Biliyorum pek çoğunuz merakla bu başlığı bekliyordunuz. Nereden mi biliyorum? Okurlarımdan bir kısmının yolda beni durdurup “pembe dizinin devamı ne zaman?” diye sormasından, bir kısmının telefon açıp “abi dizinin sonunu merakla bekliyoruz, neler olacak?” demesinden ve ayrıca gazetemize gelen yüzlerce istekten biliyorum.
 
               Bu yazı dizime bir süreliğine ara vermiştim. Ara vermemin ilk sebebi yaz tatilinde kendime de bir miktar zaman ayırmak istememdi. İkinci sebebi tek bir konu ve gündeme aralıksız devam etmenin yıllardır alışılan tarzıma çok uygun düşmediğidir. Üçüncü sebebi de mübarek Ramazan ayında aşk ve entrika dolu bir hikayeye devam etmenin çok da doğru olmadığını düşünmemdi. Ama asla bir baskı ya da bir sansür uygulaması gündeme gelmedi. Bunu niye mi söylüyorum? Çünkü bazı kafalardan “pembe dizi sansüre mi uğradı?” , “diziye tepkilerden dolayı mı ara verildi?” sesleri yükseldiğini duydum. Bana ya da gazetemize hikayedeki kişilikleri üzerine alan hiç kimse gelmedi ve doğal olarak da bu konuda bırakın baskıyı, rahatsız olan kimse var mı onu dahi bilmiyorum. Hem daha önce de defalarca söylediğim gibi “bu sadece bir hikaye”. Gerek beni tanıyan ve karakterimi bilenler, gerekse uzun yıllardır beni takip eden okurlarım gayet iyi bilirler ki hiçbir zaman baskı ve gözdağı düşüncesiyle yazılarıma yön vermedim. Hoş tarafıma gözdağı verecek ya da baskı yapacak birileri de karşıma çıkmadı ya, neyse.
 
              Biz dönelim pembe dizimize. Kısaca hatırlatmak gerekirse ülkenin birindeki sarayın önemli görevlilerinden Santo ile yine sarayda çalışan genç Camilia’nın gönül ilişkilerinden bahsederek başladığım hikayeye bu ikilinin aşklarından ziyade maddi ortaklık da yaptıklarından bahsederek devam etmiştim. Özellikle genç Camilia’nın sarayda diğer çalışanlardan daha rahat ve huzurlu olduğundan, Santo’nun da etkisiyle bazı anlaşmalardan kendine de paylar çıkarttığından bahsetmiştim.
 
              Dizinin dördüncü ve son bölümünde ise Camilia’nın genç sevgilisinden, Santo’nun da güzel gözlü dilbere yakınlaşmasından ve ayrıca saraya gelen müzisyenlerle yapılan gizli pazarlıktan bahsetmiştim. Ancak tüm bu olanlara daha fazla seyirci kalamayan birileri olanları ortaya çıkartmak adına saraya bir gizli görevli yerleştirmeyi planlıyordu. İşte dizimiz tam da burada kalmıştı.
 
             Sarayda yazıcı ihtiyacı olduğu duyulunca seyirci olmaktan sıkılan bu mahalli ekip saraya kendi adamlarını yerleştirmeyi başarmışlar. Bu gizli görevli ne tesadüftür ki Santo ve Camilia ile yakın bir ortamda kendine yer bulmuş. Bu cesur delikanlı bir taraftan kendisine verilen işleri eksiksiz yerine getirirken diğer taraftan Santo ve Camilia’nın saray etkinlikleri sayesinde keselerinin nasıl dolduğunu anlayacak bazı bilgi ve delillere ulaşmaya başlamış. Bunları da mümkün olduğunca kayıt altına almaya çalışmış. Bu arada Santo ve Camilia’nın uluorta birbirlerine küçük kağıtlara yazılmış aşk notları yolladıklarına da defalarca tanık olmuş ya bu görevinin asıl konusu olmadığı için gördüklerini sadece hafızasına atmış.
 
             Kral bu olanlardan haberdar görünmemekle birlikte muhtemelen olayı fark etmemesinin en büyük sebebi de Santo’nun bu anlaşmalarda resmi olarak hiçbir şekilde yer almamasıymış. Santo daha önceki krallar zamanında bu etkinliklerin bizzat muhatabı olduğu için düzenin işleyişi ondan sorulmakla birlikte yaşlı kurt olmanın hakkını vererek adının ön planda olmaması için gereğini yaparmış. Tabii Santo bu işten sıyrılırken anlaşmayı resmen yapanlar okkanın altına girermiş, girmezmiş hiiiç umurunda eğilmiş.
             Bu ülkenin Bonita isimli bir sanatçısı varmış. Bonita isminin anlamı gibi sevimli ve küçük bir kadınmış. Bonita sık sık kralın konuğu olurken kral da Bonita ile halkı buluşturan konserler düzenlenmesini istermiş. Gerçi bu fikir gerçekten kralın fikri miymiş?  Yoksa Santo ile Bonita’nın işlerine aracılık yapan kızı arasındaki iyi ilişkilerden dolayı mı kral bu fikre inandırıldı mı bilinmez?
 
            Gizli görevli pek çok konuda küçük küçük bilgi parçacıkları toplarken Bonita’nın sadece halk konserlerinde aldığı yüksek bedeller değil sık sık yaptığı ziyaretler sebebiyle ulaşımdan, konaklamaya pek çok giderinin de saray tarafından karşılandığını keşfetmiş.
 
            Bu konu sadece gizli görevliyi saraya sokanlar tarafından değil bazı saray görevlilerince de rahatsızlıkla karşılanan bir durummuş. Bu yüzden zaman zaman bu etkinlikler sebebiyle nelerin döndüğü saray görevlilerince de dillendirilirmiş. Anlatılanlar dönüp dolaşıp Bonita’nın kızı ile Santo ve de Camilia arasındaki gizli anlaşmaya dayanıyormuş. Sözde resmi anlaşma ile gerçek anlaşma arasında bir fark olduğu ve bu farkın da bu üçlü arasında pay edildiği dedikodusu almış başını gitmiş. Hatta bu pazarlıkların sadece Bonita’nın değil başka sanatçıların etkinliklerinde de yapıldığı rivayet ediliyormuş.
 
            Verdiğim arada yazmayı özlemişim sanırım zira bana ayrılan yeri fazlasıyla aşmışım. Neyse bu hikaye burada kalmayacak, haftaya şenliklerdeki paylaşımlarla daha da şenlenen kahramanlarımızı, bizim gizli görevlinin çalışmalarını ve sarayda yaşanan başka maceraları sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.