Toplumu oluşturan her bireyin toplum içinde küçük ya da çok önemli yeri var. Kimisi eğitimiyle, kimisi ekonomisiyle, kimisi yaptıklarıyla kimisi de görüntüsüyle toplum içinde kendine yer bulur. Kişiliği yanında konumu da bu değerlendirmede önem arz eder.Ancak her zaman hak ettiğini almaz insanoğlu. Kimileri yoğun gayretine rağmen yerinde sayarken kimilerinin yüzüne de şans güler ve belki de beklemediği hatta hak etmediği yerlere gelir. Bazen şans bazen de ahlaka ve dürüstlüğe uygun olmayan yollarla sözde başarı edilebiliyor.

Herkes hak ettiğini mi yaşıyor? Ya da hak ettiğine mi ulaşıyor? Bu soruları zaman zaman kendimize sorduğumuz olmuştur. Bazen cevabını örneklerle verirken bazen de inancımızla farlı bir bakış açısıyla değerlendiririz bu soruları. Cevabı ne olursa olsun hepimizin çevresinde bulunduğu yeri pek de hak etmediğini düşündüğümüz kişiler mutlaka vardır. Bazen iş yaparken karşılaştığımız bu insanlara bazen de devlet yönetiminde bile rastlayabiliyoruz. Hak edenin, layık olanın, bulunduğu konuma uygun donanıma sahip kişilerin bu özellikleri dolayısıyla liyakat almalarından daha doğal ne var? Ama maalesef özellikle siyasi bağlantılı atamalarda zaman zaman zihnen ve siyaseten yakın olduğu için paye alanlar oluyor. Bu durum bazen o kişiyi komik duruma düşürebilse de bundan en büyük zararı yine bu ülke görüyor.

Yazıma hoş bir fıkra ile son vermek istedim. Ama sakın bu fıkrayı kimse üzerine alınmasın; ne saç renginin zekayla bir ilgisi olduğunu düşünürüm ne de sarışınlara karşı bir ön yargım vardır ama fıkrayı aslına uygun olarak sizlere aktarmayı daha uygun buluyorum. Üç sarışın polis olmaya hak kazanmışlar. Hayallerini süsleyen detektifliğe ulaşmak için dedektiflik sınavlarına müracaat etmişler. Yapılması icap eden bir sürü sınavlardan bir tanesini idare etmek de bir komisere düşmüş. Komiser birinci kıza beş saniye müddetle bir dosyadan çıkarttığıprofilden çekilmiş bir resmi göstermiş ve - "Söyle kızım" demiş "Bu bir suçlunun resmi, bu adamın bariz ne özelliği var? Bunu ileride nasıl tanırsın?" Kız şöyle bir durmuş ve:"Çok kolay" demiş "Adam tek gözlü"...Komiser resme bakmış ve:- "Kızım bu resim profilden, yani yandan çekilmiş. Tabii ki tek göz göreceksin..." demiş ve aynı resmi ikinci kıza gösterip aynı suali sormuş ve:- "Bana bak" diye ilave etmiş "Doğru dürüst bir cevap ver" İkinci kız:- "Bu adamı tanımak çok kolay" demiş "Çünkü adamın tek kulağı var" Komiser: "Kızım" diye bağırmış "Bu resim profilden dedik yaa!.. Adamın suratının öbür yanını göremiyoruz. Onun için kaç gözü, kaç kulağı olduğunu bilemeyiz..." Komiser, üçüncü kıza:-  "Kızım lütfen akıllı bir cevap vermeye çalış. Beni çıldırtma. Bu adamın bariz özelliği nedir, bu adamı ileride nasıl tanırsın?" diye sormuş. Kız: "Bu adam lens takıyor" diye cevap vermiş. Komiser şaşkın, şaşkın resme bakmış ama adamın lens takıp takmadığını bir türlü anlayamamış. Merak etmiş adamın dosyasını açıp okumuş, dosyadaki bilgiye göre hakikaten adam lens takıyormuş. Kızın tahmini karşısında çok şaşırmış. Komiser, üçüncü kıza hayranlık içinde: "Aferin be kızım" demiş "Doğru bilmişsin. Şimdi söyle bakalım bu adamın lens taktığını resimden nasıl anlayabildin?" Kız: "Çok kolay" diye cevap vermiş: - "Tek gözlü, tek kulaklı bir adamın gözlük takacak hali yok ya!.."