Rüşvet, yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık veya çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar demektir. Yolsuzluk ise bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanmak, suistimal etmek, nizamsızlık yapmak demektir.

Rüşvetle hak edilmeyen bir menfaat ele geçirilmekte veya başkasının hakkına tecâvüz edilmektedir. Böylelikle hem insanların hakları yenmiş olur, hem de toplumda saygı, sevgi ve güven duygusu ortadan kalkmış olur. Bu çirkin fiilleri  işleyen ve bunlara aracılık edenler de  günahkar olur. Resûlullah (s.a.v); rüşvet alan ve rüşvet veren kimseyi lanetlemiştir."


Allah’ü Teala da “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin.” buyurarak biz Müslümanları uyarmaktadır.

Rüşvet ve yolsuzluk insan ruhunda derin yaralar açar. Toplum barışını ve insanların birbirlerine olan güvenini ortadan kaldırır. Rüşvet, toplumları içinden kemiren, insanlar arasındaki kardeşlik ve muhabbet bağlarını koparan, huzurun bozulmasına yol açan bir durumdur. Cenabı Hak yine bu konuda “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir”buyurmaktadır.          Resulullah (s.a.v) de:"Adem oğlunda hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemeği asla yememiştir. Allah'ın peygamberi Dâvud aleyhisselâm elinin emeğini yerdi." buyurmaktadır.

Rüşvet aynı zamanda toplumsal bir hastalıktır. Rüşvet ve yolsuzluk, dinimizde haram kılınmış ve büyük günahlardan sayılmıştır. Bu tür fiiller açık veya gizli yapılıyor olsa bilse Yüce Rabbimiz bizim gizli ve aşikâr bütün yaptıklarımızdan haberdardır ve En’am Suresinde şöyle buyurmaktadır:  “...O, karada ve denizde ne varsa bilir. O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir.”(Enam,59) Böylece insanların tüm fiil ve davranışlarından Cenab-ı Allah’ın haberdar olduğu beyan edilmektedir.


Yapmamız gereken; Allah’ın helal ve haram konusundaki emir ve yasaklarını  bilmek, rüşvet ve yolsuzluğun insan onurunu yok edeceğini ve insanı toplum içinde değersizleştireceğini hatırdan çıkarmamak, yine aynı şekilde rüşvet ve yolsuzluğun kul hakkı olduğunu ve bunu da hak sahibinden başkasının affetmeyeceğini bilmek, bu tür fillere tevessül edecek olanlara değer vermeyerek onları toplumda yalnız bırakmak, helal ve haram konusunda başta gençler olmak üzere toplumun tüm kesimini manevi yönden eğitmek. Hak ve hukuku, bütün kurum ve kurallarıyla insanların zihinlerine yerleştirmek. Toplumsal değerlerimizi yozlaştırmamak gerekir.


Kendisinin Allah tarafından her yerde görüldüğüne ve bir gün hesaba çekileceğine inanan bireylerin hayatında rüşvet ve yolsuzluk asla yer almaz. Bu çeşit kötülüklerden uzak duralım ve Yüce Rabbimizin beyan ettiği mutlu kullar arasında yer alalım. Ne mutlu hakka riayet edip hukuka uyanlara. Ne mutlu rüşvet ve yolsuzluk gibi çirkin davranışlardan uzak duranlara. İnsan ve toplum sağlığı ancak bu şekilde hareket etmek suretiyle korunur.