Rahmet ve mağfiret ayı olan ramazanı birlik ve dirlik içersinde ihya ve idrak ediyoruz, ilk oruçlarımızı hamdolsun tuttuk. Rabbim bu ayda tutacağımız oruçları, yapacağımız ibadetleri kabul eylesin. Orucun manevi zevkini ve heyecanını duyuyor ve yaşıyoruz. Allah'a kul olmanın bilincinde olarak O'na yöneliyor; evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olmaya sebep olan bu ayı büyük bir gayret ve ibadet neşesi içinde geçirmeye çalışmalıyız. Allah yapacağımız hayırları ve amellerimizi kabul eylesin.
Teşrifi ile mutlu olduğumuz bu ayı iyi değerlendirmeliyiz. Bu mübarek ayı nasıl değerlendireceğimizi, ondan nasıl yararlanacağımızı, onu nasıl bereketli geçireceğimizi iyi planlamalıyız. Bu ayı gaflet içinde geçirmek büyük bir ziyandır. Kusursuz olarak orucumuzu tutmayı, namazımızı kılmayı, daima kalben Allah'a bağlanmayı, misafir ağırlamayı, fakirleri gözetmeyi ve onlara yardım etmeyi, ilmi sohbetlere katılmayı, dini yayınları takip edip okumayı vazife edinmeliyiz. Özellikle dikkatimizi Kur'an'ın sunduğu mesaj üzerinde yoğunlaştırmalıyız. Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi'nin 185. ayeti kerimesinde şöyle buyruluyor: "Ramazan ayı öyle bir aydır ki, Kur'an-ı Kerim bu ayda indirilmiştir. O (Kur'an) ki insanlara hidayettir. Onda doğru yolun ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin nice açık delilleri vardır. Öyleyse içinizden kim o aya erişirse orucunu tutsun. Kim de hasta olur, yahut bir yolculukta bulunursa o zaman başka günlerde, oruç tutmadığı günler sayısında orucunu kaza etsin. Allah size kolaylık diler, güçlüğe düşmenizi istemez." Aynı surenin 183. ayetinde ise: "Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere olduğu gibi, sizin üzerinize de farz kılındı. Umulur ki oruç sayesinde fenalıklardan korunursunuz." buyrularak, bizlere farz kılınan orucun birçok hikmet ve faydaları olduğuna işaret edilmektedir.
Oruç, mümine köklü bir irade terbiyesi verir; nefsî arzularına gem vurma melekesi kazandırır. Oruç, vücuda sıhhat kazandırır. Sene boyunca durmadan çalışan sindirim organlarımız, ramazanda dinlenir. Oruç, perhizlerin en iyisidir. Hz. Muhammed (s.a.s.): "Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz." buyurmaktadır.
Oruç, insana şefkat ve merhameti öğretir, ruha incelik verir; yoksul ve yetimleri düşünmeye davet eder. Oruç, sabrı ve Allah'ın emirlerine itaat gücünü geliştirir. Büyük bir disiplin içerisinde Allah'a ve O'nun dinine sadakat göstermeyi ifade eder.
Müslüman, oruç sayesinde tahammüle, sabra, her şeyi zamanında yapmaya, emre ve yüce buyruğa uymaya alışır. Sevgili Peygamberimiz: "Herşeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı da oruçtur; oruç sabrın yarısıdır" buyurmuşlardır.
Orucun hikmet ve faziletini daha fazla anlatmaya gerek yok.Bu arada bir hususu belirtmekte yarar görmekteyim. Oruç, sadece midenin aç kalması demek değildir. Aynı zamanda dilin gıybetten, gözün harama bakmaktan, kalbin vesveseye dalmaktan, kulağın kötü söz işitmekten arınması demektir. Oruç bütün uzuvlarımızla tutulmalıdır ki, bizi saydığımız yararlara ve manevi zevklere ulaştırsın. Peygamberimiz bu gerçeği şöyle açıklamaktadır: "Nice oruç tutanlar vardır ki tut-tuğu oruçtan ona ancak (susuzluğu ve) açlığı kalmıştır."
Öyleyse sevabı ve yararı sonsuz olan oruçlarımızı ciddiyetle tutalım. Kötü söz ve hareketlerle orucumuza leke sürmeyelim. Bütün azalarımızla oruç tutalım. Kur'an-ı çokça okuyup, bizden ne istediğini, nasıl olmamız gerektiğini, Allah'a kul olmanın önemini ve sorumluluğunu kavrayalım. Bu yaşantı ve tavrımızı sadece ramazan ayında değil, bütün hayatımız boyunca da göstermemiz gerektiğini idrak edelim.
Rabbimden tüm müminlere rahmet ve mağfiret, İslam'ı bilmeyen ve ondaki güzelliklerden habersiz yaşayanlara hidayet diler, şu mübarek ramazan ayının tüm Müslümanların birliğine ve dirliğine, Suriye ve Iraktaki Müslümanların da kurtuluşuna vesile olmasını temenni eder, hayırlı iftarlar dilerim.