Türk eğitimde yapılmak istenen köklü (!) değişikliklere bir de “milliyetçi bakış açısı”ndan bakmak artık bir zorunluluktur. Görülüyorki “millî” olmayan bir anlayış eğitimde de sonu olmayan ve karmaşaya yol açan ne idiğü belirsiz arayışlara yöneltiyor birilerini. Artık eğitimde olduğu gibi her alanda da yüzyıllarca sıkıntı olmayacak ve “millî” özelliklere sahip olmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Prof.Dr.Necmettin Hacıeminoğlu 1965’lerde yazdığı “reçete” hâlâ güncelliğini koruyor.Okuyalım,düşünelim,değerlendirelim ve kararımızı verelim.İşte “MİLLİYETÇİ EĞİTİM SİSTEMİ “ adlı eserden bazı bölümler…
 
                  . . .
Milliyetçi Eğitim Sisteminin Ana Prensipleri:
Türk millî eğitimi değişmez iki esas üzerine kurulacaktır. Bu esaslar:
A - Hedefi ve karakteri bakımından millî,
B - Metodu ve muhtevası bakımından ilmî olacaktır. Böylece;
1. Milliyetçi Türkiye’de eğitimin her kademesi millî hedeflerin gerçekleştirilmesi yönünde işleyecektir. Bunun için Türk gençleri önce devlete, millete ve vatana candan bağlı aydınlar olarak yetiştirileceklerdir.
2. Millî eğitim politikası, tıpkı millî savunma politikası gibi, iç politikanın dışında ve üstünde tutulacaktır. İktidarlar, hükümetler ve bakanlar bu politikayı değiştiremeyeceklerdir.
3. Her derecedeki okul kalite, liyakat, milliyetçilik ve iyi ahlaklılık esasına göre işleyecektir.
4. Türkiye’nin imkân, ihtiyaç ve artları hesap edilmeden hiçbir yabancı memleketin eğitim sistemi model olarak alınmayacaktır.
Eğitimin Genel Hedefleri:
Eğitim ve öğretimin ana gayesi, en büyük millî servet olan insan unsurunu,
a. Araştırıcı ve yaratıcı beyin gücü,
b. Üretimi artırıcı bilgi ve beden gücü,
c. Ülkücü, milliyetçi ve çalışkan vatandaşlar olarak yetiştirmek suretiyle, onları Türk milletine hamleler yaptıracak manevî güç hâlinde hazırlamak ve organize etmektir.
Bu hedeflere ulaşabilmek için eğitim teşkilâtının gerçekleştirmesi gereken görevler ise şunlardır:
1. Toplumun sahip olduğu maddî ve manevî kıymetlerin bütünü olan millî kültürü bir nesilden diğerine fire vermeden aktarmak, böylece bu kültürün her nesilde canlı ve şuurlu bir şekilde yaşamasını sağlayacak millî ve tarihî devamlılığı temin etmek.
2. Fertleri, sadece verilen bilgileri öğrenip muhafaza eden otomatlar olarak değil, düşünen, şüphe ve münakaşa eden, araştıran, fikirleri tenkit, terkip ve telif edebilen yaratıcı birer şahsiyet seviyesine yükseltmektir.
Türkiye’de eskiden beri yürürlükte olan eğitim sistemi, bu görevlerden hiçbirini tam olarak yerine getirememiştir. Çünkü mevcut sistem kalite esasına değil, sayı esasına dayanmaktadır. Bu eğitim sisteminden, hakiki mânâda yetişmiş adam değil, “diplomalı okur-yazar” yetişmektedir.
Eğitimin Millî Kültür Hedefleri:
Bütün öğretim kademelerinin müfredat programında yer alacak olan millî kültür prensipleri şunlardır:
1. Her Türk çocuğu, ana dili olan Türkçeyi mükemmel bir şekilde öğrenecektir. Bu topraklarda Türkçe konuşmayan vatandaş kalmayacaktır.
Bir ilkokul mezunu, yakın klâsiklerimiz sayılan Ziya Gökalp’ı, Ömer Seyfettin’i, Mehmet Âkif ve Yahya Kemâl’i okuyup anlayacak seviyede yetiştirilmiş olacaktır.
2. Her Türk çocuğu, millî şuur ve millî gururla dolu olacak şekilde eğitilecektir. Böylece, nesilleri taklitçiliğe sevk eden aşağılık duygusu ve yabancı hayranlığı ortadan kalkacaktır. Bu da ancak onlara büyük bir milletin evlâtları oldukları öğretilmek suretiyle sağlanacaktır.
3. Her Türk çocuğu, millî geleneklerin çağa uydurulmuş şekli içinde terbiye edilecektir. Bu, maddî temele dayanan menfaatçilik ve bencillik duygusu yerine, maneviyatçı esasa dayanan fedakârlık ve özgecilik ruhunu aşılayan millî ahlâktır.
4. Her Türk çocuğu mutlaka ilmî zihniyetle ve hür düşüncenin faziletine inandırılmış olarak yetişecektir. Hiçbir fikri münakaşasız kabul etmeye alıştırılmayacaktır. Ancak bu sayede geniş ufuklu, araştırıcı ve yaratıcı olabilir.
5. Türk çocuğu millî kültür, terbiye, nezaket ve ahlâk anlayışı bakımından ailesine göre farklı değer ölçülerine sahip olmayacaktır. Yani her okuyan genç, bugünkü nesillerde görüldüğü gibi, önce aileden, sonra milletten, sonra da yurdundan ve tarihinden kopmayacaktır. Eğitim, gençleri millete yabancılaştırmayacaktır. Millî birlik ve beraberliği şuurlu hâle getirecektir. Her genç okuldan Türk ve Müslüman olduğunun şuuruna varmış olarak çıkacaktır. Örfünü, millî ahlâk ve zevkini terk etmeyecektir.
Böylece, Türk milleti, halkı ve aydını ile dilde, imanda ve ülküde bir olan fertlerden teşekkül edecektir. Teklif edilen eğitim sisteminde, fertler birbirlerine menfaat bağları ile değil, dil, iman, ahlâk, ülkü ve gönül birliği ile bağlanacaklardır.
6. Bütün okullarda, Türk tarihi, bilinen ilk devirlerinden itibaren günümüze kadar kesintisiz ve bütün olarak ele alınacaktır. Türk milletinin kurmuş olduğu büyük devletler ayrı ayrı değil, aynı milletin kurduğu devletler zincirinin birer halkası olarak takdim edilecektir.
7. Bütün okullarda coğrafya dersleri yeniden düzenlenecektir.
Müfredata, bugünkü “Türk dünyası” mutlaka ayrı bir konu olarak konulacaktır. Bu derste, dış Türklerin yaşadıkları bölgeler, nüfusları, siyasî, iktisadî ve kültürel durumları inlenecektir. Türk çocukları, Türkiye dışındaki soydaşlarımızın her bakımdan bizden farksız olduklarını anlayacaklardır.
Edebiyat ve diğer sanat derslerinde de aynı şekilde hareket edilip, dış Türklerin edebiyat, musikî ve sanat eserlerinden örnekler verilecektir.
8. Bütün öğretim kademelerinde Türklüğün ve milliyetçiliğin düşmanı olan ideolojiler hakkında bilgiler verilerek, nesillerin bu zararlı akımlara karşı muafiyet kazanması sağlanacaktır.
9. Türk çocukları, manevî ve dinî terbiyeyi mutlaka okullarda alacaktır. Dinin esasları ile ona sonradan kasten karıştırılmış hurafe ve bâtıl inançların ayrı şeyler olduğu nesillere anlatılacaktır. Müslümanlığın çağın icaplarına uymağa asla engel olmadığı, çalışmayı, araştırmayı, temizliği, iyi ahlâkı, adaleti, vatanseverliği ve sosyal yardımlaşmayı emrettiği
öğretilecektir. Böylece hem aydınlar milletin dinî inancına saygılı olacak, hem de siyaset adamının din istismarı önlenecektir.
10. Türk çocukları, tarihi boyunca millete hizmet etmiş bütün Türk büyüklerini, fikir ve sanat adamlarını, birini diğerine tercih etmek lüzumunu duymadan sevecektir. Onları tanıyacak ve kendisine örnek edinecektir.
Hepsinden manevî güç alacaktır. Türk aydını artık sadece Batının ilim ve sanat adamlarına hayran kalmayacaktır.”
 
MİLLİYETÇİ EĞİTİM SİSTEMİ - NECMETTİN     HACIEMİNOĞLU
                1972 BASIMI  TÖRE - DEVLET YAYINLARI 141 SAYFA