Çevrelerinde olup biteni göremeyecek kadar iktidar sarhoşluğu içindeler.
Yani bunlar, açın halinden anlamayanlar. Komşusu açken, tok yatanlar.
Ülkemizin başka özellikleri de var. Örneğin 40 milyon kişi oy kullandı diyelim, sandıktan 45 milyon oy çıkıkıyor. Şükür, oylarımız bari bereketli.
Özelliklerimiz bundan ibaret de değil; bizim ölülerimiz de çok maharetli.
Öyle ölüler var, Allah size inandırsın; yattığı yerden kalkıyor, gidiyor, 7 ayrı sandıkta oy kullanıyor, sonra yine dönüp yerine yatıyor. Bir de bizim ölüler istikrara çok önem veriyorlar. İstikrar bozulmasın, diye mutlaka iktidar partisine oy veriyorlar. Bunlara “Lambada ölü” modeli deniyor!
Haa, geldik şimdi ülkenin değerine!”
Ne demişti Ahmet Altan: “Bu ülkeyi bir kadın memesine satarım!” Ben bu sözü çok yadırgadım.
Bir kadın memesinin değerini bilemem ama, bu sözü söyleyen kişinin bir kadın memesinden çok daha değersiz olduğunu düşünüyorum.
Be adam, hem niye satıyorsun güzelim memleketi? Bunun şakasını bile yapmanın ne denli hafiflik olduğunu düşünemiyor musun?
Ne diyor büyük şair Mehmek Akif Ersoy:
“Verme Dünyaları Alsan da Bu Cennet Vatanı.”
Okumadın mı, dinlemedin mi, hiç ders almadın mı?
Haydi ondan ders almadın, politikacılardan da mı ders almıyorsun.
Bak. Yumuşacık iktidar koltuklarına kıçlarını yapıştırmadan satıyorlar mı memleketi?
Olmuyor Ahmet Altan, olmuyor! Ülkemizin değerini düşürmeyelim. Memeymiş, kıçmış başmış; ucuz şeyler bunlar!
