Ödemiş’in en işlek ve trafiği yoğun caddesi kuşkusuz Mithatpaşa Caddesi’dir. Çünkü bu caddede sayısız mağaza, birçok eczane, sayısız pastane ve lokanta, Ödemiş Belediyesi, Kaymakamlık binası, Vergi Dairesi ve Emniyet Müdürlüğü bulunmaktadır. Yine şehrin geçiş güzergahında bulunması sebebiyle küçüklü büyüklü pek çok araç da bu caddede boy göstermektedir.
Caddeye yakın olanlar bilir, bu caddede acı fren sesinin duyulmadığı gün neredeyse yoktur. Burada sayısı yüzleri bulan kaza da meydana gelmiştir. Cadde düz ve çok uzundur. Bu sebepten cadde boş bulunduğunda araçlar adeta hız denemesi yapmaktadırlar. Bu sırada genellikle yaya geçidinden geçiş kurallarına uyulmaması sebebiyle zaman zaman kazalar meydana gelmekte, yüzlercesi de şans eseri atlatılmaktadır.
Son olarak yine bu caddede elinde bisikleti olduğu halde yaya kaldırımından geçmekte olan yaşlı bir amca neredeyse trafik canavarı bir sürücünün kurbanı oluyordu. Arkadaşımın arabasından inmek üzereyken kulakları çınlatan bir fren sesi ve büyük bir motor gürültüsü duydum. Öylesine büyük bir gürültü oldu ki, duyulan sesler üzerine hemen herkes dışarı çıkmıştı. Yaya kaldırımını kullanarak karşıya geçmekte olan yaşlı amca panik havasında apar topar orta refüje kendini zor atarken siyah renkli arazi kamyoneti uzun frenden sonra savrularak zar zor durdu, hatta tam da durmak üzereyken yaşlı amcanın bisikletine hafifçe de vurdu. Biraz ileride sağa yanaşan kamyonetin içinden çıkan sürücü yaşlı adama doğru gelerek bir şeyi var mı diye bakacak ve özür dileyecek diye düşünürken bu utanmaz trafik yüzsüzü aracının tamponuna baktı, hafifçe eğilerek bir de kontrolünü yaptıktan sonra bütün ayıplayan gözler üzerinde olduğu halde aracına binip uzaklaştı. Bu arada yaşlı amca kurtulduğu kazaya rağmen neredeyse kalp krizi geçiriyordu. Şehir içinde her an bir çocuğun yola fırlayabileceği, bir yaşlının yeterince hızlı geçemeyeceği ya da herhangi bir insanın dalgın halde olabileceği ihtimali karşısında hızlı gitmek başlı başına bir kusur ve düşüncesizliktir ama hele hele yaya geçidini yok sayarak yayaların araçları beklemesini düşünmek cahillikten öte akılsızlıktır. Aracın direksiyonuna geçerek mesafe kat eden herkesin kendini şoför sanması yanında maalesef birçok trafik kuralından bihaber kişi hala yollarda gezmekte. Aksi halde yaya geçidinde yavaşlamayı aklına bile getirmemek nasıl izah edilebilir. Yazımın başlığını da belki okur da utanır diye olaydaki sürücüye ithaf ediyorum.
Gerek trafikte gerekse sosyal hayatta karşımızda ve çevremizdeki insanları yok saymak, saygı duymamak ve empati kurmamak gibi eksiklikler maalesef sıkça karşımıza çıkıyor. Pek çok örnekte görülüyor ki insanoğlu kendiliğinden doğru ve düzgün tavır ve hareketlerde bulunmakta zorlanıyor. O zaman da yapılacak olan bir takım uygulama ve teşebbüslerle daha doğru ve düzgün davranış sergilemelerini sağlamak olacak. Yukarıda belirttiğim gibi trafik ihlalleri ise bazı uygulamalarla azaltılıyor hatta son buluyor. Pek çok şehirde yollara hızı azaltıcı olduğu ispatlanmış “yol tümseği” konulmakta. Yol tümseği ile bu gibi ihlaller oldukça azaltılıyor. Özellikle yaya geçidine yaklaşırkenki bölümde ve hatta yolun muhtelif kısımlarına da yapılacak olan iki ya da üç adet yol tümseğinin buradaki kazaları azaltacağını düşünüyorum. Varacağımız yere sadece birkaç saniye geç varmamızı sağlayan bu tümsekler pek çok insanın ise evine sağ salim gitmesini sağlayabilir. Bu konuya özellikle İlçe Trafik Komisyonu’nun sayın üyelerinin dikkatini çekmek isterim. Benzer konularda üzerine düşeni yapmakta azami özen gösteren Emniyet Müdürü sayın Levent Akbaş ve Kaymakam sayın Abdurrahman Koçoğlu’nun bu konuda da gereğini yapacağına inanıyorum. Trafik uygulamalarından olan yol tümsekleri, trafik ışıkları, tek yönler ve benzeri uygulamalar zaman zaman bizi sıksa da tüm bunlar vatandaşın daha sağlıklı ve huzurlu yaşaması için düzenlenmekte. Unutmayalım insan hayatı hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar değerlidir.