Herhalde dünyada  kendi ülkesini bölmek için uğraş veren ve ölen  “terörist” lere  “TÖREN” düzenleyen ilk ülke biziz!...

  Ölen kadın teröristler için de ölüm şekli üzerinde de “üzüldüm” diye aleni beyanat veren siyasiye sahip ülke de biziz!...

   Koskoca bir “belediye” işini gücünü bırakmış ölen teröristler için “şa’şalı” cenaze töreni düzenliyor, kargaşa çkmadığı için de “devlet büyüğü(!)” müzden teşekkür mesajı alıyor. Polislerimizin “duyarlılığı” na da özellikle dikkat çekiliyor. Ve bu durum bizim ülkemizde yaşanıyor...

  Diyar-ı bekir caddelerinde “malum” paçavralar dalgalanırken, “İmralı iti”nin posterleri dolaştırılırken,

sözde barış lafları arasında kin tohumları ekilirken , tv’lerde birileri boy gösterirken, uzak diyarlardan sözde barış(!) müzakerelerine destek mesajları dini motifler de kullanılarak yağdırılırken tüm bunlara “sessiz” kalan da biziz!...

    Hatta hatta  bir hastanede bulunan Türk Bayrağı gönderden indirilip yerien “paçavra” asılırken tepki göztermeyen de biziz!...

  Biz gerçekten neymişiz de haberimiz yokmuş...

  Yazık !...

  Dünyayı titreten, yedi düvele meydan okuyan da bizdik,  (.......... ) kırık 30.000’den fazla kişinin katlinden sorumlu tutulan  birini muhatap alan da biziz...

   Çanakkale’de 250.000’den fazla, Kurtuluş Savaşı’nda da 100.000’e yakın şehit veren bu milletin evlatları bugün “üç-beş çapulcu” ile yapılan müzakereyi buğulu(!) gözlerle seyrediyor... Gözler buğulu da... Neye buğulu olduğunu bir anlasa!...

   Bütün bunlar yaşanırken birileri ta Çin’den laf ebeliği yapar; birileri de sadece mecliste sözcüleri aracılığı  ile konuşur...

  Nasıl muhalefet anlayışı var anlayabilmiş değiliz...

  Beyler dönem “laf” etme dönemi değil... İcraat zamanı... Yasa teklifi mi  verirsiniz, görüşmelerden mi çekilirsiniz, bağlarınızı mı koparırsınız, “sine-i millet”e mi dönersinizi bilemem ama sizlere oy verenler hâlinizden şikayetçiler...

   Bilesiniz...

   Sivil Toplum Örgütleri(Kuruluşları) mı?

  Onlar kendi hâllerindeler zahir. Kendilerine dokunmayan yılan bin yaşasın.

  Habur rezaletinden (pardon yol kazasından) sonra cenaze töreni kepazeliği yaşadı ya bu ülke... Hani şair  diyordu ya: “ Öz yurdunda garipsin / Öz vatanında parya...”

  Galiba sözün bittiği yere geliyoruz...

  Biz en iyisi anlı-şanlı Türk insanının gerçek(!) günedmine gelelim...

  “ Hollandalı yıldız oyuncu Wesley Sneijder, Galatasara’a gelecek mi, gelmeyecek mi?”

  “Younes Belhanda Fenerbahçe için ne zaman imza atacak?

  “Sadri Şener, hâlâ bedavadan şampiyonluk kupasıni isterken hedefine ulaşabilecek mi?

    ... ve daha nice  acil(!) ve çok çok önemli(!) konular varken  yukarıda anlatılanlar çok mu mühim?...

   Değil tabii...

   Hele hele müzakere meselesinde “icazet” verenler olduğu sürece biz daha çok sun’i gündemlerle uğraşır dururuz!

    Diyoruz ya;  “Türkiye... Gariplikler Ülkesi...” diye...